Öncelikle herkese merhaba açıkcası hala birilerinin okuduğuna inanmak zor geliyor.. Okunmayacağını düşündüğüm için yazmayı bıraktığım hikayenin yeni bölümünü atıyor olmak bende tarif edemediğim hislere sebebiyet veriyor. Umarım paslanmamışımdır ve keyifle okursunuz lütfen oy vermeyi unutmayın!
____________________________________
Odasına vuran güneş ışıklarıyla sarı saçları günü aydınlatırcasına ışıldarken yavaş yavaş gözlerini aralamıştı sarışın,son günlerde her zamankinden daha çok yorulan bedeni yataktan çıkmayı her ne kadar reddetmek istese de yatağında doğrulup derin bir nefes almıştı. Telefonunu açıp gelen bildirimlere göz atmış bir sürü haberde adının geçtiğini görünce keyifle dünden bu yana kahkaha atarak baktığı fotoğrafları açıp tekrar bakmıştı genç oğlan. Bedeni ne kadar kötüymüş gibi hissettirse de ruhu da bir o kadar keyifliydi sonuçta uzun zamandır sektöre nam salmış olan lee minho kendi şirketinden atılırken fotoğraflanmış ve gazetecilerin en iyi haberi olarak manşet olarak basına yayılmıştı. Bu olaydan çok fazla keyif almış olsa da telefonunu kenara bırakıp kısa bir duş almış ve hazırlanmak üzere gardırobunun önüne geçmişti sarışın.
Lee minho her zamankinden daha önce uyanmış ve erkenden işine koyulmuştu. Sabahın ilk ışıkları olmasına rağmen özenle yapılmış saçları herkesin yürürken dönüp bir kez daha bakacağı takım elbisesi ile adeta yıldızlar gibi parlıyordu genç adam. Sanki adı bir gün önce manşetlerde yer almamış,
insanlar onun rezil olduğunu düşünmemiş gibi keyifliydi. Hiç bir şey yokmuş gibi davranmak tam da ona göre bir hareketti ne de olsa.. Ya da belki sadece onu dışarıdan gören insanlar onun böyle olduğunu düşünürdü. Daha günün erken saatleri olmasına rağmen kendisini butik bir çiçekçinin kapısında bulan genç adam hemen dükkana girmiş ve gözlerini raflardaki özenle bakılmış her bir çiçekte gezdirmişti,ağır adımlarla rafların arasında gezerken her biri birbirinden güzel görünsede genç adamın aradığı çiçek elbette bunlardan biri değildi. Arkasından gelen sesle hafif bir irkilme yaşasa da omuzlarını silkelemiş ve sesin geldiği yöne doğru döndürmüştü vücudunu.Bay Lee erkencisiniz?
Güne erken başlamak istedim sadece.
Aslında sadece istediği için burada olmadığını bilse de karşısındaki çiçekçinin bunu bilmesine gerek yoktu.
Pekala efendim sizin için ne verebilirim güllerimiz yeni açtı hepsi birbirinden güzel kokuyorlar.
Memnuniyetsiz bir yüz ifadesiyle başını olumsuz anlamda sallamış,konuşmasına ara vermeden devam etmişti.
Aradığım böyle basit bir şey değil.. Daha zor daha özel bir şey istiyorum
Her ne kadar son zamanlardaki olaylar yüzünden bu çiçeğin adını duyduğunda bile içindeki nefret alevlense de genç adam yüzüne samimi bir gülümseme yerleştirmiş ve devam etmişti.
Frezya arıyorum
Kendisinden bir kaç yaş daha küçük olduğunu bildiği satıcı kendisine gülümserken arka tarafa doğru ilerlemiş ve küçük bir pencerenin önüne sıraladığı nadide çiçekleri göstermişti.
Buyrun efendim
Minho göz devirmemek için kendisini sıkarken kenarda gördüğü not kağıdını eline almış ceketinin cebinde bulundurduğu siyah kaleminin kapağını dişleriyle açınca kısaca bir cümle yazıp kalemi geri kapatmıştı,not kağıdını ve bir miktar parayı kasanın üzerine bırakınca nefret ettiği çiçekleri göstermiş satıcıya dönüp gülümsemişti.
Bunlardan güzel bir buket yap sonra da vereceğim adrese yollarsın.
Karşısındaki gencin bir şey demesine bile müsade etmeden dükkandan çıkıp arabasına ilerlemiş arabasına bindiği anda elini direksiyona vurup bir kez daha ileride kokusuna muhtaç kalacağı çiçeklere olan nefretini kusmuştu. Sonuçta kader her zaman istediğimiz gibi ilerlemez ve bize bazen hiç istemediğimiz sürprizler yapabilirdi.
Eve geldiği anda yolun karşısındaki eve uzunca bir bakış atmış ardından hiddetli adımlarını kendi evine çevirip kapıyı çarparak içeri girmişti. Kendisini ezdirmekten nefret eder ve sonuçları ne olursa olsun herkesi ezer ama kendisi asla ezilmezdi. Üzerindeki ceketini bir kenara bırakıp sakinleşmek adına yüzünü yıkamış,temiz bir hava almak için çıktığı balkonundan çevreyi izlerken biraz önce gittiği çiçekçinin buketi sevgili karşı komşusuna getirdiğini görünce yandan bir gülüşle odağını oraya yöneltmişti.
Sarışın genç üzerine giydiği onu daha da iyi gösteren kıyafetlerle bir şarkı mırıldanarak merdivenden aşağı adımlamış kahvaltı yapmak için mutfağa ilerlerken zilin çalması ile adımlarını hızla kapıya yönlendirmiş kapıyı aralayınca gördüğü çiçek buketiyle küçük çaplı bir şok geçirmişti karşısındaki genç gülümseyerek ona bakmaya devam ederken çiçeği elinden almış başıyla kısa bir teşekkür edince kapıyı kapatıp mutfağa geri dönmüştü.
Tabii çiçeği alırken pür dikkat onu izleyen komşusundan habersizdi.
Tezgahın üzerine koyduğu çiçeklere bakıp tebessüm etmiş çok sevdiği frezyalara eğilip kokusunu derince içine çekmişti genç oğlan. Onun için bir çok insana basit gelebilecek bu çiçek küçüklüğünde bahçıvanlarının anlattığı hikaye ile hayatına dahil olurken hayatının belki de en önemli noktası olmuştu,çocukluğunu onunla geçirmiş incinmesin diye bir an başından bile ayrılmamış ve şimdide onun sayesinde kendi ayakları üzerinde duran birisi olmuştu. Çiçek buketine yaklaşınca gördüğü notla kaşları havaya kalkmış ve çiçeklerini incitmeden notu aradan çekmişti. Kalçasını mutfak tezgahına yaslayıp notun bulunduğu küçük zarfı açmış ve içinde yazan cümleyle adeta olduğu yerde kalmıştı.
Senin gibi bir güzelliği sinirlendirdiğim için üzgünüm. Beni affedebilir misin?
Lee Minho
____________________________________
Umarım hoşunuza giden bir bölüm olmuştur.. Şimdiden hepinize teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fressia
RomanceFrezya kokusu bütün dünyayı sarsa da ciğerlerime dolan en güzel koku senin olacak.