Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
w! Ölümden bahsetme, şiddet, angst. (Çeviri bölümüdür, ufak tefek değişiklikler yaptım.)
Wanda kontrolden çıkmıştı, ve Stephen'ın onu durdurma şansı tek başına neredeyse sıfırdan azdı. Sonuncusu Wanda'dan sadece bir tehditle ayrıldığı için konuşma sağır kulaklara düştü. Wanda hala geliyordu.
Wanda, America Chavez'i alacaktı ve ihtiyacı olanı elde etmek için kiminle uğraşması gerektiği umurunda değildi. Wanda çocuğun güçlerini ele geçirmeye, Stephen'ın bir zamanlar ellerini tam olarak kullanmaya kararlı olduğu kadar kararlıydı, ama en azından Stephen bunu yapmak için bir çocuğu öldürmeye istekli değildi.
Stephen'ın seçenekleri tükeniyordu. Bunu tek başına yapamayacağını biliyordu, Wanda'nın ondan fazlasıyla güçlüydü, üstelik Darkhold hala ondaydı. Stephen'ın cephaneliğinde gizli bir silaha ihtiyacı vardı, Wanda'yı alt edecek kadar güçlü, belki de elinde sihir olmayan ama en az onun kadar güçlü ve kudretli biri.
Stephen, emin değildi. Onu görmek isteyip istemeyeceğini bilmiyordu. En son seni gördüğünde, babanın cenazesindeydin ve zorlukla ayakta kalıyordun.
Herkes, senin babana olanlar yüzünden Stephen'ı suçladığını biliyordu. Tüm aileler savaştan sonra kutlama yapıyorken, sen tek başına babanın satmak istediği ancak senin geri aldığı bir zamanlar Stark kulesi -ya da eski Avenger kulesi- olan yerdeydin.
Happy burayı baştan yaratmana yardım etmişti, Thanos geçen yıl yeni üssü yok ettiği için elinde kalan tek yer burasıydı.
Peter, Clint, Bruce, bazen de Thor ve Valkyrie seni ziyarete geliyordu. Pepper, seninle burada kalma konusunda kararlıydı. İşleri buradan hallediyordu, zaten burası her şeyin başladığı yer sayılırdı.
Stephen, devasa kulenin yanından uçtu. Gözleri kulede gezindi, yıllar öncesine ait bir 'A' harfi eski yerinde asılı duruyordu. Stephen hafif bir güm sesiyle balkona indi, bakışları hızla sağa döndüğünde seni bir sandalyede otururken gördü, ellerini kucağında kavuşturmuş bir şekilde ufka bakarken, içkin önündeki masanın üzerinde duruyordu.
