Bölüm 5

102 10 13
                                    



Meraklı ve sabırsız bir adamdım. Bu jeon jeongguk için değişmez bir duyguydu. Anne karnından sırf dünyaya olan merakım yüzünden erken çıkmıştım. Babamın aslında bir dolandırıcı olduğunu sırf merakımdan bir gece onun aracına binerek öğrenmiştim.

Bir keresinde sınıftan aptal bir çocuk ağaçtan düşüp kolunu kırmıştı. Dirseğine kadar tüm kolu alçıya alınmış bir şekilde ertesi gün okula gelmişti. Sanki kolunun bu hali yaptığı bir ahmaklık yüzünden değil de koca bir kahramanlık ve erkeklik nişanesi gibi anlatmıştı.

Herkes alçısına yazı yazmış imza atmış bazı kızlar kalpli notlar bırakmıştı. Gördüğü ilgi sinirlerimi bozarken birde beni kamçılayacak bir konuşma yapmıştı.

Ağacın tepesinde devasa yaratık varmış ona saldırdığı için düşmüş yoksa o hiç korkmazmış hatta alçı yapılırken hiç ağlamamış hiç canı acımazmış ah o ağacın tepesindeki yaratık olmasaymış herkes onu okulun en yüksek ağacına tırmanabildiğini görürmüş.

Kızlar ağzı ayran budalası gibi açılıp ahlı vahlı sesler çıkartırken erkekler tıpkı yaralı bir kumandanı destekler gibi omzuna dokunmuştu.

Benim zihnimdeki tek soru
Ağacın tepesinde gerçekten bir yaratık var mıydı?

Yoktu tabii aptal jeongguk. Ağacın tepesinde minik bir kuş yuvası ve bir adet yumurta dışında hiçbir şey yoktu.
Ama ağacın gövdesi bal yapmıştı. Ağacın tepesine gerçekten çıktı mı bilmem ama ağaçtan neden düştüğünü çok iyi anladım.

Çünkü bende aynı şekilde düştüm. O kolunu kırarken ben bacağımı kırdım. Ve tanrıya yemin ederim ki çok acımıştı.

İkimiz aynı sınıfta, farklı bölgelerdeki aynı tip alçılarla otururken o hala sınıf arkadaşlarımın gözünde bir kahraman bense tam bir ahmak olmuştum. 

Ama içim feci rahatlamıştı. Merakım tamamen dinmişti. Orada bir yaratık yok küçük bir kuş yuvası vardı.

Şuansa içim feci şekilde daralıyor çünkü sana yarın yapacağın işi göstereceğim demişti.
Yarın?
Ne münasebet!
Bugün ön fragman yaptıysa yarına kadar beklemek benim kadar meraklı bir ahmak için tamamen imkansızdı.

Yemek boyunca kim taehyung dahil herkese sormuştum. Ancak kime sorduysam aldığım yanıt minik bir kafa çevirmesi olmuş yüzlerini benden gizlemişlerdi

Yatağımda daralan içimle birlikte tavana bakarken sabit duramıyor içimdeki merak dürtüsü beni adeta yiyip bitiriyordu.

Sıçrar gibi bir çeviklikle yataktan kalkarken adımlarım doğru kim Taehyung'un yeni odasına doğru yöneldi.

Botlarımın yürürken çıkardığı o gıcırtı taehyung'a merak ettiğim şeyi tekrar sorabilmek için adeta bana cesaret veriyordu.

Kapıyı insani bir şekilde tıklatmak yerine merakımın beni düşürdüğü ilkel bir dürtüyle bodoslama giriverdim olaya. Ellerim arkamda tam anlamıyla bir kaptan Jack sparrow kadar havalı bir giriş yapmıştım.

Yapmıştım yapmış olmasına ama Kim taehyung kütüphaneden bozma gibi duran bu yataksız tek berjelli tek masalı ve bol kitaplı odada üzerindeki beyaz gömleğin kollarını sıvamış bacak bacak üstüne atarak kitap okuyordu.

Kafasını kitaptan hiç kaldırmadı ama dudağının hafifçe seğirdiğine şahit oldu gözlerim. Gözlerini kitaptan kaldırmadan mırıldanır gibi seslendi

"ne kadar kibar Bir adamsın jeongguk"

Gözlüğünü orta parmağıyla hafifçe düzeltti, nispet yapar gibi işaret parmağını hafifçe yalayarak kitabın sayfasını çevirdi. Gözleri tekrar ben odaya girmemişim gibi kitabına dalarken hafifçe silkelendim.

The PrisonerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin