Güven bana

1 0 0
                                    

Bu kadar aptal olamazsın Ateş hayır bu kadar aptal olamazsın.
-Ne o sapıkmısın bilader.
-Ama bu yaptığına taciz denir.
Aralarında şakalaşıyorlardı. O pislik gülüşleri asla çekilmezdi. Ama kafama neyle vurdularsa yerden kaldıramıyordum.
-Ne o şaşırmış gözüküyorsun. Biz hiç şaşırmadık oysa dimi beyler.
-Abi ben şaşırdım valla. Masaya gelip bizimle börek yemedi. Çok kırıldım.
-İncindim.
O lanet gülüşleri duymak bile istemezdiniz emin olun. Bi ayağa kalkabilsem.
-Derdin ne lan. Dünden beri sen hayırdır hee.
-Konuşsana lan. Kimin adamısın heee!!
Yüzüme ve karnıma tekme yemiştim. Ağzımdaki kanı yere tükürerek
-ahhh sizin gibi piçler etrafta böyle dolaşmamalı.
-Sende bizi cezalandırmak için gönderilen bir meleksin haa öyle mi?!!
Dalga geçer gibi ellerini birleştirip tek ayağını havaya kaldırmıştı.
-Piç olduğunuzu kabul ediyosunuz yani.
Son söylediğim onları daha da sinirlendirmişti. İşte beklediğim hareket. Ancak bir aceminin yapacağı bir şeyi yapıp silahını bana doğru salladı. Buraya kadar herşey yolundaydı çünkü tek bir tuşla bütün karakolu buraya toplacaktım. Ancak bütün planı bozan o şey oldu. Altında durduğumuz pencereden biri kafasını dışarı çıkardı. Dora denilen o şerefsiz hemen anlayıp kafasını kaldırdı.
-Allah kahretsin.
-Siktirrr.
-Lann benim gördüğümi sizde gördünüz mü?
Hepsi sıradan biri için bu kadar tepki vermezlerdi. Çünkü zengin veletlerdi ve bu yaptıklarını sıradanlaştırmışlardı. Arkalarına çok güveniyorlardı. Birinin görmesi onları bu kadar korkutmamalıydı.
-Kız Alev'e ne kadar da benziyordu değil mi abi.
-Oydu zaten kuş beyinli.
-Abi bizi gördümü sence.
-Sanmıyorum hemen çekildi. Burda ne işi var lan. Buluşma yeri aşağıda kalıyo.
Bana doğru dönerek iyice bir süzdü.Konuşmanın hemen ardından telefonunu çıkarıp kızı aradı.
-Alev kuzum-
Diye söze girdi ve yanımızdan uzaklaştı. Geri geldiğinde endişeliydi.
-Nolmuş abi anlamış mı bişey.
-Yok sabahtan beri beklediğini söyledi durdu gelemicem dedim.
-Napıyoruz.
-Yarım bıraktığımız işi bitiricez.
Bana dönüp pis pis sırıttılar. Bundan sonra yapıcağım şey o kızı da etkileyebilirdi. Bu adama güven olmazdı.
-Abi Alev.
-Ne diyon lan.
-Abi burdan geçti bak orda duruyo.
-Buraya gelirse.
-Gelirse... gelirse işte o zaman onuda imha ederiz.
Aynı sırıtışla uzaklaştılar. Dediğim gibi arkalarına güvenen bi it ordusu. Tek gücümle kendimi çöp konteynırının arkasına gizlemeye çalıştım. Allah'ın cezaları nası sert vurdularsa acıdan sesimi bastırmaya çalışıyordum. Adım sesleri duyuyordum. Gerçekten geliyordu. Neden bu kadar meraklısın aptal kız. Diyene bak sanki buraya zorla geldim.
Bileğime bağlı bandanayı bütün güçsüzlüğümle yüzümü kapatmak için kullandım. Saçımı önüme atıp beni görmesini engelledim. Birşey olursa başı yanmasın diye. Ben kendimden geçmeye başlamışken
-Aman Allahım
Sesiyle adeta tekrar kendime geldim. Ancak ne kadar kötü görünüyodum bilmiyordum ama kız çığlık atarak geriledi. Sonra toparlanıp tekrar yanıma yaklaştı.
-S-sen iyi misiniz?
Kendi kendine durup düşündü. Galiba sorunun mantıklı olup olmadığını düşünüyordu. Ancak burda olması iyi değildi o çocuğun son dediği şey ne kadar doğruydu bilmiyordum ama o bir psikopattı her şeyi yapabilirdi.
-Git. Git burdan kaç.
-Ambulansı arıyorum dayan.
Hayır aptal kız . İşe yaramıyordu. Onu burdan kaçırmalıydım.
-Kaç .git burdan seni öldürecek
-Ne- Kim neden. Ama sen-
Ölüceksin diyorum kıza, hala sen diyo. Öksürüğüm durmuyordu. Her öksürüşümde kan kusuyordum.
-Bak burda kimse yok ben şimdi seni hastaneye götürücem benim abim doktor iyileşiceksin güven bana.
Neden bu kadar cesursun haa.
-Gördüler seni. Onlar seni bulurlarsa ölürsün. Yardım istemiyorum git burdan görmezlikten gel.
Tam bir deli cesareti var bu kızda.
-Ama çok kan kaybediyorsun ölüceksin.
Ölmek o kadar kolaymıydı hee aptal balık.
-Ben zaten ölüyüm ama sen...
Öksürmekten konuşamıyordum ki. Hızla çantasını karıştırıp telefonunu çıkardı biraz uzaklaştı. Fırsat bu fırsattı. Eğer ben kaçmazsam bizim korkusuz korkak bu işin peşini bırakmayacaktı. Kaç kurtul kızım. Bu kadar iyi olma. Harcarlar seni bu dünya da.
Hızlı ve sessiz hareketlerle ara sokakların birine girip izimi kaybettirdim. Ya da ben öyle sanıyordum.
-Hoop nereye yakışıklı.
-Abi geldi bizim ki.
Dora piçi gelir gelmez yüzüme bir yumruk indirdi.
-Bende diyorum bu çocuk bizi niye takip ediyo. Sen benim sevgilime mi yavşıyon lan.
Hayır dediği şey o kadar komiğime gitmişti ki kendimi tutamayıp gülmüştüm.
-Ne gülüyon lan.
Sanki sevgilisine çok sahip çıkıyormuş gibi bide bana atarlanmıyomu.
-Bak sen bizim Aleve yaa. Biz onu saf salak sanalım hanımefendi erkeklerle goy goy etsin.
İşte bu kötü olmuştu.
-Harbi yaaa bizde diyoruz ki Alev-
-Kess tamam. Sıra ona da gelicek ama önce bu beyfendinin hesabı ödensin.
Cebinden çıkardığı kelebeği elinde çevirerek aklınca beni korkuttu. Bi kaç sallamanın ardından tutturamayınca daha da sinirlendi. Son sallayışta bileğinden tutup tersine çevirdim. Üzerime gelen iki salağın arasına attım Dora'yı. Gözlüklü olan adı Emre'ydi galiba o hiç bişey yapmadı. Zaten çokta öyle bir tipi yoktu. Ben onu incelerken şerefsiz bi bıçak salladı. Karın boşluğuma gelmişti. Derin değildi ,sıyrıktı. Kokudan buçağı yere düşürdü. Sıyrığı takmadan yere düşen bıçağı kaptığım gibi öne doğru savurdum. Korkuyla geri çekildiler.
-Abi-
Bikaçı geri çekilmeye başlayınca tutuştu.
-Tamam sıra kaysın ilk sevgili arkaşından başlarız.Sen bu kadarıyla yetin şimdilik. Bakalım Alev hanım bize nası bir açıklama yapacak.
Cebindeki silahı ceketini kaldırıp göstererek pis pis sırıttı yine. Neden hiçbir planım tutmuyordu bugün. Allah kahretsin kanamam artmıştı. Bandanayı çıkarıp yarama bastırdım. Deri çeketimi belime bağlayıp arabaya kadar dikkat çekmeden ilerlemeliydim. Doktor olduğumdan yaramın durumunu biliyordum bu güzel bir şeydi. Sorun şuydu ki doktordum. Doktordumm. Bu bir sorun gibi gelmiyor olabilirdi ama hastaneye gidemezdim herkez beni tanıyordu. Daha önce de söylediğim gibi babam İstanbul'un en gözde karakollarından birinde Başkomiser ve bu olayı duyarsa peşini bırakmaz yani evet amacım zaten onları yakalatmaktı ama o zaman hesapta yaralanmak yoktu. Eve gelmiştim bi şekilde. Umarım Bilal ayıktır. Bilal de doktordu ve bilirsiniz terzi kendi söküğünü dikemez bu yüzden benim söküğü Bilal'e diktiricektim.
-Bilooo
-Ooo beyfendi teşrif edebilmişiz.
Mutfaktan seslenerek salonun ortasına kadar geldi. Beni öyle görünce doğal olarak tepki verdi. Çok doğal değildi ama neyse.
-Owwwww ben ne kadar içtim lann.
-Off gelde yardım et söyleniceğine.
-Lann olum şuan seni nası gördüğümü bi bilsen varyaa.
-Bilal olum doğru görüyosun. İşte bu yüzden gelip yardım et yoksa-
-Ateşş olum noldu lan sana kim yaptı bunu.
-Ayıldın inşallah çünkü bana lazımsın. Git ilk yardım timini getir hadii.
-A-Ama Ateş hastane sen- ben-
-Bilal!!
Acı içinde bağırınca dediğimi yaptı ve gerekli malzemeleri getirdi.
-Ağğğ tamam hazırım.
-Ne hazırsın olum benden ne yapmamı bekliyosun.
-Bilal senden sanki git tek boynuzlu atın göz yaşını alda gel demişim gibi davranma.
-Haa.
Kafasını karıştırmıştım. Bu işime gelirdi. İş böyle olunca olayı unutup sonuca odaklanırdı hep.
-Ne yapıcaksın olum tabi ki en iyi yaptığın şeyi yapıcaksın. Ama çabuk olmazsan Ateş diye bir arkadaşın olmicak bak.
-T-Tamam tamam yapıcam.
-Kanka ayıksın dimi bak. Oraya Göktürk abidelerinden bir parçayı işlemezsin dimi
-Ş-şey denicem.
-Sağol içime sular serptin valla.
-Hazırmısın bu biraz acıtıcak.
-Bitir şu işi.
-Ateş. Ateş.
-Hıııı.
-Şükür abi.
-N-noldu lan bana.
-kıskıskıskıskıs.
Klasik gülüşünü yaptıktan sonra
-Nolcak acıdan bayıldın hahahahah.
-Siktir lann. Kekleme beni.
-Valla.
-Hadi be.
Yani normalde o kadar dayanıksız değilimdir haliyle şaşırdım. Ama olabilir yani canım kan kaybettim ben hem o yüzdendir.
-Eeee anlatıcak mısın artık.
-Neyi?
-Bu eğer senin yeni fantezin değilse nasıl olduğunu.
-hee şey yaa.
Daha fazla uzatamazdım. Olanları Bilal'e anlattım.
-Vay piçler.
-Saat kaç Bilo.
-19.15 niye.
-Kızı bulmalıyım. Tabii benden önce bulmadılarsa.
-Saçmalama abi bundan sonrası seni ilgilendirmez.
-Hayır asıl bundan sonrası beni ilgilendirir.
Arabanın anahtarını kapıp Bilal'i atlattım kızı en son taksiye binerken görmüştüm. Nereye gittiğime dair hiçbir fikrim yoktu. Arabayla yavaş yavaş ilerlerken şans bana gülmüş olucak ki onu görmüştüm karşıdan karşıya geçip ara sokaklara doğru yavaş yavaş yürüdü. Arabayı kenara çekip bende girdiği sokağa doğru yönelirken o piçi gördüm.
-Kahretsin
Tekrar kendi kendime sövüyordum ona. O da Alevi arıyor olucak ki etrafa bakıyordu. Bandanamı tekrar yüzümü gizlemek için kullandım ve kızın peşine takıldım. Karanlık çökmüştü. Ara sokakların birinde kulağın da kulaklığı belli bir ritimle başını sallıyordu sokak lambasının altında. Onu ürkütmeden yaklaşmak istiyordum. Bu yüzden arkasından seslendim ancak kulaklık yüzünden beni duymadı tekini yavaşça çıkardım. Sokak lambasının ikimizin gölgesini gösterdiğini gördüm. Daha sonra zaten hızla arkasına döndü. Beni görünce tanımış olacak ki korktu. Bende olsam bende korkardım. Ancak hızla kaçmaya başladı. Hayır niye kaçıyosun sabah o kadar cesurdun. Tabi o zaman hortlak gibi karşında değildim haklısın. Dora buralardaydı sessiz olmalıydık.Neyse ki çok uzaklaşmadan kolundan yakaladım.
-Sesini çıkarırsan ikimizde ölürüz.
Bu belki biraz ürkütücü olmuş olabilirdi ama gerçekler bu doğrultudaydı.
-Elimi çekicem ve sakin olucaksın yoksa-
Elimi yavaşça indirdim. Şu durumda benden korkması iyi bişey değildi.
-Ne-ne ist-iyos-un.
Galiba korkmuştu. Korkudan mı soğuktan mı bilmiyorum tir tir titriyordu. Kendime doğru çekip bizi güvenceye alıcak silahı çıkardım.
-Kıpırdama.
Ama bi aptal gibi tetiği rahat rahat çektim. Ben buna alışıktım ama elbette o değildi ve ben bunu düşünememiştim.
-Ağğğğ.
İşte korkuyla attığı çığlık. Hızla kolunu tekrar sıkıca kavradım. Elimle sakinliştirmeye çalıştım. Bu çabam sonuç bulmuş gibiydi.
-O-o ses.-Si-silah.
Evet silah ama aptal kız senin için değil.
-Korkma senin için değil.
-Bırak beni.
Eyvah artık tamamen ağlatmıştım kızı.
-Sana zarar vermek isteseydim bunu yapardım hiç şüphen olmasın.
Tamam belki biraz korkutucu görünmüş olabilirim ama korkması gereken kişi ben değildim. Ancak sokağın başından gelen sesler bütün dikkatimizi dağıtmıştı. Sesleri tanıyordum.
-Allah kahretsin.
Yine yaptım. Sessiz bir fısıltıyla ona sövüyordum.
-N-noluyo.
-Şişşşşşş.
İşte bu kötü oldu. Bizi bulmaları kötü olucaktı. Hemde ikimizi yan yana görmesi oldukça kötü olucaktı. Bi an olsun daldığım düşüncelerimden beni bir tetik sesi uyandırdı. Ben yapmamıştım. Çok geçmeden bir el ateş sesi geldi. Derin derin aldığım nefesimi tutmuştum. Çünkü sokak sessizdi ve sanki benim nefesim yüzünden kızın başına bir şey gelicekmiş gibi geliyordu. Bi an olsun gevşettiğim kolunu tekrar sıktım. Hızlı ve sessiz bir hareketle kendime doğru çevirdim. Yüzümü incelemeye çalışıyordu ama bandanadan ve karanlıktan bişey görmesi zordu.
Sessiz olmak zorundaydık. İşaret parmağımı sus anlamında bandanamın üzerine götürdüm. Beni anlamıştı ve sesizliğe bürünmüştü. Galiba bana güvenmişti. Bu iyi hissettirmişti açıkçası. Bana güvenmişti...

Şeytanın ÜzüntüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin