[12] Sobe

869 61 73
                                    

Gözümü açtığımda okulun revirinde yatıyordum, bayılmış olmalıydım. Odada kimse yoktu dememe kalmadan Senju ve Hina girdi içeri.

Hina:Nasıl oldun Serva?
Senju: Ne oldu bayılacak kadar? O got lalesi bisey mi dedi?

Yatakta doğruldum ve konuşmaya başladım.

Basha: Kızlar ben Baji'ye kendimi tanıtmaya hazır hissettim. Ama beni olduğum gibi kabul etmedi galiba..

Hiç birşey demediler, ben de onlara soru yönelttim.

Basha: Emma ve Yuzuha nerede?
Senju: Onlar mı..
Hina: Ee şey..
Senju: Şeye gittiler ya.
Basha: Neye?
Hina: Şey işte.

Bişey saklıyorlardı.

Basha: Dökülün.

20 dakika sonra

Kızlar bana Emma ve Yuzuha'nın, Tomanın yanına gittiğini söyledi.
Nedeninin ise benim bayılma sebebimi öğrenmek olduğunu.

Bi dakika, ne?

Hızla yataktan kalktım, alt tarafı bayılmıştım zaten telefonumu aldım ve Emma'yı aradım.
Birkaç dakika sonra açıldı.

Basha: Neredesiniz siz?!

Emma: Ne zaman uyandın? Nasıl oldun?

Basha: Emma, soruma cevap ver.

Emma: Sakin ol ama.

İç çektim, Her bok beni buluyordu zaten.

Emma: Baji bıçaklanmış, hastanedeyiz.

Basha: Ne?

Ağzımdan tek bir kelime dökülmüştü. Baji bıçaklanmış, Baji bıçaklanmış. Zihnimin içinde dolanan tek bir cümle. Hayatımı mahvedebilicek kadar güçlü olan tek bir cümle.

Basha: Hemen konum at!

15 dakika sonra

Okuldan nasıl çıktım hatırlamıyorum bile. En son tellerden atlıyorduk. Hina ise atlamayacığını söyleyip, zar zor güvenlikten izin alarak çıkmıştı.

Nefes alamıyordum. Beni kabullenmeyen adam, Onun sayesinde kabullendiğim hayatımı bırakıyordu.
Aklımda sadece birşey dolanıyordu.

Baji ölmez, ölemez.

Tekrarlanıyordu, tekrar ve tekrar. Susmuyordu, susmak bilmiyordu.

O an dedim kendime, ya ayağa kalkabilseydim? Ya Baji'nin peşinden gitseydim?

Belki onu koruyabilirdim.

Keşke peşinden gitseydim.

Bacaklarımı kırmak istiyordum.
Yetmedi, koparmak istiyordum.
Hepsi benim suçumdu.
Belki de bütün hayatım. Hepsi.
Belki de babam haklıydı.

Hastaneye gelmiştik, Baji'nin kaldığı odayı sordum ama kadının yoğun bakımda demesiyle dona kaldım.

İçimde birşeylerin kırıldığını hissettim.
Parça kopuyordu, parçam yine kayboluyordu.

Yoğun bakımın önüne geldiğimde Toman kurucuları, Yuzuha ve Emma vardı. Sadece kapıya bakıyordum, hareketsiz bir şekilde.
Baji benim kim olduğumu Mikey'lere söylemiş olmalı ki kazutora yanıma geldi.

Kazutora: Merak etme Basha. Durumu o kadar kötü değil.

Beni rahatlatmak için dediğine emindim.
Hâlâ kapıya bakıyordum. Beynim diyordu ki, sakın gözünü ayırma Baji çıkıp gelicek.

Keşke öyle bir imkân olsaydı.

Kapıya doğru koşucaktım ki Yuzuha ve Senju kolumu tutup engelledi.

Yuzuha: Serva kızım sakin ol.

Durdum sadece durdum, derin bir nefes aldım. Dizlerim tutmuyordu, diz çökmek zorunda kaldım. Kalkamıyordum,
sanki bıçağı Baji'ye değil de bana saplamışlar gibi.

Keşke beni bıçaklasalardı.

Kalkamadım, kalkamadım, istesem de. Nefes alamadım, kendimi tutmak zorundaydım. Ne de olsa, Hıçkırarak ağlıyordum yine de geri gelmiyordu.

Flashback

Babam. Yine babam. Kapı sesi duyuldu ve cehenneme giriş yapıldı.

O kızın cehennemine giriş yapıldı.

Ve o ses. Saniyede her yerimin titremesine sebep olan o ses.

Krist: Nerede benim kızım?

İçmişti. Minik ve sessiz adımlarla dolaba girdim. O yaşımda beni bulamayacağını sanmıştım..

Krist: Benim küçük kızım saklambaç oynamak mı istiyor?
Oynayalım öyleyse.

Gözlerimi kapattım. Görmek istemiyordum.
Nefesimi tuttum. Görmesini istemiyordum.

Dolabın kapağı açıldı. Gözümden damla düştü. O yaşımda bile biliyordum sonuçları.

Sonuçları biliyordum, sebepleri bilmiyordum sadece. Bu beni suçlu yapmazdı, ben hâlâ zararsızdım.

Kemer sesini duydum, cezam büyük olacaktı.

Krist: Sobe. Canım kızım.

Kemerini aldı acımadan vurdu. Kollarıma, bacaklarıma, sırtıma, karnıma, yüzüme acımadan.

O an geçirdim içimden. Ya annem babamı bırakmasaydı?
O zaman babam beni suçlamazdı.
O zaman babam beni dövmezdi.
O zaman babam da beni bırakmazdı.

Ben o gün saatlerce ağladım ama annem geri gelmedi. Hıçkırarak ağlıyordum, yine de geri gelmiyordu.

Flashback end

Bağırıyordum, isyan ediyordum.
Hiç bir işe yaramıyordu.

Basha: BEN KAYBEDEMEM. 2 KEZ HAYATIMI YAŞAMA SEBEBİ OLARAK BELİRLEDİĞİM KİŞİYİ, O PARÇAYI KAYBEDEMEM. YAŞAYAMAM, YAPAMAM. BENDEN BİR PARÇA DAHA GİDERSE DAYANAMAM.

Yavaş yavaş, bağırarak söylediklerim. O kadar canımı yakıyordu ki. Tanımsız. Açıklayamıyorum.

Basha: Ben Baji'yi kaybedersem, kendimi kaybederim.. ben kendimden bir parçayı kaybederim. Yap-bozun parçası kaybolursa tamamlanmaz. Tamamlanamaz, eksik kalır.

Sessiz, fısıldayarak söylüyordum. Baji duysun istemiyorum.

Deliriyordum. Baji'nin ölme ihtimali gözümün önüne geldikçe. Kafayı yiyordum.
Baji'nin beni bırakma ihtimali gözümün önüne geldikçe. Sıyırıyordum. Eksilme ihtimalim gözümün önüne geldikçe.

Sakinleştirmeye çalışıyorlardı. En sonunda bir köşeye çekildim.
Ağlamamam lazımdı, beni böyle görmemeleri lazımdı.
Dizlerimi kafama doğru çektim ve yüzümü kapattım. Baji'ye birşey olursa hayatıma hayat demezdim.

____________________________________

Aaaa
Oy ve yorumlar hemenn
Tamam ben biraz fazla duygusalım ama
Sizde merak etmiyor musunuz???
Kazutora bıçaklamadıysa kim bıçakladı Baji'yi?
Kafa yorun biraz.
[682 kelime]

En Yakınım | Baji x Reader (Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin