sığınağa vardığımız da farkettiğim ilk şey zombiler oldu tahta kapı kırılmak üzereydi 10-20 zombi tüm ağırlıklarıyla tahta kapıyı zorluyordu farkettiğim diğer şey ise tepedeki silahlı adamlar oldu 5 kişiydiler ve ellerinde m4 ler vardı üniformalarından özel tim oldukları anlaşılıyordu sığınağa doğru ateş ediyorlardı Ahmet e hemen ölenlerden aldığımız dürbünlü m4 ü verdim Ahmet hemen 1 ini vurdu ve diğerine nişan alıp tetiği çekti fakat şarjör bitmişti ahmet şarjörü doldurmaya çalışıyordu fakat bu işte pek iyi olduğu söylenemezdi Ahmet silahını doldurmaya çalışırken ise özel timli adamlar düşen arkadaşını görüp bize ateş etmeye başladılar hemen bir siper bulduk fakat başımızı kaldıramayacak haldeydik yerde kırılmış bir cam parçası görünce aklıma çılgınca bir fikir geldi hemen silahımı aldım ve aynadan adamların yerini tahmin etmeye çalıştım aynadan adamları görsem de nişan almak olanaksızdı bende bu yüzden etrafa gelişi güzel ateş ediyordum fakat bu yaylım ateşi işe yaramıştı ve özel timli adamlar siper almak zorunda kaldı hemen arkadaşlarıma haber verdim ve nişan alarak beklemeye başladık
1...2...3 ve adamlar kafalarını çıkarttı hemen 2 tanesini vurduk birisini kafadan vursak ta diğerini sadece kolundan yaralayabilmiştik geriye kalan 2 adam ise akıllanıp tepenin kayalılarla kaplı yolundan gizlice kaçmaya çalışıyorlardı hemen oraya doğru koşmaya başladım tam onlara ulaşıcaktım ki
Ahmet: HALİL EĞİLL!!!
diye bağırdı hemen dediğini yaptım ve eğilmemle kulağımın yanından bir kaç merminin geçmesi bir oldu tekrar ayağa kalktım ve bir kayanın arkasına çömdüm Ahmet tıpkı bir profesyonel gibi adamlara ateş etse de Muhammet ve ben rastgele ateş ediyorduk ve işe yaramıyor da değildik en sonunda Muhammet bir adamı tam kafadan vurdu ( adam çok şişmandı o yüzden vurmayı becerdi) diğer adamda tam Muhammet in arkasında silahını Muhammet in kafasına dayadı ve tetiği çekti
Halil: Muhammet !!!!!
fakat tetiği çektiğinde tok bir ÇIT! sesi çıktı mermisi bitmişti hemen silahımla adamı vuracaktım ki aynı ÇIT! sesi yine çıktı benim mermimde bitmişti
adam hemen bıçağını çekti ve Muhammet e saplamaya çalıştı
bende hemen bıçağımı çektim ve adama fırlattım
bunu nasıl becerdim hiç bilmiyorum ama bıçak adamın tam bıçak tutan eline geldi ve adam tiz bir çığlık atarak bıçağı elinden düşürdü bunun ardında Ahmet uzaktan adamın tam kafasına lazer ile nişan alıp onu vurdu
sevinmeye fırsat bulamadan arkadan kolundan vurduğumuz adamdan bir çığlık yükseldi o tarafa baktığımızda kapıyı zorlayan 20 ye yakın zombinin artık bize doğru gelmeye başladığını fark ettim kolundan vurduğumuz adamı yiyorlardı adamın çok acı çektiği her halinden belliydi acısını erken dindirmek için kafasına sıktım ve adam oracıkta öldü silah sesi ile zombilerin dikkati tekrar bize döndü ve bize doğru ağır ağır yürümeye başladılar zombilerin yediği adamın yeleğindeki el bombasını fark edince onu vurmaya çalıştım fakat pek te iyi bir atıcı olduğum söylenemezdi o yüzden 6 atışta ancak bombayı patlatabilmiştim geriye sadece 5 zombi kalmıştı onları da silahlarımız ile hızla hallettik en sonunda sığınağa doğru bakınca ise yaklaşık 50 zombinin kapıyı kırmak üzere olduğunu gördük Muhammet oraya doğru ateş etmeye yeltendiyse de Ahmet
Ahmet: Muhammet 50 zombiyi öldüremeyiz üzgünüm ama... onları orada bırakmak zorundayız yeterli mermimiz ya da insan gücümüz yok
Muhammet: Buğra orada kaldı !!
Halil: çabuk el bombalarını adamlardan alın ve o tarafa fırlatmaya başlayın
herkes hemen dediğimi yapmaya başladı ve zombileri hızlı bir şekilde temizlemeye başladık son zombiyi de vurduğumuzda hepimizin 1 er şarjörü kalmıştı
Halil: hemen buğrayı bulmalıyız bu kadar gürültüye yüzlerce zombi buraya geliyor olmalı çabuk !!
fakat biz buğrayı bulamadan buğra bizi buldu
Buğra: sizi gördüğüme ne kadar sevindim bilmezsiniz
Halil: diğerlerine ne oldu ?
buğra hüzünlü bir şekilde
Buğra: kimse kalmadı dedi bende sırf evimde bulduğum satır sayesinde hayata kaldım zaten
Halil: şimdi ne yapacağız ?
Ahmet: benim bir fikrim var bu adamlar bizim kızları kaçıran adamlarla aynı formaları giyiyorlar yani eğer ayak izlerini takip edersek onların sığınağını bulabiliriz
Halil: öyleyse neyi bekliyoruz hadi bakalım
Muhammet: bu anıları bence not etmeliyiz birileri bizim hikayemizi bilsin istiyorum
Halil: o işi ben hallederim şimdi önümüzde uzun bir yol var hadi marş marş