𝗕𝗶𝗴 𝗿𝗲𝘀𝗽𝗼𝗻𝘀𝗶𝗯𝗶𝗹𝗶𝘁𝗶𝗲𝘀

1.2K 56 1
                                    

---𝘗𝘦𝘵𝘦𝘳 𝘗𝘢𝘳𝘬𝘦𝘳

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---𝘗𝘦𝘵𝘦𝘳 𝘗𝘢𝘳𝘬𝘦𝘳

W!:Bu evrende Harry Osborn var, fancast olarak Timothee Chalamet kullanılmıştır ancak yine de siz istediğiniz birini de hayal edebilirsiniz.

Peter Parker'ı neredeyse altı yaşından beri tanıyordun, yani bu onun en iyi arkadaşı olduğun anlamına geliyordu.

Harry Osborn'u da tanıyordun, yani en azından öyle düşünüyordun. Çünkü şuanda olduğunuz durum, işleri kolaylaştırmanın aksine daha da berbat hale getiriyordu.

"Az önce ne dedin, Harry?" Duyduklarının şokuyla en yakın arkadaşlarına bakıyordun, eğer dedikleri doğruysa - ki bu sence koca bir saçmalıktı, gerçek olma olasılığı imkansızdan bile imkansızdı - Tony Stark'ın baban olduğunu söylüyordu.

"Y/N- siktir, duydun... değil mi?" Harry şaşkınlık içinde sana bakıyordu, kesinlikle senin birden elinde tepsiyle belireceğini tahmin etmemişti.

"Y/N, sakin ol..." Peter korkuyla mırıldandı ancak şu anda onu umursayacak halde değildin.

"Bunu daha önce bilmiyor olduğunu söyle, Harry," titreyen kelimelerinle, gözlerinden yaşlar akarken Harry'e bakıyordun.

Peter en yakın arkadaşı ve çocukluğundan beri aşık olduğu kız, sevgilisinin arasında olanları sadece izliyordu, çünkü şu anda Harry'e zarar vermek isteyeceği son şey bile değildi.

Yavaşça başını kaldırdı, ancak gözlerine bakmıyordu. Harry kendini öyle berbat hissediyordu ki, babasından duyduğu an sana söylemesi gerektiğini biliyordu.

Ancak yapmamıştı, bu da sizi şu ana getiriyordu. Gerçek babanın kimliğini öğrendiğin an, içindeki tüm öfkeyi kusacak birini arıyordun.

Bay Osborn, elinin uzunluğu sayesinde bu bilgiyi kolayca öğrenebilmişti. Ancak annene olan saygısından, bir de tutması gereken bir söz olduğundan, tek bir kelime etmemişti.

Bunu sana söylemesi gereken biri varsa, o da annendi. Ancak Harry bunu Peter'a anlatırken duyduğunda, işler iyi yönde ilerlememişti.

Eline ne geçerse Harry'e fırlatıyordun, Harry birkaç adım geride duruyordu. Attığın plastik süsler omuzlarına çarpıyor, yastıklar göğsünden sekip yere düşüyordu.

Peter daha fazla dayanamadı, bir kolunu beline doladı ve yavaşça seni kendine yaklaştırdı.
"Sakinleşmelisin y/n," Peter saçlarını okşarken kulağına mırıldandı, "Sadece sen ve ben..."

Annen gözlerinden yaşlar akarken ikinize yaklaşmaya korkuyordu, içinde ne varsa dışarıya atmıştın; sevgi, öfke, hayal kırıklığı, bir kız çocuğunun eksik kalmış baba sevgisi...

Peter saçlarını okşadı, seni göğsüne iyice çekti. Alabildiğin tek koku onun parfümünün huzur verici kokusuydu, göz yaşların onun göğsünü ıslatırken tek düşündüğün bundan sonra ne olacağıydı.

Tony Stark, Ironman, neredeyse tüm dünyanın yaşayan en zeki adamı. Senin baban mıydı?

Hayır, bu saçmalık olurdu.

Bu düşünebileceğin son şey gibiydi, yıllardır olmayan bir babanın varlığı şimdi tüm gerçeğiyle bir tokat gibi yüzüne çarpıyordu.

Her gece yaşamıyla ilgili hayal kurduğun adam, Peter ile birlikte Stark stajı yapmayı istediğin şirketin sahibi olan adam, evreni kurtarmış bir adam...
Senin babandı, evrenin en büyük adamı senin babandı...

"Y/N?" Peter'ın adını söylemesi, gözlerin kapanmaya başlarken duyduğun son şey oldu.

---

"O iyi, sadece biraz fazla öfkelenmiş. Neden bu halde olduğunu bana biriniz açıklamak ister mi, yoksa neden Tony'i görmek istediğinizi mi sormam gerek?" Happy, doktordan aldığı bilgiyi Peter'a ilettikten sonra sana baktı.

"Anlattığım gibi, Happy. Y/N, arkadaşımız, Tony onun babası." Peter mırıldandı, inanamayarak da olsa çünkü bir yanı hala şaşkındı.

"Tanrım, orada uyuyor... Fark etmemişim ama biraz Tony'i anımsatıyor, ha Peter?" Happy senin yüzünü incelerken, konuştu. Tony'nin bir kızı olma fikri, Tanrım ne harika bir baba olurdu...

Tabii 17 yıl sonra öğrenecek olması bir şeyleri değiştirebilirdi belki ama...

"Hey, Parker." Natasha odaya girdiğinde, Peter artık olayın daha ciddi bir boyutta olduğunu anlamıştı.

"Hey, Nat..." Peter sessizce mırıldandı, Natasha yavaşça kapıyı kapattı ve yatağın kenarında duran boş tekli kanepeye oturdu.

"Biri bana burada küçük bir Stark olduğunu söyledi, eğer doğruysa, Tony yakında bize katılacak." Natasha seni incelerken Peter'la konuştu, Peter derin bir nefes verdi.

"Y/N," Peter dedi. "Onun adı Y/N, Nat."

"Güzel isim," dedi Natasha, eline saçının renkli tutamını alırken. "İşini biliyor, ha?"

"Her ay farklı bir renge boyuyor, seviyor." Peter açıkladı, Natasha aklına bir anı gelmiş gibi gülümserken ona baktı.

"Çocukken, yani daha Red Room'a girmemişken, saçlarımın bir kısmını maviye boyardım. Havalıydı." Natasha gülümsedi, Peter onun neden bahsettiğini biliyordu.

Yelena, Natasha'nın kız kardeşi, ona çocukluklarına ait bir fotoğraf göstermişti.

"Ayrıca zeki, bu bana bazen Bay Stark'ı hatırlatıyor." Peter hafif bir tebessümle gerçeği kabul etti, senin Tony'e benziyor oluşunu düşünmek onu sevindiriyordu.

Kapı yavaşça açıldı, Tony sessizce içeri girdi. Peter ona baktı, "Merhaba evlat." Tony gülümsemek istercesine tebessüm ederek selam verdi.

"Doğru mu, Nat?" Tony sanki hayatı bu gerçeğe bağlıymış gibi sana bakıyordu, Natasha yavaşça sana yaklaştı. Sonuçları yansıtırken, Tony'nin yüzünde oluşan sevinci izledi.

"DNA'sı benimkiyle %99,9 eşleşiyor, sanırım %00,1'lik kısmı annesinden almış, ha Nat?" Tony gözünden birkaç damla yaş akarken sana yaklaştı.

"Peter?" Gözlerini kısıp, bulunduğunuz yere bakmaya çalışıyordun. Ancak burunun dibindeki adam buna izin vermiyordu.

"Sen kimsin?" Kendini ondan uzaklaştırırken sordun, Peter kıkırdayarak sana yaklaştı.

"Tony Stark, Y/N, baban." Y/E/C renkli gözlerin Tony'e çevrildiğinde, sana içten bir gülümsemeyle baktığını gördün.

"Hey, y/n." Tony gülümsemeye devam ederken mırıldandı, "Sanırım biraz geç tanıştık, ancak sorun değil. Ne derler bilirsin, ikinci şans, ha?"

Natasha'ya baktın, sana bir abla edasıyla gülümseyerek bakıyordu. Eliyle onay işareti verdi Peter'a baktın, o da başını onay verircesine salladı.

"Eh, belki bir babanın olması hiç olmamasından iyidir..." Gülerek söylediğinde, Tony'nin derin bir iç çekti ve saçlarını karıştırdı.

---

𝐦𝐚𝐫𝐯𝐞𝐥 ; 𝐢𝐦𝐚𝐠𝐢𝐧𝐞𝐬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin