Eliz Rayne'den
"Sana bir soru Eliz, sana yardımcı olacağımı düşündürten nedir?"
"Biraz da olsa kalbinin taşlaşmadığını düşünmem, sen yardımcı ol ya da olma ben alacağım o iksiri. İstersen rızana dayanarak, istersen senin düşüncelerin lüzum görmeyerek, hangisini tercih edersiniz Bay Earl?" Derken yüzümde sinsi bir gülümseme peydah oldu. Bunların hepsi güçlü gözükmek için oyun. Hayır ben zaten güçlüyüm.
"Başına ne gelirse egondan gelecek Prenses Eliz Rayne, o yüzden bu uyarımı dikkate al ve bunca zaman halini hatrını sormaya gelmeyip, toplantı masasında "nasıl olsa gelmez" diye kaldırdığın sandelyemi yerine koy, bir yerlere gelmem için sizin ya da diğer ülkelerin suyuna gitmem gerekmez."
"Sence neden hatrını sormadım neden onca ülke ile aram iyiyken sadece seninle görüşmedim? Ayrıca kurul kafana göre gelip gelemeyeceğin bir yer değil!"
"İlk olarak senin adına cevap vermem gerekiyor sanırım.. Şunu söylemeye ne dersin babam anneni öldürdü ve bunun duyulmasını istemediğimiz için senin sessizliğini fırsat bilip sustuk, herkesle aramızı güzel tutup seni annesi için canını satmayan bir prens olarak gösterdik. Nasıl anlamlı bir cümle oldu mu senin için?"
"O olay-" sözümü kesen ellerini sert bir şekilde birbirine çarpması oldu.
"Daha bitmedi sadece ilk cümlenin cevabını aldın değil mi? Sabretmeyi öğrenmelisin. Kurul konusuna gelirsek, kurul toplantılarına halkımla ilgili bir durum olmadıkça gelmeyi hala düşünmüyorum ama eğer gelirsem emin ol olduğun konumdan düşersin!"
"O olay öyle değil bunu babam değil köleler yaptı! Babam yapmaz neden yapsın biz barış ülkesiyiz!"
Sinirle verdiği nefesi hissettim yaklaştı, yaklaştı ve yaklaştı. Kalbim hızla atmaya başlarken nefesimi tutma çabasına girmiştim nedensiz..
"HALA NE DİYORSUN LAN? KÖLE ONLAR KÖLE BAĞLIYDI O SAVAŞTA KÖLELER! KAÇ TANESİ CANINDAN OLDU HABERİN VAR MI?"
"BAĞIRMA! SENİN SORUNU BU KENDİNİ BÖYLE İFADE EDEMEZSİN!"
"BANA BUNCA ZAMAN KENDİMİ İFADE ETTİRMEYEN BABAN, BEN BUNU ŞİMDİ YAPAMIYORSAM ONUN YÜZÜNDEN!"
"Her ne olursa olsun o iksiri bana ver.. Bak belki bencilce gelecek ama ben annemle biraz daha yaşamak istiyorum."
"Bende istemiştim ama istediklerimiz olmuyor bazen Eliz Rayne ve seni son kez uyarıyorum eğer damarıma basarsan seni zindana atarım ve Beyaz Aylev'i olanların zindan acısı yüksekliğinden haberin vardır herhalde."
Arkamı döndüm ve dışarı çıktım. "Gidiyoruz!" diyince sesimi duyan askerler başıma toplandı ve tekrar ülkeye döndük.
Zeus'un yanına gittim.
"Biliyordum." Dedi.
"Biliyordun." Dedim.
"Hissettim." Dedi
"Hissetmedin." Dedim
"Güzel tespit tabii hissetmedim senin saçma sapan işlerin ile benim işim olmaz annenden bana ne? Ben yapacağımı yaptım."
"Bu kadar mı?"
"Bu kadar."
"Hiç umut yok mu?"
"Umut hep var."
"Saçma konuşuyorsun elin kadar beynin çalışsa keşke."
"Beynim çalışmasaydı bu konumda olmazdım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıklar Ülkesinin Prensi
De TodoYalnız hissettiriyorsun beni, çok seviyorum ama sevmiyorum da; dışarıdan o kadar güzelsin ki.. içine girdiğimde beni bunaltıyorsun.