S'ONSUZUM-2

12.6K 650 10
                                    

#Her pazartesi akşamı  Sonsuzumda görüşmek üzere. Hepiniz öpüldünüz.. 



Genç adam uzun zamandır bu kadar kahkaha atmak isteği duymamıştı. Daha kapıdan girer girmez kızın , vasat olan bedeniyle karşılaşmıştı. Otlama bir boyu vardı. Omuzlarının üzerine dökülen dalgalı açık kahverengi saçları vardı. Sıradandı. Ortalamayı aşan bir güzelliği olsa da , sakarlık yapmamaya çalışması , kendisine kayan kaçamak bakışlarıyla tatlı olduğunu bile düşünebilirdi. Tabi çok istediği arsaya sahip olup zorluk çıkarmasaydı.

Karan , kahvesinin son yudumunu da içip, masaya bolca para bırakıp ayağa kalktı. Kafedeki onca kızın kendisine bakışlarını aldırmadan , Ömür'e son bir bakış atıp dışarı çıktı. Dudaklarında çarpık bir gülümseme , gözlerinde şeytani bir bakışla arabasına binip evine doğru sürmeye başladı.
Emiroğlu malikanesine girip günün geri kalanını evinden geçirmeye karar verdi, Bu gün bir şeyden daha emin olmuştu Karan. Kızın değil cadı olduğu , kendisine cevap verebileceğini bile sanmıyordu. Kız , kendi halinde sessiz sakin biri gibi gözükmüştü gözüne. Fazla uğraşmayacaktı bu kızla , en kısa sürede istediği arsaya sahip olacak ve serhatın değimiyle " püsküllü cadı " dan kurtulacaktı.
******
Ömür tüm gün kendinde değildi. Daha o adam kapıdan girdiği an , aklına kazınmıştı yakışıklı yüzü . Gözlerinin önünde yeşil gözlerinin parıltıları dolaşırken evine varmış ve kendisini geniş koltuklarından birine atmıştı bile.
"Geldin mi Ömür" Üst kattan gelen Esra'nın sesine aldırmadan , bacaklarını koltuğun tepesine koyup başını da aşağı sarkıttı. Saçları boşluğa savrulurken , "Hala yoldayım " diye bağırıyordu.
Merdivenlerden inen bacakları tersten görüp sırıttı. Esra'nın üzerinde ayıcıklı polar bir pijama vardı. Bu hatun yine onun uğurlu pijamasını mı giymişti?.
"Hı hı diyerek" dil çıkardı Esra. Genç kız da gidip yanına oturdu.
"Ne bu hal , niye böyle sırıtıyorsun sen bakayım " Sesindeki merak anlaşılıyordu. Ömür , rahatını bozmadan tüm gün olanları anlattı. Önce kafeye her gün gelen avukatlar, sonra , bu gün gelen yakışıklı adamı . Onu gördüğünden hissettiklerini. Berbat bir hafta geçirmişti ve o adam birkaç saniye de, içindeki tüm kara bulutları dağıtmıştı. Dünyası kısa süreliğine de olsa toz pembeye bürünürken yüreğindeki acıyı gülüşünde soğutmuştu. Yüzüne masum bir gülüş peydah olurken , bir geceliğine başkasını düşünerek uyuyacağını biliyordu. Adını bilmediği , yüzünü bir daha göremeyeceği bir adam , yıllar sonra ilk defa bir gece armağan edecekti ona. Bir geceliğine , yağmurlu rüyalarına , güneş doğacaktı.
Eli kalbinin üzerine gitti. "Acaba adı neydi" diye fısıldadı kendi kendine. Merak ediyordu. Düşünceler arasında uykuya dalarken , Esra'nın duruşunu düzelttiğini üzerini örttüğünü de fark etmedi. Aklı , bu gün gördüğü adamın gülüşündeyken , kalbi çoktan başka alemlere yelken açmıştı.
*******
Genç adam sinirli gözlerle baktı , koltuğunda bir kral gibi oturan arkadaşına. Karan Emiroğlu kendisinden öylesine emin duruyordu ki . Serhat onun bu rahatlığını bozmak istedi.
"Sen şimdi gidip kızı gördün öylemi ?"
Genç adam kafasını salladı. Bu durumu fazla düşünmüyordu , hatta aklından o kız tamamen çıkmıştı bile.
"Evet gittim gördüm , hiçte dediğiniz gibi bir kıza benzemiyor "
Serhat'ın kaşları alayla yukarı kalktı. Yüzünden haylaz bir gülümseme belirdi. Demek "hiçte öyle bir kız değildi ha " dedi içinden.
"Kıza ne söyledin de seni nazikçe postalamadı oradan çok merak ettim" dedi merakla.
"Hiçbir şey söylemedim, sadece kahve içip eve gittim , kız oldukça kibardı" dedi umursamazca.
"o aman sevgili patronum , bundan sonra bu işle sen ilgilen o zaman , o kibar kızla sen muhadtap ol " dedi haince.
Karan yüzünü bilgisayardan ona çevirip Serhat'ın yüzüne baktı. "Tamam ben ilgilenirim "
Karan Emiroğlu bir süre sonra ofisinde yalnız kaldığında , Serhat'ın bu olayı gerçekten çok abarttığını düşündü. Allah aşkına küçücük bir kız nasıl bir zorluk çıkarabilirdi ki ?Kızın ela gözleri bir anlığına aklına geldiğinde gülümsedi. Şakın halleri , kendisine bakarken gözlerini kaçırması oldukça tatlıydı.
Evet doğru kelime buydu. Kız oldukça tatlıydı. Karan Emir oğlunun yani kendisinin ilgisinin çekecek bir kadın değildi. O daha vamp kadınlardan hoşlanırdı. Uzun boylu , daha uzun saçlı olmalıydı mesela. O kız gibi omuzlarından dökülmemeliydi saçları, Sonra yüzü daha keskin hatlara sahip olmalıydı , ve teni daha esmer olmalıydı gözleri gibi. Düşünceleriyle kafasını iki yana salladı. Neler düşünüyordu böyle. Neden o kızla kıyas yapıyordu ki ? Hepsi Serhat'ın suçuydu ? Kendisi de gidip görmesine rağmen , cadılığını merak ediyordu. Öfkesini görmek istiyordu. Çikolata kahve olan gözlerinin içinde yanan ateşi merak ediyordu.
Düşüncelerinin kaydığı noktadan , rahatsız olduğunda kafasını işe vermeye çalıştı. Yapması gereken bir sürü iş vardı , girmesi gereken ihaleler , ve toplantılar. Kafasını başka bir şeyle meşgul edemeyecek kadar yoğundu.
******
Gözlerim kapıdaydı. Sabah her zamankinden daha erken kalkmış , ve kafeye gelmiştim. Gece öylesine güzel uyumuştum ki , bulutların üzerindeydim sanki. Ama daha gözlerimi açar açmaz oydu karşımdaki . Sandalyeleri düzeltirken gözüm kapıya kayıyordu sürekli. Gelir miydi bir daha ? Emin değildim. Bir daha o yeşil gözlerini görmem imkansızdı belki de , yüreğim ansıyla bile kıpır kıpır ederken , çektim gözlerini yoldan.
Çok beklemiştim yol , hep birilerinin gelmesini istemiştim. Elimi uzatıp , masal gibi bir dünya istemiş ama acılarla yoğrulmuştu hayallerim. Umutsuzluklarla beyazlamıştı saçlarım.
"Lanet olası adam " deyip sandalyeyi fırlattım. Yere düşen ağaç sandalyenin sesi kulaklarımı tırmalarken , kapıdaki çan sesi doldu kulaklarıma. Yine aynı rüzgarlı hava dağıttı saçlarımı. Yüzümü yavaşça kapıya döndürüp gelene baktım. Oradaydı . Üzerinden şık bir takım elbise , saçları yine dağınık , zümrüt eşli gözleriyle bana bakıyordu. Bu sefer daha farklı bir gülüş vardı dudaklarında. Küstahcaydı.

*******

Karan sinirle elindeki kalemi masaya fırlattı. Saatlerdir çalışmaktan gözleri yorulmuştu. Sabah erkenden kalkmış ve ofise gelmişti. Sabah birkaç saatlik uykuyla uyandığın da tam anlamıyla deliriyordu. Kahveye ihtiyacı vardı , yada belki daha tatlı bir şeye. Gözlerini kapayıp başını geri yasladığında yine o geldi aklına. Tüm gece rüyalarını işgal etmişti.
İşte yine buradaydı. Bu vasat kafede. O kızın tam karşısında. Sinirden çakmak çakmak olan gözleriyle , yanında yumruk olmuş bir elleriyle kendisine bakıyordu. Sandalyeyi yere fırlatması , ve gülüşüne karşılık öfkeyle bakması fazlaca hoşuna gitmişti.

S'ONSUZUM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin