-Yıldızımı parlatmayı unutmayın-
Beni hatırla o yeter bana güzelim.
***
-Ya farkıma vardığında, farkın kalmamış olursa?-
-Ö. Asaf-6. Bölüm
Merak
Evrenler arası geçiş imkansız olduğu halde geçtim diyen insanlarda var. Onlara asla inanmadım. Ama şu an bende evrenler arasında geçiş yapmış biriyim ya da bunlar sadece birer rüyadan ibaret. Bu diyarda kimse gerçek değil. Gerçek olmaları imkansız. İstedikleri her şeyi yapabiliyorlar. Adalet var ama bu adalet ne kadar güçlü ki? Büyü yapabiliyorlar. Ben yapamıyorum. Çünkü bu diyara başka birinin vücudunu kontrol etmeye geldim. Elbet bir gün kendi dünyama geri dönecektim ama ne zaman.Bay Marella'nın kafama hafifçe cetvel vurmasıyla bulunduğum ana geri döndüm. "Bayan Lilith lütfen düşüncelerinizin sizi ele geçirmesine izin vermeyin. Tek bir ders ile büyüleri olabildiğince hızlı öğrendiniz ama hâlen daha düşüncelerinizi kontrol edemiyorsunuz. İzin verin düşüncelerinize girip onları yok edeyim, diyorum izin vermiyorsunuz. Lütfen tekrar deneyin." Dedi Bay Marella.
Bay Marella'nın düşüncelerime girmesine izin veremezdim. O zaman benimle gerçekten tanışırdı.
"Çok üzgünüm Bay Marella. Bugünlük bu kadar yeterli olmaz mı? Yorulduğum için sağlıklı düşünemiyorum şu an." Dedim hafif bir tebessümle.
"Elbette Bayan Lilith. Çok ilerlediğiniz için dersi bitirebiliriz. İzin verirseniz size odanıza kadar eşlik edebilir miyim?" Dedi gözlüğünü çıkartıp kutusuna koyarken. "Elbette. İzin verin bende eşyalarınızı toplamanızda size yardım edeyim." Gülümseyip başını olumlu anlamında salladı.
Kağıtları düzene sokup masaya vurup düzelttikten sonra Bay Marella'ya uzattım. "Teşekkür ederim Bayan Lilith." Gülümsemelerinden beş numarası bana bahşetti. Sabahtan beri yanında durmaktan hangi gülüşünü ne zaman kullandığını da ezberlemiştim.
Çantasını eline aldı. Sağ kolunu bana doğru uzattı ve koluna girmemi bekledi. Yavaş ve nazik olmaya özen göstererek koluna girdim. Yürümeye başladığımız da ikimizde konuşmadık. Çünkü bir hayli yorulmuştuk.
Odama gelince Bay Marella'nın kolundan çıkıp önünde küçük bir referans yaptım. Diklenip ona baktığımda elini bana uzatmıştı. Elini tuttum. Yavaşça eğilip elimin üstüne bir öpücük bıraktı. "Güzelce dinlenin Bayan Lilith. Özellikle zihninizi güzelce dinlendirin. Bir dahaki derslerimiz daha zor olacak. İyi günler diliyorum."
"İyi günler Bay Marella." Arkamı dönerek odama girdim.
Yorucu bir gündü. Büyü dersi, savunma dersi, kılıç dersi derken neredeyse gece olmuştu. Ama her şeyi mükemmel bir hız da yaptım. Bu yüzden fazla zaman da yemedim. Geceye sadece bir kaç saat vardı. "Birazcık kestirmekten zarar gelmez." Diye mırıldandım kendi kendime. Yatağıma giderek üstümü hiç değişmeden kendimi yatağıma bıraktım. Uyku ağır basarken gözlerim kapandı ve kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım.
🥀
Uykunun verdiği yükle gözlerimi açamıyordum. Ne kadar süredir uyuyordum, onu da bilmiyordum. Etrafımda sesler vardı. Richard yine gelmişti. Ama yanında biri daha vardı ve tanıdık bir sesti. Saraydaki birinin sesi. Uyku mahrumu olduğum için sesin kime ait olduğunu çıkaramıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI MÜCEVHER
FantasyKorku yoktu, öfke yoktu, sevgi yoktu, hissetmek yoktu. Sadece acı vardı. Onun içindeki ruh acı ile besleniyordu. İnsanlar acı çektikçe o güçleniyordu. Acı çekmek istemediler ama buna mecbur bırakıldılar. Kendilerini acının acı tonuna teslim etti ins...