-yıldızımı parlatmayı unutumayın-
—Küfür ve uygunsuz sözcükler içermektedir —
***
Güneş ne kadar parlaksa o dıştan öyle görünüyordu. Ama herkes yanılıyordu. O, geceye yaklaşmış bir öğlen ışığıydı. Ne gece ne gündüz. Ne cennet ne de cehennem. O arafta kalan bir ruhtu. Bu hayatta en büyük acıyı o çekmişti. Ailesi bile bunun farkında değildi. Uyandığında onu aynı şeylerin beklediğini biliyordu. Bu yüzden buradan gitmek istemiyordu.
Gece ne kadar karanlıksa Lilith'in içi de o kadar karanlıktı. Kalbi Ay'dı. Ay gibi parlak, bir o kadar da çalıntı. O giderken Lilith'e hissedemediği duyguları yaşatmıştı. Lilith onu şimdiden özlemişti ama böylesi ikisi içinde en iyisiydi.
Lilith başını kaldırıp Prense baktı.
"Biliyorsun Lilith, bunu beraber yapabiliriz..." Hayır, dedi Lilith içinden bunu beraber yapamazlardı.
Prens, onunla konuştuğunu sanıyordu ama yanılıyordu. Karşısındaki onun tanıdığı Lilith değildi. Karşısındaki Lilith, Ece'nin ruhu değildi.
"Ben..." Lilith devam edemedi. O, Lilith'e farklılıklar kattığı için Lilith değişmişti. Lilith afallaşmıştı. Ona gerçekleri söylemek istemiyordu ama yapmalıydı. Söylemesi lazımdı...
"Taşa sor Lilith. Taşa sor." Dedi Prens, Lilith gözlerini tekrardan kapattı. Bunun bir işe yarayamayacağını biliyordu.
Lilith ne olduğunu anlamadan sanki uçurumdan düşüyormuş gibi düşmeye başladı.
Şok geçiriyordu. Daha önce hiç böyle şok geçirmemişti. Öleceğini sandı, Prens onu yakalamaya çalışıyordu. Kendini ölümün kollarına teslim etmeden önce, Prense elini uzattı ve...
👀
Kurgumu düzenleme kararı aldım...
Bu kapağı son değişimimdi! 27052023
Bu kısmı aşırı derecede değiştirdim. Çünkü kurguma eskisinde olan kısmı eklemek istemedim. Bölümlerin tamamını değiştirme kararı almadım ama bazı kısımları değişeceğim. Değişsem bile düzenlemek amacı ile değiştiririm.
Size keyifli okumalar diliyorum."SAKLI MÜCEVHER: Lilith'in Taşı" ismi çok uzun geldiği için kısaca "SAKLI MÜCEVHER" yaptım. Umarım anlayışla karşılarsınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI MÜCEVHER
FantasyKorku yoktu, öfke yoktu, sevgi yoktu, hissetmek yoktu. Sadece acı vardı. Onun içindeki ruh acı ile besleniyordu. İnsanlar acı çektikçe o güçleniyordu. Acı çekmek istemediler ama buna mecbur bırakıldılar. Kendilerini acının acı tonuna teslim etti ins...