"Bay Kim, önce lavaboyu kullanabilir miyim?"
Hevesle kapıya doğru giderken Yoongi'den gelen sesle durdum. "Elbette. Gel, üst kat boş. Yerini göstereyim." arkamdan sessizce beni takip ederken kendi odamın içerisindeki lavaboya götürdüm onu. Lavaboya girdiğinde ben de yatağıma oturmuş telefonla ilgileniyordum. Aşağıdaki uğultulu alandan çıkıp buraya geldiğimde fark ettim baş ağrımı. İnsanlar ne geveze varlıklar cidden...
Yaklaşık on dakikadır Yoongi'yi beklediğimi fark edip endişelenmeden edemedim. Bu kadar uzun bir süre içeride kalması normal miydi? Tuvaletin kapısına gidip tıklattım. Ses gelmeyince tekrarlayıp seslendim.
"Yoongi, iyi misin?"
Birkaç saniye sessiz kalıp cevap vermesini bekledim. Tekrar sesleneceğim sırada kapının açılmasıyla ağzım aralık kaldı. Saç uçları ve yüzü ıslak, yanakları al al aşağıdan bana bakan Yoongi beni şaşırtmadan edemedi.
"Sen iyi misin?"
"Hm?" dediklerimi duysa da algılayabildiğinden şüpheliydim.
"Sen sarhoş olmuşsun... Bir de sana diyordum bana göz kulak ol diye."
"Ne? Hayır! İçmedim ki bir şey! Sadece-! Sadece çikolata yedim..." sonlara doğru dudaklarını büzüp sesini alçalttı. Aynı zamanda da bakışlarımı kaçırıp başını eğdi. Tanrım... Büyükbabam hiçbir partisinde alkolsüz çikolata bulundurmaz ki.
"Likörlü çikolatayla nasıl sarhoş olabildin sen? Kaç tane yedin?" kolumu omzuna atıp yürürken yönlendirmeye başladım bedenini. "Şey sanırım... 12, 13... Aa hayır 16. Evet." eh bir bardak sosujla sarhoş olan adam 16 likörlü çikolatanın alkol oranıyla da olurdu. Onu da suçlamıyorum. Ucuz çikolatalar değildir şimdi onlar. Tam büyükbabamın ağız tadına göre yapılmıştır. Ağırdır kısacası.
Arabaya bindiğimizde Yoongi'ye döndüm. Emniyet kemerini takmayınca iç çekip kendim taktım. Üzerine doğru eğildiğim sırada likörlü vişne draje kokusu geldi burnuma. Canım çekmedi değil. Kendimi toparlayıp arabayı çalıştırdım. Yola çıktığımızda Yoongi bir istekte bulundu.
"Bir şey isteyebilir miyim?"
Bakışlarımı birkaç saniyelik yüzüne çevirdim. "Elbette."
"İçmeye gidelim mi? Bir de yemeğe..."
Şu an bile adamakıllı ayık değilken tam sarhoş Yoongi'yle uğraşmak... Bilmiyorum uğraşmak istemiyorum. "Bana gidip yemek söyleriz."
"Ama içki?"
Yüzüme şu an resmen yavru köpek bakışı atıyordu. "Ahh... Evimde var."
"Yes! Thank you so much bos!"
Gülüp yola odaklandım. Eve vardığımızdaysa bazı şeyler kontrolüm altından çıktı. Yoongi kapıda ayakkabılarını çıkartırken yere düşmüş hatta düşerken bana tutunduğu için beni de düşürmüştü. Yoongi mırıltılarla üzerimden kalkma çalışmaları yaparken başarısız olmaya devam ediyordu ben durumun saçmalığına gülerken. Pes edip başını göğsüme yasladığında elimi beline atıp üzerimden yana kaydırdım bedenini. Ardından ilk ben kalkıp sonra da onu kaldırdım. Kafasını toparlamak için duvardan destek aldığı sırada ayakkabısını çıkardım.
"Hadi yemek yiyelim."
Solana ilerleyip kanepeye attık kendimizi. "Ne yemek istersin?"
"Sanırım... Hamburger? Evet, hamburger ve bira!"
"Pekâlâ..." gömleğimin ilk iki düğmesini açıp ayağa kalktım ve ceketimin cebindeki telefonumu aldım. Yoongi istediği hamburgeri bozuk plak gibi mırıldanırken siparişi tamamlayıp odama geçtim. Evet içeride sarhoş birini tek başına bırakmam yanlıştı ama rahat kıyafetler giymem gerekiyordu. Üstümü değiştirip salona geri döndüğümde Yoongi eski yerinde değildi. Nereye gitti şimdi bu adam ya?
"Yoongi? Neredesin?" etrafa bakınırken adını sesleniyordum. Misafir odasından sesler duyduğumda o tarafa adımladım. Aralık kapıyı sessizce itekleyip ne yaptığına baktığımda panikledim hemen. Yine mumu dişliyordu.
"Yoongi yapma, bırak onu." yanına varıp elindeki büyük ve ağır mumu aldım. Komodinin üzerinden peçete alıp ağzındakini tükürmesini istedim. Mum fetişi mi var bu adamın ya? Banyoya sokup ağzını yıkattıktan sonra yemeklerimiz gelene kadar Yoongi'ye sert bir kahve yaptım. Zaten yediği drajelerde o kadar alkol olmadığından kısa bir süre sonra kendine geldi.
Gelmişti gelmesine ama bu sefer de ayık olduğundan fazla suskun ve ciddiydi. Acaba yemeği geldiğinde kolasına içki mi karıştırsam? Ayıldığı için biradan vazgeçti çünkü. Gerçi ben de bira söylememiştim, orası ayrı. Sarhoş değil de çakırkeyif olsa bence çok iyi anlaşırdık. Bakalım Min Yoongi iki damla alkolle nasıl hal alıyor...
***
-bir yerden başlamak gerekiyor
-bir süre bölümler kısa olacak...
-hadi hayırlısı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TaeGi - Sekreter
FanfictionÇalışmaya başladığı şirketin patronunun bu kadar laubali ve çocuksu birinin olması üzerine Min Yoongi, kendince patronunu ciddileştirme çalışarak işini yapmayı planlamaktadır ancak işler pek de öyle olmaz. (Çok bir şey beklemeyin ficden, pek bir ol...
