Sabah olmuştu uyanıp rutin işlerimi yapıp üstümü giyinip mutfağa gittim tae kahvaltı hazırlıyordu "günaydın" "günaydın jim" sandalyeye oturdum "dün geldiğinde hemen odana çıktın bir şey mi oldu" "hayır yorgundum sadece"
"Durgun görünüyosun bir şey mi oldu" "hayır çok yorgundum o yüzden tam uykumu alamadım" elbette ona jungkook'un bana dediğini anlatmıyıcam anlatırsam iki de bir sorup durucak
Başını sallayıp kahvaltı yapmaya başladı bende başladım bitirip okula geldik yoongi yanımıza geldi "günaydın gençler" "günaydın aşkım" "günaydın yoongi" beraber kantine gittik
"Bugün okul çıkışı ne yapmak istersiniz" yoongi sorunca ona baktım "eve gidip uyuyalım" "ya jim yeter uyumak yok" "offffff offfff" "kafeye gidelim" "bence de değil mi jim" göz devirdim "tamam gidelim"
Derslere girmiştik ve okul bitmişti şimdi kafeye gelmiş oturuyoduk "ben magnolia ve kola istiyorum bir de çikolatalı pasta yanına da çilekli pasta bir de-" "az önce kafeye gelmek istemeyen çocuk mu bu" "aish jim yeter bu kadar sana başka bir şey yok" "tamam ya" tae ve yoongi de siparişlerini verdi ve siparişlerimiz geldi
"Jim yavaş ye" "ya çok güzel" tae alnına vurdu o sırada yanımda ki sandalyeyi biri çekip oturdu kafamı kaldırıp baktım o sırada inanın en son görmek istediğim kişiyi gördüm jungkook tanrım onun ne işi vardı burda
Onu gördüğüm de yediğim şey boğazımda kaldı kolayı alıp bana uzattı alıp içtim "iyi misin" sesi endişeli bir şekilde çıkmıştı "teşekkür ederim iyiyim" "hoş geldin jungkook" "hoş buldum yoongi" yoongi ve tae'yle el sıkışıp bana baktı "merhaba jimin" gülümsedi "merhaba jungkook"
Gülümsemek bence ona yakışıyordu bir süre yüzüme baktıktan sonra sipariş verip diğerlerine döndü "ben bir süreliğine burda olmuyucam yoongi haberin olsun" ne nereye gidicekti ki "nereye gidiyosun" yoongi'nin alnını öpmek istiyorum şuan
"Bir kaç işim var Amerika'ya gitmem gerekiyor" üzülmedim desem çarpılır mıyım içimde istemsiz bir üzüntü ve hüzün vardı
"Ah anladım dikkat et kendine orda jungkook başına bir iş gelirse seni öldürürüm" "yoongi çocuk değilim başıma bir iş gelmez gelemez bunu en iyi sen bilirsin" sırıtarak yoongi'ye bakıyodu "ya bilmez olur muyum" yoongi de gözlerini devirmişti şuan hangi konuda konuştuklarını zerre anlamıyodum tae'ye baktığım da onun da benden farksız olmadığını anladım
Önümdekileri yemeye devam ettim
Jungkook'tan devam
Bir insan nasıl tatlı yerken bu kadar tatlı olabilir ki aklım almıyor göz ucuyla onu izliyodum hızlı yemesi ve ona zevk veriyomuş gibi yemesi kalbimin hızlı atmasına sebep oluyodu
Bir süreliğine Amerika'ya gitmek beni üzüyor çünkü o süre içinde jimin'i görememek çok kötü kısa bir sürede onu görmeye alışmıştım ama şirketin bazı işlerinden dolayı gitmek zorundaydım
Onun beni sevmesini çok istiyorum ama bu kadar kısa sürede sevemez bence beni gerçi ben ilk gördüğüm de sevmiştim değil mi o çok güzel melek gibi güzelliğine bakmaya bile kıyamıyorum sanki biraz daha baksam yıpranacak gibi veya kırılıcak gibi
Onu düşünmeden uyumadığım bir gün yok onunla bir sürü hayallerim bile oluştu 1 hafta da ama bir sorun daha var evet belki sever beni ama acımasız bir mafya olmam bu onu korkutur mu veya ona zarar verir mi bilmiyorum onun canının yanmasından çok korkuyorum hiç bir şeyden korkmayan ben bundan korkuyorum
Ama bildiğim bir şeyde var herşeyi zaman'a bırakmak eğer zaman bana jimin'i getirirse seve seve kabul edip herşeye rağmen koruyacağım, onu koruyacağım kişi kendim bile olsa, umarım zaman bana jiminimi getirir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Student Love Of The Mafia "jikook"
Fanfiction"İnanmıyorum gerçek mi bu çocuk" "Gerçek olamayacak kadar güzel" -MPREG-