Bir anda odasına giren adamla kafasını ilgilendiği bilgisayarından kaldırmış önce başını kapıda mahçup bir ifadeyle gözlerine bakan sekreterin çevirip eliyle çıkmasını işaret etmiş,genç kadın kapıyı kapatıp dışarı çıktığında davetsiz misafir olarak odasına dalan hadsiz adama karşı kaşlarını çatıp gözlerini kısmıştı.
Elbette karşısında görmeyi beklediği son kişi daha bir önceki gece gala da acımasız sözlerini sıraladığın Lee Minho değildi. Aklının ucundan geçen en uç noktaki düşünceler yüzünden başına bir ağrı girdiğini hissetmişti.
Adamın laubali sözleri ile sinirinin bütün vücudunu ele geçirdiğini hissetmişti sarışın. Hızla oturduğu sandalyeden kalkıp elini sertçe masaya vurmuş mor saçının gözlerinin içine bakıp bağırmıştı."derhal odamı terk edin"
Lee Minho çocuğun hareketlerinin aksine bütün soğukkanlı ile kurduğu cümlelere karşılık olarak histerik bir kahkaha patlatmış sesinin odada yankılanmasını umursamadan masaya yaklaşıp masanın önündeki deri koltuğa yerleşmiş ve bir bacağını diğerinin üzerine yan bir biçimde atıp geniş bir vaziyette oturmuştu.
"sus ve otur yerine konuşacağız çocuk"
Minho'nun gevşek tavrına karşı gittikçe sinirlerinin tepesine çıktığını hissederken yerine oturup raporlarının yazılı olduğu bilgisayarı kapatmış ve gözlerine bakıp iç çekmişti.
"sizinle konuşacak bir şeyim olduğunu sanmıyorum bayım"
"gayet de var,sana çekilmenin söylediğim halde görüyorum ki hala dandik kokun hakkında çalışma yapıyorsun"
Hyunjin adamın sözlerine karşı masasından kalkıp adamın karşısındaki deri koltuğa geçmiş ve ona doğru eğilip ellerini birbirine kenetlemişti.
"anlıyorum endişelisiniz fakat markamın sizi bu kadar korkutacağını düşünmemiştim"
Yüzündeki gülümsemeyi genişletip bir bacağını sallamaya başlamış ve adamın yüzündeki şaşkınlığı önemsemeden sözlerine devam etmişti.
"teklifiniz her neyse umrum dışı o yüzden tekrar ediyorum. Hemen odamı terk edin."
Minho'nun baştaki rahatlığından eser kalmamış,bu zamana kadar karşısında kimsenin bu kadar rahat olması fikrine yabancı olduğundan vücudu adeta yay gibi gerilmişti.
"aptal bir velet olduğunu söylemiştim sana değil mi? İleride bu laflarını sana yedireceğim ve tıpkı biraz önce kaybettiğin çilli çocuk gibi bütün şöhretini de kaybedeceksin"
Tekrardan özgüven bedenini sarıp sarmalarken ayağa kalkıp üstten bakışlarını oturan sarışına sunmuş ve dudağının kenarı kıvrılırken cümlelerini sürdürmüştü.
"Ve biliyor musun Hwang ben senin bu halini görebilmek için elimden gelen her şeyi yapacağım"
Cesur sözlerinin ardından zeminde yankılanan güçlü adımları eşliğinde odadan çıkıp kapıyı çarpmış arkasında delirmiş bir sarışın bıraktığını bilmenin gururuyla asansöre adımlamıştı.
Hyunjin odasından çıkan Lee Minho'nun ardından sinirle ayağa kalkıp odasının içinde volta atmaya başlamış aklına gelen şeyle sinsice sırıtıp sekreterini aramış ve bir kaç cümle mırıldanmıştı.
Mor saçlı olan asansörü çağırıp gelmesini beklerken yandan ona bakan çilli çocuğa göz kırpmış tam ona doğru ilerleyecekken kolundan tutulunca olduğu yerde durup yanındaki adamlara bakmış konuşma fırsatı bile bulamadan güvenliklerin onu sürüklemesiyle onu tutan iki adamın elinden kurtulmaya çalışmıştı. Bütün çırpınışlarının faydasız olduğunu bildiği halde uğraşmayı bırakmamış ancak zemin kata gelmiş olması ile kollarını tutan iki güvenlik tarafından yaka paça dışarı atılmıştı.
Tabii Lee Minho'nun kaçırdığı bir nokta vardı,biraz önce rest çektiğini sandığı çocuk tahmin ettiğinden çok daha zekiydi.
______________________________________Minho evinde resmen burnundan solurken hâlâ arkadaşlarının okuduğu saçma sapan haberleri dinlemiş bir yandan da onlara kapatmaları için sesini yükseltmişti.
"şu zırvalığı okumayı kesecek misiniz evimden kovmalı mıyım?"
Bu sözlerinin üzerine Seungmin kahkaha atıp Minhoya Penumbradan atılırken magazinin çektiği bir fotoğrafı gösterip dalgaya konuşmuştu
"nasıl atacaksın penumbradan atıldığın gibi mi"
Bunun üzerine yan koltukta oturan Changbin seungmin katılıp gülmeye başlamış ancak Minhonun onlara baktığı fark edince ayağının ucuyla Seungminin bacağına dokunup susması için işaret etmişti. Ortamı huzursuz bir sessizlik esir alırken Changbin dirseklerini dizlerine yaslayıp Minhoya dönmüştü.
"minho şaka falan ama gerçekten bu çocuk uğraşılacak gibi değil"
Minho bu sözlerin üstüne hemen arkadaşına dönmüş ve ona yaklaşıp elini omzuna koyup sıkmıştı
"benim kim olduğumu sakın unutma Changbin,ben bu zamana kadar istediğim her şeyi elde ettim bundan sonra da öyle olacak"
★━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━━★
Pek keydim olmadığı için yayınlamak içimden gelmedi umarım beğenirsiniz 🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fressia
RomanceFrezya kokusu bütün dünyayı sarsa da ciğerlerime dolan en güzel koku senin olacak.