'4' Lonely st.

147 16 5
                                    

İyi okumalarrr♡

Ağzındaki çilekli lolipopu sağ ve sola hareket ettirerek emiyor ve diliyle ağzının içinde gezdiriyordu. Bütün çilek aromasını emerek dudaklarının arasına aldı. Poligona Hyuna ile atış eğitimi için gelmişti, Hyunjin. Gerçi kendisi silah kullanmak yerine kendi yeteneklerini kullanmayı tercih ederdi. Daha eğlenceli bulurdu. Her şekilde savunma yöntemlerini öğrenmeleri gerektiğini vurguluyordu patronları.

Hyuna atışını bitirmiş ve yüzünü koruması için taktığı maskeyi ve kulaklığını çıkarmıştı. Tabancayı önüne bırakarak Hyunjin'e döndü. "Gel bakalım. En iyisini yap" dedi ona doğru yürüyerek. Genç adam ise ayağa kalkıp gözlerini ondan ayırmadan lolipopu tekrar dişlerinin arasına aldı ve sağ iç yanak kısmında bekletti. Maskeyi takma gereksiniminde bulunmadan tabancayı eline almış ve nişan almıştı. Hedefi tam orta yerinden delip geçmişti. İki saniyesini bile almamıştı. Çabuk öğrenen birisiydi. "Geçen Felix'i gördüm" dedi Hyunjin, tabancayı bırakarak. Ağzındaki şeker yüzünden sesi boğuk çıkmıştı. "Aşırı siniri bozuktu. Moralini birileri düzeltmeli" diyerek sırıttı.

"O ikisinin ne bok yediği belli değil. Minho'ya nasıl tolerans tanıyabiliyor? Torpilli sanki" dedi Hyuna sırtını duvara dayayarak. Hyunjin ise şaşırmış bir suratla noona'ya döndü. "Bilmiyor musun? Minho, şu an cezalandırılıyor. Görevi Jeongin'e vermesi de ona bayağı koymuş olmalı. Hem akli olarak hemde fiziksel olarak çok kötü durumda. Herif resmen geberip gidecek göz göre göre" dedi lolipopunu ağzından çıkararak. Hyuna ise yaslandığı yerden doğruldu. "Siktir, ciddi misin? Buna kimse katlanamaz bile" dediğinde Hyunjin'in yüzündeki anormal gülümseme dikkatini çekti. "Ne oldu?"

"Eskiden patronun Minho hyung'a değer verdiğini sanırdım ama şimdi kendi elleriyle onu öldürebiliyor. Yavaş yavaş hepinizi gebertecek. Sizse sadece izlemekle yetineceksiniz çünkü deli gibi korkuyorsunuz." Hyunjin'in ne kadar haklı olduğunu bilse de ağzını açamıyordu. Belki şu an değil fakat bir gün onun yüzünden ölüp gideceklerdi.
Verdiği tehlikeli işler, cezalar onların yaşamını kısıtlıyordu.

"Jeongin'in çoktan dönmüş olması gerekmez miydi? Görevini bu kadar geciktirmezdi" dedi Hyunjin konuyu değiştirerek. "Ya adamı bulamamıştır ya da sadece eğleniyordur çocuk gibi. İşimizi yapmaya devam edelim" diyerek tabancayı tekrar eline aldı.
"Benden bu kadar. Biraz içki depolamam gerek" diyerek çıkmıştı Hyunjin.

***

Yağmur çiselemeye başlamıştı. Toprak, çamur formuna geçmeye devam ediyordu. Arabayı evin yanına park etti. O sırada yol boyunca uyuyan Minho'dan ses bile çıkmıyordu. Arada parmağını burnuna götürüp nefes alıp almadığını kontrol ediyordu. Diğer koltuğun kapısına geçip açtı ve Minho'nun kemerini çıkartırken uyandığını fark etti. "İn hadi geldik" dedi ve inmesi için yol verdi. Gözlerini aralamış ve anlını sıvazlamıştı. Jisung ona yardım edebilirdi fakat kendisinin de yapabileceğini ve Minho'nun da yardım istemeyeceğini iyi biliyordu. Yavaş yavaş inmiş ve en sonunda eve girebilmişlerdi.

Minho'yu koltuğa bırakır bırakmaz hızlı adımlarla lavabodan beyaz küçük bir çanta getirmişti. İçinde şırınga ve ilaç seti vardı. İlk önce Minho'nun ceketini çıkartmasına yardım etti. Kolunu sıvadı ve üç parmağıyla küçük vuruşlar yaparak damarını ortaya çıkarttı. Şırıngaya sıvıyı doldurmuş ve damara hizalayarak enjekte etmişti. Minho'nun hiçbir şey hissetmediğinden emindi çünkü şu an bir ölüden farksız duruyordu. Malzemeleri toplarken, "sabaha kadar iyi olursun. Şimdi dinlen biraz" dedi. Minho'nun anlamsız mırıltılarını duyuyordu. Uyumuyordu fakat gözleri kapalı gözüküyordu.

Çantayı alıp gidecekken onun konuşmasıyla duraksadı. "Hepsi senin mi? Bana ayda birkez veriyordu" dedi Minho. İlaçlarından bahsettiğini anlamıştı. "Çünkü onları yerli yersiz kullanacağını biliyordu. Aşırı dozdan ölüp giderdin" dedi Jisung ayakta dururken. Minho, zorla yutkunmuş ve yüzünü buruşturmuştu. "Sana o kadar güvenmesine rağmen onun yardımcısı değilsin. Seni serbest bırakıyor, karışmıyor" dediğinde Jisung nefes verdi. "Kendini benimle mi karşılaştırıyorsun? İkimiz de aynı değiliz, Minho." Küçük bir sessizlik oldu. "Eskiden hyung derdin. Kendini çok büyütmesen iyi edersin." Jisung buna karşı göz devirdi. "Kibirinden hiçbir şey kaybetmemişsin" dediğinde Minho kıkırdadı. Hala eskisi kadar tatlı olduğunu düşündü bunun.

"Ben olsam seni orada bırakırdım." Jisung'un yüzündeki minik tebessüm gitmiş, yerini boş mimiklerle bakan bir surat almıştı. "Biliyorum. Sen böylesin çünkü. Kendi nefretinde boğulan bir çocuk. Benden büyüksün ama hala bir çocuksun." Minho buna karşı başını ona uzatarak dil çıkartmıştı. Jisung, bunu beklemediği için burundan gülmüş ve onu başından tutarak koltuğa itmişti. "Çok şımarıksın" dediğinde Minho doğrulmuş ve Jisung'un Sweatinin eteklerini tutarak çekiştirmişti. "Oyna o zaman benimle." Çocuk sesiyle aynı şeyi söylemeye devam etmiş ve onu çekiştirmeyi bırakmamıştı. Jisung, bir anda ne olduğunu kavrayamamıştı. Onun ellerini tutarak durdurmaya çalıştı. "İlacın yan etkisi olmalı" dedi kendi kendine.

"Uyu hadi. Seninle uğraşamam şimdi" dedi ve ellerini çekip havaya kaldırdı oynatmaması için. "Jisung hyung, oyna benimle yoksa seni gebertirim." Kurduğu cümlenin saçmalığı Jisung'u güldürmüştü. "Biliyor musun? Bu halin eski halindan daha az sinir bozucu. En azından tatlısın" derken Minho'yu en sonunda durdurmuştu. "Uyu artık." Minho hiperaktiflikten yorulmuş ve kendisini koltuğa bırakmıştı.

"Sikeyim, başım dönüyor~" mırıltıları bir kediyi andırmaya başlamıştı. "Neden beni kurtardın aptal?" Dediğinde Genç adam sadece onu süzmüş fakat bir şey dememişti. Uyukladığını fark etmişti çünkü. En sonunda rahatlayıp çantayı tekrar lavaboya götürdü. Eline bir pike alıp tekrar salona geçti. Minho'nun tamamen uyuduğunu gördü. Pikeyi üstüne doğru örttü. Böyle şeyleri düşünmezdi, özellikle konu Minho ise fakat düşünmeden yaptığı eylemleri fark edince kendisine engel olmadı.

Yanına eğilip yüzüne doğru baktı. "Nasıl biri olduğunu bilmesem çok sevimli olduğunu düşüneceğim" dedi ağzının içinden. Onu o şekilde bırakıp kendi odasına geçti.










Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Critter " MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin