1. BÖLÜM: GARİPLİK

29 6 21
                                    

Yıldızımı parlatmayı unutmayın çünkü kendimi böyle değerli hissediyorum. :)

Bu kurguda olan karakterler ve olaylar tamamen yazarin hayal ürünüdür. Gerçek değildir.

1. Bölüm: Gariplik

Yeşilliklerin arasında, oksijeni bol olan köy evimdeydim. Güneş daha doğmadan güne başlayanlardandım. Sabah erken kalkarak annemden azar işitsem bile uyuyamazdım.

Bir insan sabah uyandıktan sonra nasıl uyuyabilirdi? Ben neden uyuyamıyordum?

Evdeki tek uyanık kişi bendim. Bu sıkılmama neden oluyordu. Sabahleyin bu saat civarlarında kimse uyanık olmaz genelde sadece ablam ve ben uyanıdırdım.

Yatağımdan kalkarak merdivenlere doğru yürüdüm. Sessiz bir şekilde aşağıya inmeye çalıştım. Arada sırada gıcırtıar olsa bile annem dışında kimse bu sesten uyanmazdı. Öyle tahmin ediyordum.

Annemin odasının kapısı aralıktı. Uyandığını göz ucuyla görebiliyordum.

Kimse uyanmasın diye fısır fısır konuşuyorduk. "Bu saatte kalkılır mı? Git yat!" Dedi her zaman ki gibi.

Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Ardından salona geri dönüp annemin telefonunu aldım. Okuduğum kurgunun yeni bölümünü okumalıydım.

Yatak odasına geri dönerek yatağıma girdim. Yerde yattığımdan dolayı kemiklerim ağrıyordu.

Bir saat kadar okuduktan sonra uyuya kalmışım.

🌸

Yeniden uyandığımda saat dokuz olmak üzereydi. Sadece yarım saat kadar uyumuştum.

Evden sesler geliyordu. Bu demek oluyordu ki herkes uyanmıştı.

Annemin telefonu hala yani başımdaydı. Oturur pozisyona geçerek tekrardan kaldığım yerden okumaya başladım.

Bir kaç dakika sonra okumayı bıraktım. Kuzenlerimin bana verdiği kitabı komidinin üstünden alıp okumaya devam ettim.

On altı sayfa kadar okuduktan sonra ablam Pelin beni kahvaltıya çağırdı. Annemler çay toplamaya gitmişlerdi.

Yatağımdan kalkarak merdivenlere doğru yürüdüm. İyiki bu sabah uyandığında onunla karşılaşmamıştım. Uyandığında genelde sinirli oluyor.

Merdivenin sonlarına gelince, menemen kokusu buram buram yayılmıştı. Evin her yeri kokuyordu.

Merdivenleri hızlı hızlı inip masaya oturdum. Çayım doluydu. Pelin bakmadan üç dört kaşık şeker atmıştım bile.

Fark etmişti.

"Bu kadar şeker fazla Ece, koyma şu kadar! Şeker komasına gireceksin!" Göz devirdim.

"Girmem girmem." Dedim umursamaz bir şekilde. Bu kadar umursamaz olmamı ailemden, hocalarıma kadar kimse sevmiyordu. Arkadaşlarım bir şey demiyorlardı.

Pelin de sütünü alıp masaya oturdu ve yemeğe başladık. Menemen her zaman ki gibi üç yumurtalıydı. Lokmalarım o kadar büyüktü ki menemenin yarısına kadar gelmiştik.

"Lokmalarını küçült ayı!" Dedi Pelin. Kıkırdadım.

Yemeği yedikten sonra ben masadan kalkıp odama çıktım. Pelin masayı topluyordu. Masayı genelde Pelin toplardı ama bana seslense bende toplardım.

SAKLI MÜCEVHERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin