"Çok güzel çek ama"

3.5K 218 78
                                    

SELAMM. Kısacık reklam yapmak istiyorummm. Yeni bir fic yayinladimm. Eğer dikkatinizi çekerse, oraya da beklerimmm

 Eğer dikkatinizi çekerse, oraya da beklerimmm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

____

"Taehyung, emin misin? Bak, miden bulanır, kötü olursun. Istersen başka şeye binelim" şu an hız tireninin karşısında durmuş, sıra bekliyorduk. "Eminim. Hem söyle bakayım, yoksa sen hızdan korkuyor musun?" Sinsi-sinsi gülmemle o da güldü.

Yanağımdan makas alarak konuştu "bebeğim, ben ve hızdan korkmak? Hah, güldürme beni. Hız benim yaşam felsefem".

"Ona ne şüphe" dediğimle ikimiz de kıkırdadık. "Cidden de hız yaşam felsefen" ettiğim imayı anlamıştı. Mühürlenmemiz de hızlı olmuştu. Genel olarak bize dair her şey -tanışmamız, sevgili olmamız ve mühürlenmemiz, hamile kalmam gibi- hızlı olmuştu.

"Hadi bebeğim. Bizim sıramız. Ver elini bakayım" elimi tutarak yürümeye başladı. Yerimize oturduğumuzda emniyyet için olan demiri de önümüze kapatarak sıkı tutunduk.

_____

"Ama ben sana demiştim miden bulanacak diye, değil mi?" Cidden de dediği gibi olmuş, hızdan dolayı midem bulantmıştı. Şu an elimde yarım limonla oturmuş, onu yiyordum.

"Ne yapayım ya, istedim işte. Hem kötü mü oldu? Ne güzel eğlendik" elimdeki limonu yanımızdaki çöp kutusuna atarak ayağa kalktım. "Haydi, şimdi sıra dönme dolapta" oflayarak uzattığım elimi tuttu ve ayağa kalktı. Yanağımı öperek yürümeye başladı.

Içeri geçerek oturdum. Jungkook'ta yanıma oturdu. "Ayy, aşırı heyecanlandım. Doğuracağını şimdi şuraya" Kahkaha atmıştı. "Bebeğim, sakin ol. Hem şu an doğuramazsın. Bebek daha 2 aylık" ofladım. "Ya, ben ne zaman doğuracağım yaa. Bebişimizi elime almak istiyorum ama" dudağımı sarkıtarak konuşuyordum. Kıkırdayarak yanağımı kocaman öptü. "Bebeğim 5 aydan sonra bebek daha hızlı gelişecek ve en gec 6-7 aya doğacak. Daha zamanımız var. Tabi erken doğum olmazsa. Bebeğimiz sabırsız olursa muhtemeldir".

"Ya sen en son senaristtin, ne ara doktor oldun be adam?"

"Ee, koca ve baba olmak o kadar kolay mı sanıyorsun? Bebeğimiz yüzünden doktor bile oldum ben" dediğine kıkırdayarak yanağını öptüm. Aletin yavaşça kıpırdanmasıyla küçük çığlık attım. Çok heyecanlıydım. "Ayy, bak kocacım, harekete geçti".

Çocuksu heyecanıma karşı kıkırdayarak elimi tuttu. "Evet bebeğim" yavaşça yukarı kalkıyorduk.

"Jungkookk" yerinde yayılarak bana baktı "efendim bebeğim?" "Fotoğrafımı çeksene" kafasını sallayarak cebinden telefonunu çıkardı. "Hemen pozlar veriyorum. Çok güzel çek ama, tamam mı?"

"Tamam bebeğim" camın önüne geçerek kocaman gülümsemeye başladım. Her verdiğim pozda Jungkook fotoğrafımı çekiyor, fotoğrafa bakarak gülümsüyordu. Böyle bir sürü saçma pozlar vermiştim ve o da hepsini çekmişti.

Nerdeyse 10 dakika sonra dönme dolap durmuş, aşağıya inmiştik. "Acıktın mı?"

"Acıktım vallaha". "Şurda güzel bir restoran biliyorum, gidelim mi oraya?" Onaylarcasına kafamı salladım. "Uzak mı orası?" Eğer uzaksa bekleyemezdim. Çünkü çok açtım. "Hayır güzelim, hemen şurda" eliyle gösterdiği yere baktım. Cidden de çok yakındı.

Bir az daha yürüdükten sonra varmıştık. Kocaman bir restorandı. "Içerde mi yemek istersin, yoksa burda mı?" Hem içeride masalar vardı, hem de dışarıda. "Dışarıda yiyelim. Hem hava güzel" kafasını sallayarak masalardan birinin sandalyesini çekti. Teşekkür ederek oturdum. Ben oturduktan sonra da o da oturdu ve garsonu çağırdı.

"Buyurun efendim" elindeki menüleri bize uzatarak masadan uzaklaştı. Menüye kısaca göz attım. Yemekler fazla ağırdı. Eğer bunları yersem büyük ihtimalle kusardım, ya da sabaha kadar karın ağrısı çekerdim. "Bir şey beğendin mi?" Jungkookun sorusuyla kafamı salladım.

"Ya hayatım yemeklerin hepsi çok ağır. Eğer ben bunları yersem büyük ihtimalle kusarım, ya da sabaha kadar karın ağrısı çekerim". Elindeki menünün diğer sayfasını çevirerek kısaca göz attı. "Bak bebeğim," menüyü bana uzatarak eliyle dediği yeri gösterdi "burda meyve salatası var. Hem sen seversin böyle şeyleri. Içinde de bolca çilek ve kiraz var. Sipariş edelim mi?"

"Edelim" heyecanla konuşmama kıkırdadı.

"Bize iki tane şurdaki meyve salatasından lütfen" elindeki menüden salatayı göstererek konuştu. "Içecek bir şey ister misin?"

"Meyve şiresi".

"Yanında da bir tane soda ve meyve şiresi lütfen" garson elimizdeki menüleri alarak masadan uzaklaştı.

_____

"Of, doydum. Çok yedim valla" arkaya yaslanarak karnımı ovdum. Meyve salatasından 3 tabak yemiştim. Tadı çok güzeldi cidden. Bir de üstüne canım çektiği için çilekli cheesecake ve dondurma yemiştim. Jungkook'sa meyve salatasi yemişti sadece. Bir de benim yoğun ısrarlarımla dondurma.

"Kalkalım mı o zaman?" Kafamı salladım. Masadan kalkarak yanıma geldi ve kalkmama yardım etti. Hamilelik sebebiyle karnım zaten şişti, çok yedim diye bir az daha şişmişti.

"Gitmek istediğin başka yer var mı?" Aklıma gelenler kocaman gülümsedim. "Alışverişe gidelimm".

______

Anlayacağınız üzere diğer bölüm de düzyazı. Bir kaç bölüm sonra zaman atlaması ola bilir. Tam emin değilim. Yani ola da bilir, olmaya da bilir.

Neyse, umarım beğenmişsinizdir. Hadi çüzzz bebislerim.


Sex, drug, etc ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin