1. Bölüm: İstila

495 34 0
                                    

"Neler oluyor? Bu gürültülerde ne?!"

Yoongi odasından fırladığında üzerine ne geçirdiğini bile bilmiyordu. Genç bir prensin bu şekilde dolaşması asla kabul edilir olmasa da şu an etikleri ve kuralları düşünecek hali yoktu.

Etrafta anlam veremediği bir koşuşturma vardı.

Muhafızlar bir yerden bir yere koşturuyor, hizmetliler bir yerlere savrulmuş, gözleri yaşlarla olan biteni izliyorlardı. Çığlıklar, acı dolu hıçkırıkları beraberinde getirirken Yoongi karşılaştığı görüntüye anlam vermekte zorlanıyordu.

Yoongi kolundan tutup gitmesine izin vermediği bir görevliye ısrarla neler olduğunu tekrar sordu.

"Cevap versin biri bana artık!"
Yoongi hiç bir zaman çalışanları ya da halkı aşağılayan asillerden olmamıştı. Her zaman insanların severek andığı bir kraliyet üyesi olarak biliniyordu. Buna rağmen, soğuk kanlılığını koruyamayıp bağırmaya başlamıştı.
Görevli nefes nefese kaldığı için önce bir kaç saniye nefes alışverişini düzene sokmaya çalıştı. Daha sonra sesindeki panik bariz bir şekilde karşısındaki soyluya kısa bir açıklama yaptı.

"Prensim kuşatıldık! Batıdan gelen barbarlar kaleyi istila etmek üzere!"

Her ne kadar Yoongi bir prens, annesi ve babası kral ve kraliçe olarak anılsalarda onlar büyük kıtaya hüküm eden büyük kral ve kraliçenin aksine küçük bir kaç adanın başında duran soylu aileden başkası değillerdi. Büyük hükümdar ile zamanında anlaşma yaptıkları için bu küçük adaları hükümdar Yoongi'nin ailesine hediye etmişti.

Büyük hükümdar babasına neden böyle bir ayrıcalık tanımıştı bilmiyordu, diğer bütün ülkeleri fethedip krallığına katan kral kendi ailesine büyük bir ayrıcalık tanıyıp onların topraklarına dokunmamıştı.

Yoongi bütün bunları bir kenara bırakarak annesini aramaya başladı.

Bir istila beraberinde büyük bir felaketi getirirdi.
Özellikle de o korkunç barbarların ismi bile Yoongi'nin tüylerini diken diken etmeye yetiyordu. Batıda nam salan bu merhametsiz haydutlar şehirlerin korkulu belası olmuşlardı. Fakat Yoongi'nin babası ısrarla öyle bir çetenin küçük adalarda işi olmayacağını savunduğu için yeterli önlem alınamamıştı.

Yoongi kendi küçük topraklarına göre oldukça görkemli olan sarayın bu kadar büyük olmasına ilk kez bugün lanet etti. Etrafta koşturmaktan nefes nefese kalmıştı. Yüzünde biriken terleri elinin tersi ile sildi.

Sonunda annesini gördüğünde koşarak onun yanına gitti.

"Anne neler oluyor? Barbarlar bizim topraklarımıza nasıl girer? Sarayımıza kadar nasıl ulaşır?" Nefes bile almadan sıraladı sorularını.

Annesi oğlunun yüzünü avuçları arasına aldı.

"Yoongi, topraklarımızda kıyamet kopuyor. O barbar sonunda buldu bizi! Ondan kurtuluşumuz yok! Kendimizi en kötüsüne hazırlamak zorundayız!"

Genç omega annesinin söylediklerine anlam veremiyordu. Hangi barbar diye sormak istedi, bizden ne istiyor, neden bizi arıyordu? Hani batıdan yola çıkıp ana topraklara gideceklerdi? Hani gözlerini büyük şehirlere dikmişlerdi? Bu küçük adalarda işleri neydi? fakat bütün bu sorular boğazında tıkalı kaldı. Çünkü sarayın giriş kapısı yıkılarak açılmıştı.

Annesi çocuğunu kolundan kaptığı gibi sarayın gizli bölmesine doğru koşmaya başladı.

Yoongi onu takip ederken babasına ne olduğunu düşünmek bile istemiyordu. Eğer ana kapı yıkıldıysa bunu babasını ele geçirmeden yapmış olmaları imkansızdı.

Tutsak Prens +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin