"Kimle? Ne zaman? Nasıl?"
"Söyleyeceğim ama biraz korkuyorum."
"Neden?"
"Senin sevmediğin bir krallıktan."
"İyide benim sevmediğim krallık yok ki."
"Yok mu?"
"Yani artık yok."
"Luis," anlamaz gözlerle ona baktım. " Earl Dean'ın Aylev'i."
"Şaka mı yapıyorsun." Dedim daha yeni oradan gelmiştim.
"Hayır."
"Tamam bunu konuşacağız önce annemi iyileştireyim."
...
Ben babamın canı ile annemi iyileştirmeyi düşünmüştüm ama canlar iyileştirmezdi ki sadece diriltirdi. Demek ki Earl yaptığı kelime oyunlarında bundan bahsediyordu.Bi' an önce oraya tekrar gitsem iyi olurdu.
...
Ülkeye vardım ve Earl'ın odasına girdim üstünü değiştiriyordu. "Hayır bir insan üstünü neden sihirle değiştirmez ki?!""Kendin sihirle değiştiriyor gibi konuşuyorsun." Dedi duyduğum cümle ile dudaklarım aralandı. "Sen, nereden biliyorsun?"
"Bilmem." Dedi dudağını sarkıttı ve ellerini büktü.
"Bu yaptığın tacize girer."
"Yuh be! Tahmin ettim sadece Barbie'nin ülkesi dışında sürekli sihir kullanan ülke mi var?"
Barbie size bir oyuncak gibi gelebilir ki Barbie ismini buradan alıyor zaten o Ülkenin Prensesi Barbie bebeklere hayran olduğu için ismini Barbie olarak değiştirmişti..
"Doğru."
"Sen niye gelmiştin bitti diye zırvalayıp gitmemiş miydin sen?"
"Ya öyle mi yapmıştım Earl?"
"Evet."
"Sen benimle kelime oyunu yapmasaydın ben geri gelmeyecektim buraya." Kahkaha attı.
"Niye burayı sevmedin mi?"
"Bilmiyorum bu ülkeye ilk geldiğimde birkaç şey karalamıştım defterime."
"Neler yazmıştın?" Bunu sorarken kaşları havaya kalkmıştı.
"Okuyamam."
"Tamam sorun değil ben okumuştum zaten sadece senden de duymak hoşuma giderdi."
Omzuna vurdum ardından"Pislik!" dedim.
Yine güldü, gülmez diyorlardı ondan için ama o gülüyordu. Şuan bana gülüyordu ve bu bana ilk gülüşü değildi.
Okumaya başladım, "Yalnız hissettiriyorsun beni, çok seviyorum ama sevmiyorum da; dışarıdan o kadar güzelsin ki.. içine girdiğimde beni bunaltıyorsun."
"Peki ben?"
"Anlamadım." Ne demek istiyordu.
"Ben dışarıdan yakışıklı mıyım?" Dedi az az önce gördüğüm haline atıfta bulunarak.
"Yaa," dedim "çok."
"Haa anladım, sen içimi görmek istiyorsun kasvetli mi değil mi diye uyar bana."
"Salak adam! Ben buraya ne için geldim konuştuğumuz konuya bak."
"Yani diyorsun ki bu konu için ayrıca tekrar geleceksin."
"Ahu," dedim"böyle mi yapardı?"
Duruldu ve gözlerinde anlamlandıramadığım bir ifadeyle bana baktı.
"Neden Ahu'ya bu kadar takıldın?"
"Bilmiyorum, istemeden özeline giriyorum kusura bakma."
"İstemeden mi? Bence gayet istiyorsun Eliz, sadece beni hala olayları sana açıklamama rağmen ucuz bir insan olarak görüyorsun çünkü hakkımda söylenen öğretilen buydu sana."
"Hayır ucuzlukla alakası yok."
"Neyle alakası var?"
"Anlamlandıramadığım şeyler var!"
"Ne gibi!? Bunu öğrenmeye çalışıyorum ama cevap vermiyorsun, eğer Eliz herşeyi hallettikten sonra tekrar bana dönmezsen, işte o zaman bir daha gelme Eliz."
"Ne?" Dedim yüzüme bakmıyordu artık
"Duydun." dedi.
"Peki." dedim. Adımlarım kapıya döndü.
"Ahu'yla hiç yatmadım Eliz, o benimle bel altı konuşmayı sever. İksiri toplantı odasına koydum parmak izinle kapıyı açabilirsin."
"Teşekkür ederim, bende kağıdı toplantı odasına bırakırım." Odadan çıktım, toplantı odasına gittim ve parmağımı okuttup içeri girdim. Kağıdı kasaya bırakıp iksiri aldım ve çıktım odadan, kapıyı kapattım. Şatonun dışına ilerledim, çıktıktan sonra arkamı döndüm ve onun penceresine baktım pencereden dışarı bakıyordu, ama bana değil.
...
Hemen annemin olduğu odaya girdim ve iksiri dudaklarına yasladım, ardından kaynatıp buhar hali ile etrafında dolaştım.Annem gözlerini açmadı.
Bekledim 5 dakika, annem yine uyanmadı.
Bekledim 10 dakika, annemden tek bir tıkırtı gelmedi.
1 saat bekledim bu sefer uyanır umuduyla ve uyanmadı hıçkırıklarım ardı ardına gelirken bağırış sesim tüm Şotoya duyulmuştu.Zeus geldi.
"Ne yapacağım ben?" Dedim.
"Tepkime 1 gün için geçerli Eliz bunu unutma, anneni istediğinin farkındayım. Anneni geri zaman getirecek, bu iksirin herşeyin üstesinden gelecek kadar güçlü bir iksir olduğunu unutma!"
"Peki, şimdi sadece beklemem mi lazım, daha hızlı yolu yok mu?"
"Aslında var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıklar Ülkesinin Prensi
OverigYalnız hissettiriyorsun beni, çok seviyorum ama sevmiyorum da; dışarıdan o kadar güzelsin ki.. içine girdiğimde beni bunaltıyorsun.