"AZ ÖNCE GÖRÜLDÜ"

18 2 0
                                    

"Neden ...?

Neden âşık oldum..?

Dudakları bu kadar imkansız olan bu adama neden âşık oldum? Sosyal medya hesabında gezinip bana yorgun yorgun bakan o güzel gözleri neden bir ekranın arkasında arıyorum?..

Neden her geçen gün daha da aptallaşıp sarhoş hissetmeye devam ediyorum?.."

~12 𝘒𝘈𝘚𝘐𝘔 2022, 𝘤𝘶𝘮𝘢𝘳𝘵𝘦𝘴𝘪.

Günlüğüme bu satırları yazarken gözlerimden yaşlar dökülüyordu. 2 aydır onu bir kez daha görebilmek için Tanrıya yalvarıyordum. Her geçen gün daha dalgın ve içine kapanık bir kız olmaya başlamış olmam ailemi hiç mutlu etmiyordu.

Derken annem içeri girdi. Gözyaşlarımı alalecele silmeye çalıştım. Ama çoktan anneme yakalanmıştım. Bir süre kapının ardından baktı. Gözleri doldu. Bunu gördüğümde dayanamadım ve hıçkıra hıçkıra "Özür dilerim, özür dilerim" diyerek ağlamaya başladım. Annem hem ağlıyor, hem sırtımı sıvazlıyordu. Sakinleştiğimde içime buz gibi bir su aktarmışlar gibi huzur doluydum. Annem bir bardak su verdi. Ben ağlarken hiç konuşmamış, sadece izlemişti. "Anlat" dedi şefkat dolu bir sesle.

"Anne, içime kapandığım için dalgınlaştığım için özür dilerim. Ama sadece onu düşünüyorum. Avm'de gördüğüm o yorgun gözleri. O güzel gözleri. O parfümün kokusu burnumdan gitmiyor. Babama
"Çekilebilir misiniz?" diyen o hayran olunası ses günün 24 saati beynimde çınlıyor. Anne, onu göremiyorum anne.. "

Annem şaşkına dönmüştü. Erkek kardeşim Min-gi'nin dalgasına söylediği ve o gün ailecek geçiştirdiğimiz şeylerin 2 ay sonra müthiş bir ciddiyetle önünde olması elbet şaşırtıcıydı.

Önce alaycı bir bakış fırlattı, hemen ardından bakışları yumuşadı. Gülümsedi. "Seni bugün çekim yaptığı yere götürmemi ister misin? En azından biraz yüreğin rahatlar."

"Bu nasıl olacak anne?"

Annemin elinde yeni çıkmış bir kozmetik dergisi vardı. Parmağıyla çekim yapılan yerin yazdığı satırları işaret etti. Gözlerinin içine bakakaldım.

Bir buçuk saat kadar sonra çekim yapılan yere vardık. Bizi - şaşırtıcı mı değil mi bilmiyorum- yine bir kız sürüsü karşıladı. Ama bu sefer imza töreni sona ermişti. Annem onu işaret etti. Bir süre sadece baktım. Oturuyordu.

Yanına yaklaştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yanına yaklaştım. Neredeyse fısıldayarak:

"Merhaba bayım" dedim.
Esnemesi yarıda kesilmişti. Gülümsedi. "Merhaba."

Ses tonu... Beni hatırlıyor gibiydi. Ya da ben kuruntu yapıyordum. Bir hışım yanına çöktüm. Yürek mi yemiştim sanki? Gerizekalı! Bi de sarıl istersen!

Yanındaki içeceği uzattı. "Taze, ister misin?" dedi.
"Teşekkür ederim." dedim. "Ş.. Şey.."

"Evet?" Gülümsüyordu. Cenneti gözlerinde hissediyordum. Tüylerim diken diken oldu.

"Sizi 2 ay önce yine hayranlarınızla birlikte olduğunuz bir vakitte Avm'de görmüştüm Bay Hwang. O ânâ kadar sizi tanımıyordum, fakat şimdi sadık bir hayranınızım. Rica etsem şu postere imza atabilir misiniz?"

BU KONUŞMAYA ÇALIŞMADAN GELDİM! YEMİN EDERİM! VAY BE SE-YOON.. 40 YILDA BİR DİŞİN Bİ İŞE YARADI KIZIM.

Gülümsedi. Posteri imzaladı. Hemen ardından "Fotoğraf ister misin? Bu kadar yolu bir kalem mürekkebi için gelmiş olma diye"

Şaşırmıştım. "E.. Elbette" dedim. Telefonumu çıkardım. Bir fotoğraf çektirdim. Hemen ardından ayaklandım. "Çok teşekkür ederim Bay Hwang." dedim.

Güldü. "Hatırlıyorsan, Avm'de de söylemiştim. Ben bir Tanrı ya da mitolojik bir yaratık değilim. Sen benim yaptığım işi beğendiğin için buradasın. Yani biraz rahatla."

O gün gözümün önüne geldi. Aynen de böyle demişti. Düzelttim "Çok teşekkür ederim Hwang" bu kez sesim daha şen şakrak çıkıyordu. "Hah, işte bu Se-Yoon. Tanıştığıma memnun oldum benim sadık hayranım." Göz kırptı. "Ben.. Bende." Utanmıştım. "Yanakların domatese döndü, sakin olmaya çalış" dedi gülerek.
"Kahkahasına eşlik ettim. O kadar güzeldi ki gülüşü.. Sonra hafifçe elime dokundu,"Yine görüşmek dileğiyle" dedi. Sonra o mükemmel parfümlerden burnuma hapsolacak bir başkasının kokusunu da alıp git.. Bir dakika, ne? Parfüm seviyor galiba. Yine mi sıktı? Ama.. Parfüm yeni..? Ne yani.. 2 aydır burnuma hapsolmuş o koku onun doğal kokusu muydu?.. Ve biraz önce fotoğraf çekerken burnuma gelen? Yüce TANRIM!

O an dizlerimin bağı çözüldü. Annemle yürürken bir anda kendimi rastgele bir sandalyeye attım. Annem bunun nedenini öğrendiğinde nefessiz kalana kadar güldü, ama pek de umurumda değildi.

[°°°]

Eve döndüm, üstümü değiştirip kendimi yatağa attım. İçim içime sığmıyordu. Ama bu mutluluk aptal bir emele sürüklemişti beni çoktan. Telefonumu aldım. Onun hesabına girip 15 milyon takipçinin içinde benim mesajımı görmesi umuduyla (!) şu satırları yazdım:
"Merhaba Hwang. Ben Se-Yoon. Bana yaşattığınız mutluluk için teşekkür ederim. Bu fotoğrafa telefonum bozulsa dahi bir şey olmayacak."

Konu bu adama "yazmak" olunca korkunç bir hal alıyorum!

Bu mesajdan sonra her saat başı kontrole başladım. Bir umudum yoktu, zaten görse bile "Az önce görüldü" yazması ihtimali %00000,1 kadardı. Yine de sadık bir Protestan Hristiyan olduğum için Tanrıya inancım tamdı tabii..

6 saat sonra saat 9 sularında şuna rastladım:

"Az önce görüldü"

<°°°>

2. Bölüm tamamlandı.

Sevdiyseniz oylarınızla destek olun şekerlikler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 12, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BUYRUN BEYEFENDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin