━━☆゚.*・。゚
cigarettes after sex, sweet
Jungkook
Ellerim titriyor, dizlerimi birbirine bastırıyorum, parmaklarımın arasındaki sigaramdan son bir nefes çekip oturduğum yatağın yanındaki komodinin üzerine batırıyorum izmariti. Biten tükenen tek şey sigaram olmuyor, Taehyung'u beklerken saatlerdir çok kere yanıp çok kere sönüyorum. Ben ona hep yandım zaten, yanmamak ayıp olurdu güzelliğine.
Korkuyor değilim ama onun huzurlu tablosundaki huzursuz ayrıntılar* gibi hissediyorum.
Yaşatmak istediğin birini tükettiğini görmüş olmanın ağırlığı üzerimde, yıllardır bana onları yorduğumu söyleyen ailemin varlığı odanın bir köşesinde gibi. İlk kez birini korkmadan sevmişken, ben ona gitme şansı vermişken şimdi giderse ne yapacağımı bilmez hâlde bekliyorum. Git dedim ama o gidince ne hâlde olacağımı düşünmeye cesaretim de yok. Her gün ağlar mıyım yoksa yine oradan oraya mı savrulurum kimsenin anlamadığı değersizliğimle bilmiyorum. Git dediğime bakma, gitme.
Odanın ahşap kapısı gıcırtıyla ileri itildiğinde yere eğik olan başımı kaldırıyorum hafifçe, kapının arasından girdiğini gördüğümde dudaklarım kıvrılıyor istemsizce. Dudaklarını birbirine bastırmış, o çok yakışan kahverengi converslerini giyinmiş ayaklarını usul usul yere sürtüyor. Kapıyı itip kapatıyor, yüzünde içi içine sığmayan bir ifade var. Ne yapacağımı bilemiyorum, yataktan kalkıp selamlaşmalı mıyım diye arada kalıyorum ancak ben kalkmadan yanıma geliyor hızlıca, yatağa oturuyor kollarını sımsıkı sarıyor. Ben de sarıyorum onu.
Hiçbir şey söylemeden sarılıyoruz, gözlerimi birbirine bastırırken saçlarındaki böğürtlen kokusunu uzun uzun almak için derin nefesler alıyorum, kollarımı güzel beline doluyorum. Sarıyorum onu, hiç bırakmak istemez gibi. O da başını gömüyor boynuma, daha güzel bir selamlaşma görmemiştim. Teninin sıcaklığı göğsümü titretiyor, göğsümde tütmüşsün Taehyung.
"Jeongguk." diyor başını boynumdan çekmeden kedi gibi mırıl mırıl. Gövdelerimizi birbirinden ayırmadan belli belirsiz hmlayabiliyorum yalnızca. Bedenlerimizi birbirinden ayırırken birkaç kez açıp kapatıyor gözlerini, kirpiklerini bile kıskanıyorum. Kirpikleri olsaydım, dökülecek de olsam yaşardım onunla bir süre. Vurulmuşum apaçık, sorgusuz sualsiz. Yaşam fonksiyonlarımı karşımdaki esmere adamışım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paper and scissors ∤ taekook
Short StoryKore'nin en ünlü özel liselerinden olan Gwangju kolejinde birbirinin hayatlarına girmeleri imkansız görünen on sekiz yaşında bir kağıt; bir de makas var ve birisi diğerinin pürüzsüz hayatına ufak kesikler atmak istiyor. texting-prose 110222, asheswan