1.0

1.3K 87 101
                                    

selamlar! bu bölüm yetişkin içerikli sahneler içerir, rahatsız olanlar okumasın diyeceğim ama öyle bi kitlem yokŞLDSKMFŞLAKSMFNL 

yıldıza basmayı ve bolca yorum yapmayı unutmayın lütfen! iyi okumalar perisiiii 🧚‍♀️ ha unutmadan...

YANGIN DÜŞMÜŞ KOR KORRR

aybike, ince askılı beyaz elbisesinin üstüne deri ceketini aldığı gibi dışarı çıkıp arabasına binmişti. niyeti berk'i üzmek değildi, asla değildi ama röportajı izlediği zaman ne yapacağını bilememişti. kendisini fazlasıyla yetermiş hissetmişti. jürilerinden bile bin bir emekle not almaya çalışırken kızılın eski takıldığı kişilerin unvanları kalbini kırmıştı.

kızılın evinin önüne geldiğinde arabasını durdurdu, aşağı inip kapıya doğru yürümeye başladı. çekiniyordu ama ne olursa olsun yanına gitmek istiyordu. kırgınlıklarını, sinirlendiği şeyi tam olarak anlatmalıydı çünkü şöhret sahibi berk özkaya değildi umurunda olan; sadece berk özkaya'ydı.

kapıyı çaldı, açılmadı. öfke bedenini ele geçirmeye başladığında zile basmak yerine sertçe yumrukladı. "berk, aç şu kapıyı! içeride olduğunu biliyorum!" yeniden kapıyı yumruklayacağı sırada açılmasıyla afalladı. 

kızıla baktı. üstü çıplaktı, altında lacivert rengindeki eşofmanı vardı ve terliydi. kendisini spora verdiği belli oluyordu, şınav çekmiş olabileceğini düşündü. "girebilir miyim içeri?" 

"neden?" diyerek sordu kızıl bastırmakta zorlandığı öfkesi ve kırgınlığıyla. "yazdıkların yetmedi, üstüne gelip burada mı azarlamak istedin? yoksa şöhret sahibi kızılla konuşmak havanı mı sağladı?"

durumu inada bindirerek içeri girdi, aybike. kapıyı ise arkasından sertçe kapattı. "ileri gidiyorsun!" dedi sesini yükselterek. "ne havasından bahsediyorsun sen ya?" histerik bir şekilde kahkaha attı, kızıl. 

"çok ileri gidiyorsun, berk! onlar gibi yeterli değilim, berk! benimle bir hafta mı takılacaksın, berk! berk, berk ve berk!"

kızılın yükselen sesi kalbini acıtsa da duruşundan ödün vermedi, sinirli ifadesini sürdürdü. "ben mi ileri gidiyorum, aybike? emin misin?" kızın yüzüne kısa bir bakış attı, arkasını döndü. "bırak ya, gerçekten bırak!"

aybike'nin vazgeçmeye niyeti yoktu. kızılın arkasından geniş salona ilerlediğinde, asılı kum torbasını gördü. hafifçe sallanıyordu, neden terli olduğunu artık anlamıştı. "ben ünlü olsam," dedi gücenmişlikle. "sen benim yerimde olsan ve bir yazarla, başarılı bir atletle veya yakışıklı bir modelle takıldığımı röportajdan dinlesen ne hissederdin?"

bir süre durdu, berk. sessiz kaldı. düşünmeye çalışıyordu. aybike gibi fevri çıkışır mıydı yoksa sorar mıydı? sorardı. yapısı her zaman böyleydi, sormadan hareket etmezdi. "anlamaya çalışırdım," dedi sesinin tonunu yavaşça düşürmeye başlarken. "fevri hareketler sergilemek yerine ilk önce sana sorardım."

gözlerini kaçırdı, aybike. "benden önce miydi?" diyerek sordu. "röportaj..." berk, başını aşağı yukarı salladı. "sorsan anlatırdım, aklıma bile gelmedi öyle konuşulduğu. düşünemedim senin böyle düşüneceğini."

sessiz kaldı, aybike. sakinleşmeye başlamışlardı, "korktum," dedi. "yetersiz hissettim, bilmiyorum." 

berk, anlayışlı davranmaya çalışarak kıza baktı. "seni de anlamaya çalışıyorum, ama neden kızdım biliyor musun?" diyerek sordu. bu sırada kıza yaklaşmış, avuçlarını yanağına yaslamış ve boylarını eşitlemeye çalışmıştı. "kendine saçma sapan bir zaman biçmene."

alt dudağını ıslattı, kız. "o model..." dedi. "internetten girip baktığımda, çok güzeldi." zevkle sırıttı, kızıl. "biraz da beni kıskandın, hm?" gözlerini kaçırdığında kısa elbisesinin sergilediği bacaklarının ne kadar güzel olduğunu fark etti. 

red danger / ayberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin