"Efendim gerçekten bir şeyim yok, iyiyim. Yaralandığımı bile hissetmedim. Programınız aksayacak, buradan direkt şirkete geçsek anca yetişiriz."
"Saçmalamayı bırak ve önüne dönerek sessizce dur." arabayı, navigasyondan açtığım en yakın hastaneye sürerken Yoongi her ne kadar iyi olduğunu söylese de tedirginliğim geçmiyordu. Yoongi sonunda sessiz kalabilmeyi başardığında kaçamak bakışlarla iyi mi diye kontrol ediyordum onu. Baba olduğu haberini bir anda söylemem çok yanlıştı. Onu elbette ki panikleyip heyecanlandırmıştı. Bu sebeple arabayı o kullanmış olsa dahi suçlu bendim.
Sabahın erken saatlerinde özel hasteneye geldiğimizden bahçedeki otoparkı boştu. Kendi emniyet kemerimi çözüp arabadan indim ve onun tarafına koştum. Yoongi ise sakince kemerini çözüyordu. Kapısını açtığımda çekingen bakışlarla bana aşağıdan baktı. "Bay Kim, ben gerçekten iyiyim." hâlâ koltukta oturmaya devam eden Yoongi'nin karşısında eğilip elimi omzuna koydum. "Yoongi-ah, hiçbir şey sağlıktan daha önemli değil. İş mi aksayacak, zarara mı gireceğiz satışlar mı düşecek bunlar umrumda değil. Şimdi lütfen izin ver de bizim fark etmediğimiz bir rahatsızlık çıktıysa ortaya, önceden tedavi için baktıralım. Tamam mı? İkinci iş gününde bu olaylar sana absürt geliyor ve sen rahatsız hissediyor olabilirsin ama önlem almakta fayda var. Hadi, gel." çömeldiğim yerden kalkıp onun da kalkması için elimi uzattım. Birkaç saniye elime baktı. Ardından tuttu ve indi. Derin bir nefes verip arabanın kapısını kapayıp kilitledim ve girişe doğru ilerlemeye başladık.
Resepsiyona vardığımızda durumu kısaca izah ettim ve bizimle ilgilenmesi için bir doktor çağrılmasını bekledim. "Size de bakacaklar değil mi Bay Kim?" başımı çevirip Yoongi'ye baktım. Biraz gergin görünüyordu. Gülümseyip sakinleşmesi için omzunu sıktım. O sırada da bir doktor yanımıza geldi. "Sizi odama alayım beyler. Hemşireler anlattı ama muayene edelim bi' değil mi?" eliyle ilerlememizi istediği yönü işaret edince adımlarımızı beyaz kapılı odaya yönlendirdik ve içeri girdik. "Şimdii, kaza yapıyormuşsunuz neredeyse, fiziksel olarak şikayetlerinizden başlayın. Duruma göre sizi başka bölümlere yönlendireceğim." Yoongi'den ses çıkmayınca boğazımı temizleyip söze girdim.
"Kaza yapmadık ama ani firenden dolayı sekreterimin zarar görmüş olabileceğini düşünüyorum. Boynunu emniyet kemeri kesmiş." bahsettiğim yaraya bir göz attıktan sonra ellerine eldiven geçirip yaraya pansuman yapmaya başladı. Aynı zamanda konuşmaya devam ediyordu. "Peki ya siz? Siz nasıl hissediyorsunuz?"
"Ben mi? Ben iyiyim. Bir yere çarpmadım ya da yaralanmadım."
"Güzel." işini bitirip yarayı bantla kapadıktan sonra geri çekildi doktor. "İsminiz nedir?" Yoongi oturduğu sedyede yere birkaç santim farkla değmeyen ayaklarını sallamayı durdurmuş, benim gibi boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "Min Yoongi." doktor masasının başına geçip bilgisayarına baktıktan sonra bize geri döndü. "Yoongi'nin kayıt işlenlerini halledebilir misiniz siz? Benim de o sırada Yoongi'ye sormak istediğim birkaç soru daha var." gözüm doktor ile Yoongi arasında gidip gelse de başımı sallayıp odadan çıktım. Ne soracaktı ki? Ciddi bir yara daha mı almıştı yoksa? Ya da başka bir rahatsızlığı olduğunu düşünüyordu doktor?
Adımlarımı hızlandırıp danışmada kayıt işlemlerini halletmek için arabadan Yoongi'nin cüzdanından kimliğini aldım. Aynı zamanda cüzdanın içini biraz inceleme fırsatım oldu da sadece bir tane banka kartına sahip olduğunu fark ettim. O da maaş kartıydı anladığım kadarıyla. Yine ve yine beni şaşırtmayı başarmasıyla gidip kayıt işlemlerini hallettim. Ardından geri beyaz kapılı odaya ilerliyordum ki Yoongi kızarmış yanaklarıyla odadan çıktı. Doktor da arkasından sırıtarak çıkarken Yoongi beni fark edip yanıma geldi. Ne olmuştu ben yokken?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TaeGi - Sekreter
FanfictionÇalışmaya başladığı şirketin patronunun bu kadar laubali ve çocuksu birinin olması üzerine Min Yoongi, kendince patronunu ciddileştirme çalışarak işini yapmayı planlamaktadır ancak işler pek de öyle olmaz. (Çok bir şey beklemeyin ficden, pek bir ol...