Bölüm 7

100 12 62
                                    






sert adımlar adeta yeri dövüyor, vurduğu her topuk sesi bu olay karşısında ne kadar öfkeli olduğunu bana kanıtlıyordu.
o kadar öfkeliydi ki salonu terkedipte kendi odasına giden koridora gelene kadar hiç honuşmadı.
onun öfkesi bana da sirayet ederken ona kimin ihanet ettiğini zihnimde bulmaya çalışıyor, küçük bir şüpheli listesi oluşturuyordum.

önden attığı sert adımları odasını bulurken adeta onun bir askeri gibi odaya giriş yaptım. kapıyı sertçe kapatırken gözlerim öfkeyle salonda bir kaç adım atan taehyungtan ayrılmıyordu.

dolaptan aldığı viski şişesini bardağa doldurarak sert bir yudum aldıktan sonra sakinleştiğini düşünerek sordum.

"ne oldu taehyung? kim nasıl ihanet etmiş"

gözleri adeta bir ateş gibi yanarken dudağının kenarı ukala bir tavırla seğirdi. bakışları bir düşman gibiydi, elleri titriyor ama bunun korkudan değil öfkeden olduğunu anlıyordum. ihanete tahammülü yok diye düşündüm içimden

ihanet onun hassas noktasıdır belki de, ihanete tahammülü yok,

zihnim bunlarla meşgulken birkaç adımda yaklaştım ona, titreyen elindeki viskiyi alarak bardağa tekrar boşalttım. yavaşça ona uzatırken sert bi hamleyle elimden kaptı ve tekrar dikti kafasına, ve sonra hiç beklemediğim bir hamleyle bardağı sertçe duvara fırlattı, elimdeki şişeyi de tek hamlede çekerken onu da fırlattı. kırılan camların sesi bedenimde bir şok etkisi yaratırken taehyung adeta kafesinden kaçmış bir yırtıcı gibiydi.

gözleri bana bakarken daha da harlanıyor suratındaki tiksinir bir ifadeyle baştan aşağı beni süzüyordu. bu bakışlar beni iyiden iyiye irite etmişti.
çünkü bu bakışlar, midemdeki reflüyü tetikleyen bakışlardan değildi. etkisi çok daha can sıkıcı huzur kaçırıcıydı.
bu bakışlar daha çok mideme yumruk yemişim gibiydi.
genizden bir hırıltı yükselirken sakin ama deli bakışları hala üzerimdeydi. aramızda kısa bir mesafe varken hızlı adımlarla yanıma bitti ve o hayranı olduğum uzun parmakları hızla boynuma dolandı.

ne olduğunu bile anlamadığım bir hızla beni gerisin geri odanın koca kapısına doğru iterken onun tiksinti ve öfkeli suratıyla ittirdiği bedenim en sonunda odanın kapısına sertçe çarparak durdu.
sırtımdaki ağrı ve boğazımdaki yanmayla suratım buruşurken, onun gözlerindeki tiksinti dolu bakışın mideme verdiği zarar çok daha büyüktü.

"napıyorsun?" dedim güç bela. ne düşündüğünü artık az buçuk anlasam da ondan duymam daha doğruydu. olay sadece sinirini benden çıkartmaksa sorun değildi. bedenimde öfkesini çıkartabilirdi. ama işler tahmin ettiğim gibi farklıysa işte o zaman kim taehyung ile aramızdaki küçük kıyametin ilk ateşini asıl ben fitilleyecektim.

hırıltılı bir ses çıktı boğazından. karşımda kükreyen öfkeli bir aslandan farklı değildi. bense boynunu ilk tuttuğu tilkiden farksız değildim.
boynumdan tuttuğu elleriyle sırtımı tekrar duvara sertçe vururken acıyla gözlerimi kapattım.
ancak kulaklarıma ilişen cümleler zihnimde mantığa dayalı ne kadar şartel varsa hepsini attırdı.

" sen yaptın" dedi hırıltılı bir sesle devam etti
" sen yaptın küçük fare, senden başka kimse buna cesaret edemez, içerden biriydi. ve o sendin"
o an sırtım ve boğazımın ağrısını geride bıraktıran bir ağrı daha hissettim midemde, şiddetli bir yumruk yemişim gibi gözlerine bakan gözlerim acıyla kısıldı

"ne?"

bakışları bir an bocalasada asla bırakmadığı boğazımı daha sert sıktı. nefes almak zorlaşırken öfkeli sesiyle devam etti

" sen yaptın. kumarhaneden, buradan, sen bahsettin polislere"

cümleler ve ithamlar iyice canımı sıkarken. başından beri iki yanda duran ellerimle sert bir hamleyle iki göğsünün arasına yumruk attım.
oraya vurdum çünkü benim canımı da tam olarak oradan yakmıştı.
bocalasada hala boğazımda olan elini bileğinden sertçe tutarak ittirdim.
bakışları boğazıma, oradan da çekiştirirken göğsü yırtılan gömleğime kayarken taehyung sakinleşmiş olsa da artık ben delirmiştim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 16, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

The PrisonerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin