Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki her geçen gün bölümleri uzatmaya çalışacağım şimdilik kafamda bir şeyler var ama her an farklı bir şekilde de yazabilirim hepinizine iyi okumalar asklarım <3
__________________________________[Felix]
Genelde benim gibi çaylak çalışanların oturduğu odada bay Hwang için hazırlamam gereken bir diğer sunum için bir bardak kahve eşliğinde kafa yorarken odada yankılanan ismimle kapıya doğru dönmüş seslenen kişinin Bay Hwangın sekreteri olduğunu görünce heyecanlanıp hemen ayağa kalkmıştım,istemsizce gerginlikten midem kasılsa da karşısında sakinliğimi korumak için direnmiş ve kapıya ilerleyip gülümsemiştim.
Dinliyorum
Bay Hwang en kısa sürede sizi odasında görmek istiyor sanırım fikrinizi beğenmiş.
Duyduklarıma bir dakika kadar inanmamış olsam da karşımdaki kadını nazikçe onaylamış hemen geleceğimi belirttikten sonra üzerime çeki düzen verip derin bir nefes alarak bay Hwangın odasına doğru adımlamıştım.
Gerginlik her ne kadar vücudumu esir almışsa da cesur olmaya çalışarak kapıyı tıktıklayıp odaya girmiştim. Bay Hwang her ne kadar diğer patronlar gibi resmi giyinmese de yüzündeki ciddi ifade bütün çalışanlarını ürkütecek güçteydi,ellerim önümde masasının önüne geçmiş ve bana bakması için beklemiştim çekingeç bir tavırla.
[Hyunjin]
Karşımda gördüğüm çocuğu dikkatle incelerken nasıl bu kadar temiz bir yüzü olduğunu düşünmüştüm istemsizce yüzünde güneşin en parlak ışıklarından bile daha nacizane bir parlaklık bulunurken kendimi toparlamak istercesine başımı sağa sola sallamış biraz önce incelediği dosyayı masaya koyup ona doğru ittirmiştim.
"fikirlerini anlat"
Çocuğun çekingen tavrını hissetsem de ne gibi bir amacı olduğunu merak etmiş biraz üstüne varmanın çok bir şey ifade etmeyeceğini düşünerek üstelemiştim.
"anlat ki niye seçtiğim kokuyu bastırmak istediğini bileyim"
[yazar]
Felix patronunun gittikçe yükselen sesiyle adeta olduğu yere sinmiş ve gözlerini kapatıp derin bir nefes almıştı,konuşmak istiyordu ancak konuşursa her an patronu üzerine gelip tekrar bağıracak ve onu işten çıkaracak diye aklı çıkıyordu Felix.
"neden frezya kokusunu bastırmak istiyorsun?"
Konuşmasa da kızacağını anladığı için derin bir nefes almış ve içine çektiği omuzlarına gerginleştirip düzelterek konuşmaya başlamıştı.
"öncelikle efendim seçtiğini kokuya karşı her hangi bir nefretim yok keza bu yüzünden arzelya ile buluşmasını istedim zaten"
Sarışın genç bütün dikkatini karşısındaki çilli çocuğa yöneltirken gözlerini kısıp çocuğa bakmış ve söylediklerinin her bir detayını dikkatle dinlemişti ona göre çocuğun mantıklı bir sebebi olsa iyi ederdi çünkü hayatında önceden her ne kadar farkında olmasa da büyük yer kaplayan frezya şimdi bile şirketini bu kadar üne kavuşturmuşsa alt kademeden biri gelip bu kokuyu bastırmaya çalışamazdı. Hwang Hyunjin bunu bizzat hakaret olarak algılardı.
Sarışın genç kendini açıklamak adına aklına gelen bin bir türlü örneğin arasından aşık olmayı seçmiş ve sanki daha öncesinde kimsenin anlamlandıramayacağı bir aşka düşmüş gibicesine anlatmıştı
"bilirsiniz ki efendim aşk da böyle bir şeydir,bazen hiç olmayacak karakterler bir araya gelir ve işte o anda sonsuzluk doğar. Ben sadece bizim bu basit uyumdan ilham alabileceğimizi düşündüm*
Sarışın çocuğun dediklerinden her ne kadar etkilense de içindeki bir diğer ses ona fazla dramatik olduğunu fısıldamış ister istemez bu fikrine uyup karşısındaki çocuğa kapıyı göstermişti
"çıkabilirsin bunu düşüneceğim ama işin zor gibi."
Felix patronunun fikrinden etkilendiğini düşünerek buraya geldiğinde sonucun böyle olacağını elbette düşünmemişti kapıdan dışarıya adımlarını sürdürürken gözleri dolu dolu olmuş gözlerinin önü buğulandığı için farketmeden birisiyle çarpışmıştı,tek istediği kısaca bir özür mırıldanıp geçip gitmekken çarptığı kişinin kolunu tutmasıyla şaşırmış ve başını kaldırıp kim olduğuna bakmıştı. Karşısında mor saçları tıpkı ametist gibi parlayan adamı görünce gözlerini bir kaç kez kırpıştırmış ve tebessüm etmişti. Kısa bir süre gözlerini alamadığı adamın elini yanağında hissedince istemsiz bir sahiplenilme duygusu ile adamın avucuna yaslanmıştı. Bir nebze olsun sakinleştiğini hissederken adamın konuşmasıyla kendine gelmiş ve karşısındaki beyefendinin gözlerine odaklanmıştı.
"hangi hadsiz böyle bir güzelliği üzdü?"
"önemli bir şey değil efendim izninizle gitmeliyim"
Çocuk anlık iltifatla paniklemiş ve hemen adamın kolundan ayrılıp gitmeyi planlamıştı ancak karşısındaki adamın onu tutmaya ısrarcı olacağını nerden bilebilirdi ki?
"bakın gerçekten gitmeliyim"
"gel benimle"
Adam çocuğun kolundan tutup çekiştirirken gördüğü lavaboya ilerlemiş içeriye girdiğinde çocuğun kokunu serbest bırakıp çocuğa dönmüş ve parmaklarının tersini yanağına dokundurmuştu
"hadi söyle kim üzdü bu güzelliği?"
Küçük olanın yanakları her geçen saniye daha da kırmızı bir hale gelirken karşısındaki beyefendinin hatta gördüğü en yakışıklı beyefendinin ince düşüncesine kapılmış olacak ki gözlerini adamın gözlerine çevirmiş ve mırıldanmıştı.
"patronum.."
Adam bulundukları ortama alakasız bir kahkaha patlatıp çocuğun yanağındaki elini çekmiş,çocuğun yüzüne eğilip cebinden çıkardığı kartı avucunun içine sıkıştırmıştı.
"o aptal patronunu siksinler,kimse seni böylesine üzmemeli başka bir şey olursa ara lütfen kartımda bütün bilgilerim var"
Küçüğün eline kağıdı tutuşturduktan sonra lavabodan çıkıp doğruca aptal patron olarak nitelendirdiği sarışının odasına sert adımlarını yöneltmiş sekreterin onu tutmasına vakit bile kalmadan Hwang Hyunjinin odasına dalmıştı.
"sen gerçekten sandığımdan daha aptal bir veletsin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fressia
RomanceFrezya kokusu bütün dünyayı sarsa da ciğerlerime dolan en güzel koku senin olacak.