Ufak Bir Anlaşma

393 43 50
                                    

Uyandığımda akutagawa yatağın ucunda oturuyordu, yine benden önce uyanmıştı, ya da uyumamıştı? Yavaş haraketlerle doğruldum sanırım beni fark etmemişti, sırıtıp arkadan boynuna atlayıp sıkıca sarıldım.

"günaydın!"

Nefesiyle güldü beni tutup bir anda çekince kucağına düşüverdim.

"günaydın."

Bi bakıştık sonra ikimizde gülmeye başladık, onun aksine sesim daha yüksek çıkmıştı, bu olan ufak şey hoşuma gitmişti.

"aç mısın?"

"biraz..."

"pekala gel hadi bişiler hazırlayalım"

Elimden tutup beni mutgağa götürdü, büyük tatlı bi mutfaktı, ben gidip masaya oturdum oda uzun kollusunu çekip yumurtaları çıkardı, onları kırıp birkaç baharat ekledi ve çırpmaya başladı, sonra fazla düzgün kesilmiş ekmekleri yumurtaya tamamen bulayıp tavaya attı, koku güzeldi. Ekmekleri tavada pişirirken de bir yandan diğer kahvaltılıkları çıkarmaya başladı, higuchi san ın kafede rafa dizdiği reçellerden de vardı... Bu reçelleri çok seviyorum. Farklı bir lezzeti var! Ve çok canlı duruyorlar.

"akutagawa, gece uyudun değil mi?"

"evet. Peki sen dün gece yine kabus mu gördün?"

Sanırım yine uykumda konuştum.

"... Belki, nerden anladın?"

"yanına uzandığımda bunu bekliyormuş gibi anında bana sarıldın da ondan. Oi... O gördüklerin seni fazlasıyla etkiledi mi?"

"...benim için uzun süreli bir travma olacak, hatta asla unutamayacağım bundan eminim."

Yavaşça yanaşıp omuzlarımdan tuttu beni, sonra eli enseme uzandı, ensemdeki saçları yavaşça okşadı.

"bunu aşmanda sana yardım edicem tamam mı? Zaman gerek evet ama... Halledicez."

Saçlarımı dağıtıp geri tezgaha yöneldi yumurtalı ekmekler hazır olunca hepsini bir tabağa aldı, masayı tamamen kurduğunda bardaklara çayları da doldurdu. Karşılıklı oturduk.

"ellerine sağlık!"

"afiyet olsun atsushi."

Hızla yemeye başladım. Aklıma takılanla tekrar ona döndüm ama o an çalan kapı dikkatimi çekti.

"ben bakarım. Bekle"

Kalkıp kapıya gitti, kapı açılır açılmaz yaklaşan gölge ve sesle direkt ayaklandım.

"BEN SANA... HAH... HAH..."

yata san bir şekilde bu evi bulmuş içeri dalmıştı, yorulduğunu anlıyordum. İyice soluklandı ve yakama yapıştı.

"SENİN İÇİN NE KADAR ENDİŞELENDİM HABERİN VARMI? ONCA ŞEY... NASIL BİR ANDA SIRTINI DÖNÜP GİDEBİLİRSİ-"

Yata san ın sözü kesildi. Bir anda onu boğazından sıkıca tutan eller yata san ın sırtının duvara çarpıp tok bir ses çıkarmasını sağladı. Akutagawa onu benden uzaklaştırdıktan sonra beni kendine yasladı, ben gözlerimi ondan çekemedim.

"sakın... Sakın beni sinirlendirme velet. Yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim."

Yata san sendeleyerek ayağa kalktı.

"ama kassandra san.... Kassandra san onun için... HAH... BİZ ONUN İÇİN UĞRAŞTIK.. SADECE... SADECE ENDİŞELENDİM!"

Kassandra san ı düşündükçe gözlerim doluyordu, sonunda birkaç damla akutagawa nın eline düşmüştü, oda beni göğsüne bastırmak için çekti ama ben hızla çekilip yata san a bağırmaya başladım.

Blood And Moon //shin Soukoku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin