Karanlıktayım.
Yanındaydım.
Seninleydim.
Işığım vardı.
Şimdi ışığım yok.
Ben karanlıkta kaldım.
Kapkaranlık odada sırtımı duvara yaslamış tam karşımda ki pencereden görünen gökyüzüne bakıyor ve bekliyordum.
Bu gece bu odayı karanlığa boğan gökyüzünün karartısı değil benim içimdi.
Bakıyorum bu karanlığa.
Baktıkça hiç bir şey göremiyorum, sanıyorum ama görüyorum.
Onu.
Onu görüyorum.
Ve ondan başka bir şey göremiyorum.
Onun yüzünü görüyorum.
Gözlerini.
Burnunu.
Dudaklarını.
Sonra bana seslenen sesini duyuyorum Adımı seslenişini...
Her yer de o var.
Her şey de o var.
Onu unutamadım.
Unutamıyorum.
Yapamıyorum.
Ama artık yapmak istiyordum ve yapıyordum.
Yavaşça eğildim ve sağ bacağıma dokundum.
İşe yarıyordu.
O şey işe yarıyordu.
Zaman kaybetmeden ayaklanmaya çalıştım ama kalkamadım.
Diğer bacağımdan destek alarak sürünmeye başladım.
Sürünerek odadan çıktım ve sağdaki banyoya doğru döndüm.Elimle
kapıyı ittirip içeriye girdiğimde kapıyı arkamdan kapattım.Lambanın tam altına süründüm ve sensörlü lamba beni görünce aydınlandı.
Karşımdaki küvete doğru ilerledim.
Küvete sırtımı yaslayarak durduğumda sol bacağımdada bir şeyler hissetmeye başladım.
Hızla elimi çeşmeye uzatıp suyu açtım.
Küvet suyla dolmaya başlarken ayakkabılarımı ve üstümdeki gömleği çıkarıp pantolona dokunmadım.
Küvete doğru dönüp duvardaki boruya tutundum ve kendimi zorla ayağa kaldırdım.
Uyuşan bacaklarım resmen kırılır gibi büküldü ve küvetin içine düştüm.
Vücudum küvetin içine çarparken ellerimle kenarlarına tutunup kendimi durdurdum.
İçinde oturur pozisyona geldim.
Sırtımı küvete yasladım ama vücudun aşağıya doğru kayıyordu.Kenarlara tutunmuş ellerimi suyun altına indirip küvetin içine bastırarak üst bedenimi suyun üstünde tuttum.
Uyuşan bacaklarım şimdi tamamen hissizleştiğinde su bacaklarımı geçip karnımın üstüne dolmaya başladı.
Hiç bir şey hissedemiyorum.
Şu an ne yaptığımı algılamak istemiyorum zaten algılayamıyorum.
Suyun sesi sanki bana onun sesi gibi geliyor.Etrafa bakıyorum.Gözlerim açık onu görüyorum.Kapattım ve yine onu görüyorum.
Bu delilikti.
Bu çıldırmaktı.
Ben aşktan delirdim.
Ben aşktan ölüyorum.
Ben onun aşkından ölüyorum.
Su bütün vücudumu geçip omuzlarıma çarpmaya başladığında başımı hafifçe geriye yaslayıp suyun dışında tutmaya çalıştım.
Su şimdi küvetten taşıp yere dökülmeye başladı.
Sol kolum uyuşmaya başladığında beni suyun üstünde tutan tek şey sağ kolum olmak üzereydi.
Bunu yapmak istemiştim ve yapıyordum.
Pişmanlık duymak istemiyorum.
Zaten böylesine delirmişken başka bir duygu içimde bulamıyorum.
Sol kolum hissizleşip bir anda küvetin dibinde kayarken o an içimde bir korku aradım,bir panik aradım.
Ama hayır yoktu.
Çünkü,
İçimde bir tek o var.
İçimde aşk var.
Beni bu küvetin üstünde tutan tek şey şimdi sadece sağ kolumdu.
Bekledim.
Beklerken onu istedim.
Son defa görmek istedim.
Sonra vazgeçtim.
Onu son kez göreceğimi bilsem nasıl arkamı dönerdim?
Ona son kez bakacağımı bilsem nasıl gözlerimi ondan başka bir yere çevirirdim?
Ona son kez dokunacağımı bilsem nasıl elimi çekerdim?
Beni tutan tek şey olan sağ elim kaydı ve hızla küvetin içine doğru çekildim.
Yüzümde sonunda bütün vücudum ile beraber suyun içine gömüldüğünde nefesimi tuttum.
Yavaşça gözlerimi açtım ve suyun üstünde gördüm onun hayalini.
Dokunamadım.
Ama yinede içinde olduğum küvet sanki onun bedeniydi ve ben de onun kucağındaydım.
Gözlerimi kapattım kucağında.
Ona çok aşığım.
Hiç kimseyi böyle sevmedim.
Hiç kimseye böyle bir şey hissetmedim.
Hiç kimsede onu aramadım.
Başkalarında unutmaya çalışmadım.
Çünkü onu hiç kimse unutturamaz bana.
Biliyorum.
Kimseyi böyle delicesine sevemem.
Sana çok aşığım.
Bu öyle bir aşk ki,
Öyle bir şey ki bu
Öyle delicesine ki..
Ölümüne,
Ben seni ölümüne seviyorum.
Tuttuğum nefesi bıraktım ve ağzımı açıp suyun içime dolmasına izin verdim.
Ölümüne sevdim seni,
Bu yüzden unutamadım.
Hiç ama hiç unutamadım seni.
Unutamıyorum.
Ve artık buna dayanamıyorum.
Seni unutmak istiyorum ama bunu yaşarken yapamıyorum.
Ve anladım ki ;
"Ben bu aşkı ancak,
ölerek unuturum Pete."
