"Rahat dur Jungkook" bir türlü üzerimi değiştirmeme izin vermiyordu. Sürekli bana sırnaşıyor, öpüyor, elliyordu beni. Şu an altımda kısacık şort vardı. Üstümse Jungkook yüzünden hâlâ çıplaktı. Annemler aşağıda Harinle beraber bizi bekliyorlardı. Jungkook çoktan üzerini değiştirmişti. Ancak ben hâlâ onun yüzünden giyinememiştim.
"Ya bi dur be adam. Annemler aşağıda bekliyor. Bir az daha gecikirsek buraya gelirler. Dur, başka zaman oynaşırız kocişkom. Şimdi sırası değil".
"OFF" Oflayarak geri çekilip arkasındakı yatağımıza oturdu. "Oflama bana" tekrar ofladığında göz devirerek şortumu çıkararak hızlıca pantolonumu geçirdim. Üzerine de hızlıca tişört geçirdiğimde hazırdım. Hamilelikten sonra aldığım kiloların çoğunu hâlâ veremediğim için dar şeyler giymiyordum. Önceden de fazla dar giyen birisi değildim.
Saçımı tarayıp parfüm sıktıktan sonra hazırdım. Jungkook bana hep parfüme gerek olmadığını söylese de, artık alışkanlık haline gelmişti. Parfüm sıkmadan dışarı çıkamıyordum. Eskiden okulda bu yüzden zorbalık görüyordum. Annemler hep kendimize has kokumuz olduğu için parfüme gerek kalmadığını söylerlerdi. Bu yüzden ben de br keresinde parfüm sıkmadan okula gitmiştim. Kendi kokumuzu alamadığımız için nasıl koktuğumla alâkalı zerre fikrim yoktu. O gün tüm gün boyunca bana kötü davranmış, kokum hakkında iğrenç şeyler söylemişlerdi.
Annemlere söylediğimdeyse bana güzel koktuğumu söylemişlerdi. Ancak doğal olarak o kadar çirkin sözden sonra onlara inanamamıştım. Tâki Jungkooku bulana kadar. Ona bu olayı anlattığımda kokumu almam için onu kokumla işaretlememe izin vermişti. Kokumu öyle almıştım.
Ben vanilya ve orkide karışımı korkuyordum. Jungkook ise nane ve ferah deniz kokuyordu. Kokularımız bir az uyumsuzdu, ancak güzeldi.
"Hazırım, hadi inelim" Jungkookun kolundan tutarak kaldırdım. Parmaklarımızı iç içe geçirerek merdivenleri indik. Tam da tahmin ettiğim gibi; annem Harinle oynuyor, babam bir köşede oturmuş onları gülümseyerek izliyordu. Babamla Jungkooku bir birine benzetiyordum çoğu zaman.
Babam da annem bir şey yaptığında çoğu zaman ona gülümseyerek bakar, dalardı. Jungkookta böyleydi. Sürekli gülümseyip bana bakarak dalardı.
Harini kucağıma almak istediğimde annem izin vermemiş, bana Jungkookun yanına gitmemi söylemişti.
Annem kendisi Harini kucağına alarak arabaya binmişti.
Annem, Harin ve babam arkada, Jungkook sürücü, bense yolcu koltuğundaydı. Jungkookun babası bizimle gelmeyi kabul etmemişti. Önceden başka bir yere gitmeleri gerekiyormuş. Ondan sonra bizim yanımıza geleceklerdi.
Jungkook belli etmese de, babasının bu hareketlerine üzülüyordu. Bay Haju ne kadar iyi biri olsa da, Jungkooka karşı çok duyarsızdı. Jungkooka olan sevgisini biliyordum. Ancak ona karşı asla bir baba gibi ilgili değildi. Dolayısıyla da Jungkook kendi göremediği çocukluğu, babalığı Harine yaşatıyordu...
-
İlsanda bir müstakil eve gelmiştik. Yol uzun ve saat daha erken olduğu için annemle babam uyumuştu bir kaç saat. Eh, Harin de bebek olduğu için o da uyuyordu. Ancak ben Jungkookun uykusu gelmesin diye sürekli onunla konuşmuş, binevi kafasını dağıtmıştım. Jungkook sürekli bana gerek yok, uykum gelmiyor, sen uyu gibi şeyler söylese de onu dinlememiş, uyumamıştım.
Ikimizin de uykuya ihtiyacı vardı. Harin yüzünden fazla uyuyamıyorduk.
Arabadan inip bavulları çıkardık. Ben Harini kucağıma aldığım için bavulları Jungkook ve babam taşıyordu. Harin uyuduğu için ekstra dikkatliydik hepimiz. Eğer uyursa uyuma planlarımız suya düşerdi. Uyandıkta zor uyuyan biriydi. Kimse çekmiş hiç bilmiyorum. Oysaki Jungkook ve ben çabuk uyurduk.
Üst katta çıkıp Harini yatağa bıraktım. 5 dakika sonra içeri Jungkook girmişti. Bavullarla. "Annemler nerde?"
"Yorgunlar. Uyuyacaklarmış" kafamı salladım. Harinin bavulundan tulum ve bez çıkardım. Yolda altına yapmış olmalıydı. Kucağıma aldığımda koku geliyordu. Usulca altını değiştirdikten sonra üzerindeki kalın kıyafetleri çıkararak bir az daha ince olan tulumu giydirdim. Hem fazla sıcaktan pişik olmasın, hem de rahat uyusun diye.
Jungkook yatağa, Harinin soluna uzandığında ben de sağına uzanmıştım. Yüzümüz bir birine dönüktü. Harin de ortamızdaydı. "Babanlar geldi mi?" "Hm, geldiler. Onlar da herkes odasına çıktığında çıktılar. Büyük ihtimalle herkes akşama kadar uyur".
"Biz de uyuyalım ne kadar Harin uyuyor" yanağına öpücük kondurarak ayak ucumuzdaki yorganı üzerimize çektim.
-
Yüzümdeki ellerle uyanmıştım. Çok sıcaktı eller. Usulca yüzüme dokunuyor, kıkırdıyordu. Gözlerimi açarak görüntünün netleşmesini bekledim. Gözlerimi yanıma çevirdiğimde oturmuş bir eli benim yüzümde, diğeri ise Jungkookun yüzünde olan Harinle karşılaştım. Jungkook hâlâ uyuyordu.
"Bebeğim," Jungkookun uyanmaması için kısık sesle konuşuyordum. "Sen uyandın da babanları mı uyandırıyorsun". Şu an çok tatlıydı ve onu yemek istiyordum. "Hadi, gel babayı uyandıralım" kollarını bana uzatarak ellerini açıp kapadı. Bu onun 'beni kucağına al' deme şekliydi. Harini kucağıma alarak Jungkookun üzerine koydum.
Kocam tam bir kas torbası olduğu için hissetmemişti bile. Ben de yüzüne eğilerek yüzünü öpmeye başladım. Kısa süre sonra Harin de bana katılmış, hem Jungkooku, hem de beni öpüyordu.
Jungkook gıdıklanarak gözlerini açmış Harini yanıma koyarak üzerimize eğilip ikimizi de öpmeye başlamıştı. Harin kahkaha atıyor, Jungkooktan kaçmaya çalışıyordu. Ben de kısa süre sonra Jungkooka katılmış, Harini öperek gıdıklamaya başlamıştım.
Odadan gelen tıkırtılarla arkamızı döndüğümüzde annemler, bay Haju ve bayan Sakura gülerek bize bakıyorlardı.
O kadar Harine odaklanmıştık ki, ne sesimizin bu kadar yükseldiğini, ne de onların odaya girişini anlamıştık.
Harin onu bırakmamızdan faydalanarak minicik bedeniyle ayağa kalkmış, eğilmiş olan Jungkookun boynuna çıkmıştı saçlarını tutarak. Bu hareket hepimizin kahkaha atmasına neden olmuştu.Jungkook saçımı öperek Harinle birlikte ayağa kalktı. "Haydi yemeğe" boynundaki Harinin bacaklarını tutarak odadan çıktı. Harinin kahkahaları tüm evde yankılanıyordu. "Sizi uyandırdık mı? Özür dilerim, farkında değildik" hepsi inkar etmiş, önceden uyandıklarını söylemişlerdi. Sesleri duyunca da merak ederek yukarı kalktıklarını söylemişlerdi.
Hep beraber aşağı inerek masaya oturduk. Babam ve bay Haju masanın başında, annem ve bayan Sakura eşlerinin yanında oturmuştu. Jungkook annemin yanında, ben de bayan Sakuranın yanına oturmuştum. Harin de benim kucağımdaydı. Çok mutluydum şu an, Jungkookta öyle. Yüzündeki huzurlu ifade benim de huzurlu olmamı sağlıyordu. Uzun zaman sonra tüm ailemiz hep birlikte bir masadaydı.
Ailemize yeni katılan üyemiz, bebeğimiz Harin bile. Harin tüm ailemizi bir araya toplamış, eski neşemizi bize tekrar bahşetmişdi. Harin, karanlığımıza doğan güneşti.
-
3k okuma olmuşuzzzz. Teşekkür ederim😭😭 bu fice olan ilginiz beni çok mutlu ediyor, cidden teşekkür ederim. Umarım beğenmişsinizdir. Hadi çüzz bebislerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sex, drug, etc ✓
FanfictionEğer hamile bir eşiniz varsa hayat cidden zor.. Fluff 221022-120123