My - Die- Darling

Sevgili Sevgilim.

Gücün varsa, sevgilim, derin okyanuslardan çek kurtar beni.
Gücün yoksa bırak, ben batmasam da çoktan öldüm zaten.
Seni seviyorum, ancak yeterli değil ki. Bu şekilde seni de kaybedeceğim.
O yüzden ben seni kaybetmeden gitmeliyim. Uzakta kalmalıyım. Anı olarak geçmişinde yaşanmışlıklarında yer almalıyım. Daha fazlası olamaz. Çünkü böyle ne ben yaşayabilirim, ne de sen mutlu olabilirsin.

Hoşça kal, sevgili sevgilim.

⚜

" Bayan Olivia Swan için bir paket getirdim." gelen kuryeye yanlış geldiğini söyleyecektim ki, durdum.
Bana gelmişti.
" Benim, kimin gönderdiğini öğrenebilir miyim?"
Kutuyu elinden aldım bu sırada.
" Bana bilgi verilmedi efendim. Şunu imzalar mısınız?" kağıdı imzaladım. Kurye gittiğinde kapıyı kapatıp koca kutuyla birlikte odama ilerledim.
Nasıl mümkün olabilir diye düşünüyordum. O yoktu ki.
" Anne, kim?" küçük kızıma kargo paketini gösterip odama girdim.

Elime geçen makasla bantlı yerlere kesik attım ve sabırsız bir heyecanla açtım kutuyu.
Bu sefer de başka bir kutu çıkmıştı karşıma ancak yeşilin en tatlı tonuna ev sahipliği yapıyordu. Yeşili severdim. Yıpranmış gibi görünmüyordu. Dikkatlice kutuyu çıkardım koliden.
Üzerini elimle şöyle bir süpürüp açtım.
Bir defter çıktı karşıma. Kalın ve estetik bir görünüme sahipti. Süslenmişti. Aldım elime, yaslandım yatağıma.
İlk sayfasını açtım önce. Uzun bir yazı karşıladı beni. O'nun el yazısıydı bu.

Sevgili sevgilim;
sana böyle seslenmemi çok seviyorsun,biliyorum, bende çok seviyorum. Ağzıma yuva yapmış resmen! Sürekli söylemek, haykırmak istiyorum. Nasıl vazgeçeceğim bu zevkimden bilmiyorum. İstemiyorum aslında seni bırakmak. Biliyorsun asla istemem. Ancak zorundayım. Sen bu haldeyken...
Seni çok özleyeceğim sevgilim. Şuan yanımda güzel güzel kıvrılmış uyuyorken bile özlüyorum seni. Sensiz ne yapacağım?
Kızma bana ne olur.
Kendini benim yerime koy öyle düşün. Aynısını yapmaz mıydın? Gerçi ben benim için bunu yapmanı hiç istemezdim. Senin canın çok değerli. Tek çare bu.

Seni öyle acılar içinde izlemek hiç kolay değil tamam mı? Üç serum yedin! Üç serum. Nihayet biraz daha az acıyla uyuyabilmek için saatlerce bekledin yine. Bu döngü seni ettiği kadar beni de mahvediyor sevgilim.
Dayanamıyorum. Keşke ben çeksem çileni, hafifletsem acını. Mümkün olsa bekler miyim?

Koskoca bir yıl. Çok aradım, düşündüm. Ne yapabilirim sizi kurtarabilmek için diye. Ama yok, tek çarem bu.
Benim bu serseri bedenime karşılık senin mükemmel bedenin ve minik bebeğimiz. Daha ilk öğrendiğim anda yaptırdım kan testini. Şükürler olsun pozitif çıktı. Önce başka yollar aradım ama görüyorsun. Biliyorsun olmadığını. Bekledikçe yaşama şansınız düşüyordu. Yapılacak şey belliydi.
Minik bebeğimizi de düşünmelisin. Sadece sen değil o da yaşamak zorunda. Ona onu ne kadar sevdiğimi hep anlatmalısın. Yokluğumu hissetmemeli. En çok seni sonra da beni sevmeli. "Babam benim kahramanım!" diyeceği günü iple çekeceğim. Hep yanınızda sizi izliyor olacağım. Bunu unutma. Sizi çok seviyorum. Siz benim şansımsınız.

Sizi son kez görüşüm bu. Hastaneye gidiyorum. Büyük uğraşlar sonucu otanazi alacağım. Sende gerçek anlamda kalbime sahip olacaksın. Dikkat et. Kalbime iyi bak. Dokun ona. Sev onu. Bana olan özlemini böyle dindir.
Özür dilerim sevgilim. Bunları yaşamanı hiç istemezdim ama hayat işte. Ben her şeye rağmen çok mutluyum. Huzurlu bir şekilde ayrılacağım bu dünyadan.
Senin ve bebeğimizin iyi olacağını ve upuzun bir hayat süreceğinizi bilerek...
Bana söz vermelisin! Beni sadece yeteri kadar özle. Yaşa. Başka bir şey istemiyorum. Seni çok seviyorum. Sizi çok seviyorum!

Hoşça kal, sevgili sevgilim.
Hoşça kal, aptal kız.
Ve hoşçakal bebeğim.
Baban en çok seni seviyor!