1 Ekim, 2021
CumaSabah uyandığımda yanımda göremedim Hyunjin'i. Genelde ben uyanmadan kalkmazdı, dün gece de farklı gibiydi. Ya da ben bir süredir anlamlandıramadığım bu his yüzünden iyice paranoyaklaşmıştım.
Anlamlandıramadığım his derken, aslında biliyorum ne olduğunu ama çok kabul etmek istemiyorum. Başlarda Hyunjin'in yanımda olmasını çok istesem de şu an sanki ona olan hislerim ve asla birlikte olamayacağımız fikri beni deliye döndürüyor. Bir yandan da haksızlık yaptığımı biliyorum ona, o yaptığı şeylerden sonra ben aptal gibi ondan hoşlanıp bir de bu hoşlantım yüzünden kendimce düşünüyorum gitse daha mı iyi olur diye.
Belki bir şeyleri anlamıştır ve kendi uzaklaşmaya başlamıştır benden? Of, amına koyayım ya ben kesin belli ettim. Çocuk da soğudu benden.
Bunları düşünürken kafamı kaldırıp ofladığımda kapıdaki Hyunjin'i gördüm. N'apıyor bu mal dermiş gibi bakıyordu. Kesin dedi abi içinden bunu hissettim ben.
- Hyunjin! N'apıyorsun burda?
Gülümseyerek şaşırmış gibi yaparak sordum soruyu.
- Jeongin burası odamız ya ne yapayım odama geliyorum.
Ne mal bi soru sorduğumun farkına vardım az önce. Bu arada, odamız demişken anlatayım. Hyunjin geceleri kabus gördüğü için çözüm bulmamız gerektiğini çok korktuğunu söyledi ve yanımda yatmaya başladı. Benim için iyi bir şey mi kötü bir şey mi bu bilmiyorum ama geceleri rahat uyuduğum söylenemez.
Bu sikim sonik hisler ilk başladığından beri Hyunjin'e karşı böyleydim. Salak gibi.
- Kahvaltıyı ben hazırlayayım mı?
- Birlikte mi hazırlasak bugün jeong?
Bu da böyleydi işte sürekli. Ne bileyim bir flörtleşiyormuş gibi, ama hoşlandığından falan değildir Hyunjin'in doğası böyledir. Çözdüm ben onu.
.
Kahvaltıyı hazırlamaya başladık birlikte. Ben tezgahın üstünde birkaç şey keserken o da kestiklerimi masaya dizmekle meşguld-
Kaldım öyle evet. Neden? Hyunjin yüzünden. Neden olabilir başka sanki? Arkadan beri omzumun üstüne koyduğu çenesi ve iki tarafimdan sardığı kolları kesti nefesimi. Saçlarından bir tutam saç yanaklarıma değdiğinde daha çok gerildim. Nefes alabiliyordum şu an ama keşke alamasaydım be. Göğüs kafesimin belirgin bir şekilde kalkıp inmesini durduramıyordum. Sanki 1 saat gibi geldi bana, ama 1 saniye sürdü bunların hepsi. Kollarını etrafıma dolayıp önümde kestiğim domatesten bir parça alıp ağzına attı. Ama bunu kenardan da yapabilirdi ne gerek vardı benim solunum sistemimi sikmeye? Değil mi?
Birkaç parça daha yerleştirip masaya oturduğumuzda normal sohbet etmeye başlamıştık. Hyunjin yaptığı planları anlatıyordu. Bir ömür birlikte yaşayacakmışız gibi planları vardı. Ama açıkçası ben bunu başarabilir miydim bilmiyorum. Dayanabilir miydim ondan bu denli hoşlanıp; onunla birlikte yatarken, birlikte bütün günlerimi gecelerimi geçirirken, ve o benimle böyle flörtleşirken dayanabilir miydim gerçekten? Bilmiyordum. Bir süre sonra hoşlantım daha büyüyüp sevgiye belki aşka dönüşecekti. Korkmadığım söylenemezdi aşktan, Hyunjin hep o yanımdayken hiçbir şeyden korkmamam gerektiğini söylerdi. Ama bu tam zıttıydı. Hyunjin yanımda oldukça hoşlantım artıyordu, korkumla paralel olarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the last night-hyunin
Fanfiction"bana bileğindeki yaralarla geldin, bu gece son gece olacakmış gibi hissettiğini söyledin"