Kulağımda kulaklığım ve elimde kalemimle günlerdir sadece resim çiziyordum. Odamdan pek çıkmıyor ve telefonuma bakmıyordum. Tam bir yıkıktım şu anda ve hiçbir şey yapmak istemiyordum resim yapmak dışında.
Elimden kalemimin çekilmesiyle sıçradım ve yana döndüm hemen.
"Jisung? Korkuttun beni ne arıyosun burada"
"Aptal çocuk hiç telefonuna bakmaz mısın sen! Öldün sandım salak!"
Kafama vurmasıyla değil de bağırmasına yüzümü buruşturdum. Jisung'u bağırtmamamız gerektiğini unutmuşum.
"Niye bağırıyosun ya alla alla. Ölür müyüm sence ben? Hem de babam için bu kadar önemliyken.."
Son cümlemi çok kısık söylemiştim emin değildim duyduğu hakkında.
"Evine gelmesek yüzünü göreceğimiz yok çocuk, okula geldiğin de yok zaten mesajlara aramalara bakmıyosun. Derdin ne Hyun? Sorun ne?"
Yatağıma oturdu. Seslice nefes verip sandalyemi tam olarak ona döndürdüm.
"Chan hyungla ayrıldık"
Bir süre yüzüme baktı.
"Biliyorum ve beni arayıp söylemeni bekliyordum.. Chan hyungla konuştum"
Gözlerimi kaçırdım. Haklıydı... Hiç gizli saklımız olmazdı bizim. Ama bunları ona söyleyemezdim. Onun da kafasının karışmasını ve hep beni düşünmesini istemezdim. İstemese de çok düşünen biriydi Jisung ve herkese yardım etmek için kendini hiçe saymayı severdi.
"Babamlar öğrendi... ilk kelimesi ayrılacaksın oldu. Ona karşı gelemezdim Jisung biliyorsun.."
Kalemi yatağa bırakıp ellerimi tuttu. Düşününce bile gözlerim doluyordu.
"Onu seviyorsun Hyunjin. O da seni öyle baban ne zamana kadar hayatına müdahale edebilir ki"
Bunu biliyordum ama olmazdı işte. Ablam kendisini kurtarmıştı. Ne kadar istemeden olsa da şu an mutluydu. Ama ben yapamazdım ailemi yok sayamazdım. Bana bu kadar ihtiyaçları varken. Hoş ihtiyaçları yok sadece bir aracım onlar için. Hiçbir zaman sevgilerini hissettirmediler robot gibilerdi hep bana karşı.
"Böyle olması daha doğru Ji. Lütfen kurcalama olur mu? Sadece bitti ve gitti. Sınavıma odaklanmak istiyorum sadece"
Zoraki bir gülümseme yerleştirdim dudaklarıma. Sadece şu sınavı atlatıp ablamın yanına gitmek istiyordum.
"Peki.. sen öyle diyorsan.."
Sarıldı kalkıp ve anında karşılık verdim. Buna ihtiyacım vardı.. günlerdir gram uyku uyuyamamıştım. Ne zaman gözlerimi kapatsam Chan'ın o hali geliyordu gözlerimin önüne.
Birbirimizden ayrılınca derince nefes alıp verdim.
"Söyle hadi"
Jisung iste bu yüzden en iyi ve tek arkadaşımdı. Sadece nefes alış verişimden bile bir sorun olduğunu anlayabiliyordu. Jisung, iyi ki vardı...
"Babam üniversiteye başlayınca Hyunsuk ile yüzük takacağımızı söyledi."
Ağzı bir karış açık bir şekilde dondu kaldı bir süre.
"Şaka de, lütfen kötü bir şaka olsun bu. Choi Hyunsuk? Sana taciz etme girişiminde bulunan piç kurusu, ha bi de bununla da yetinmeyip bana yürümeye çalışan ama Chan hyungun bunları sadece bana yaptığını anlattığımız CHOİ HYUNSUK mu!?"
Yüzümü buruşturdum. Jisung sinirlenince hiç de tatlı olmuyordu.
Uzun süre yüzüme bakıp ayağa kalktı bi anda ve odada volta atmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Leave Me ♧ [ HyunChan ]
Fiksi RemajaHyun: Acılarım kaç gün sürecek Ji? Ji: En fazla 40 gün. Hyun: 40 gün sonra her şey geçecek mi? Ji: Hayır, alışacaksın...