4.bölüm

3.2K 143 19
                                    


Gözlerimi sabahın dördünde  açarken ranzadan inip lavaboya gittim. işlerimi hallettikten sonra tıraş olmaya başladım. askeriyede birinci kural her sabah askerler tıraş olmak zorundadır. 

Normalde sıcak yatağımda yatardım demek isterdim ama öyle bir istisna yoktu burada  dün ki nöbette sonra bana bir şeyler olmuştu. 

Yavuz denen Şerefsiz yüzünden belki de. Uykularım haram olmuştu. tuhaf tuhaf rüyalar görüyordum o puşt herif yüzünden.

Gözlerimi aynaya çevirdiğimde kapı açıldı ve içeri tanıdığım yüz görünce durdum.

Yavuz beni görünce tek kaşını  kaldırarak   yanımdaki lavaboya geçip havlusunu asarak yüzüne tıraş köpüğü sürdü. bana bakmadan tıraş olmaya başladığında önüme döndüm.

"erkencisin bakıyorum" dediğinde ona yandan  bir bakış attım. aynen her sabah çok istekli bir şekilde kalkıyordum. 

"ne o komutanınla konuşmuyor musun  asker" dediğinde tıraşımı bitirmiştim. içimden sabır çektim.

Ona döndüğümde bana bakıyordu. sabah sabah Allah beni seninle mı sınıyordu anlamıyordum ki.

"burada komutan olman umurumda değil ben askerlik vazifemi yaparım sende komutanlık eğer bunun dışında çıkılırsa" dediğimde tıraş olmayı bitirmiş bana  bakıyordu. bir adım bana doğru  yaklaştı. ne oluyoruz lan.

"bunun dışına çıkılırsa ?" dediğinde  tek kaşını kaldırmıştı. gözlerine bakıyordum.

"Emin ol komutan falan dinlemem askerliğimi bile yakarım" dedim kararlı Gözle ona baktığımda suratımı  inceliyordu. ne kadar kararlı olduğuma bakıyordu. abi kimse bana kişisel meselesini adaletsiz bir durumda göstermezdi. 

Dudakları kıvrıldı bana biraz daha yaklaştı. Burun burunaydık. Uzun olduğu için hafif eğilmişti.

"o zaman kendine dikkat et Mehmet" dedi ve gözlerime bir kaç saniye baktıktan sonra arkasını dönerek eşyalarını alıp lavabodan çıktı.

Orospu çocuğu. Nefes alamadığımı yeni fark ettiğimde derin bir nefes alarak bende lavabodan çıkarak üstümü değiştirdikten sonra eğitim alanına gittim. antreman başlamıştı.

Bahçede tek sıra halinde yavuz  ve çavuş başımız da koşuyorduk. şikayet etmek istemiyordum ama böyle askerliğin hiç bir güzel yanı yoktu ya. 

Yavuz Şerefsizi de gözlüğünü takmış artist gibi sandalyesinde oturmuştu. kahvesini içerken bizi izliyordu. ben onun yedi cibiliyetini sikeyim. Boğazında kalır o içti kahve  inşallah dedim içimden. ne kadar duam kabul olur orası tartışılırdı.

Bir kaç dakika sonra Rampaya VS. Diğer parkurlara geçip canımız çıkan a kadar geçtikten sonra çavuşun bizi serbest bırakması ile çimlere yığıldık. ebem ağlıyordu.

"oyyy  sikeyim bu komutan oy oy" dedi yanımdaki ersin. koğuştaki herkesi tanıyordum. fotoğrafik hafızam iyiydi.

"benden de o kadar canımızı çıkartı Şerefsiz" diye katıldım Aykut.

"Mehmet napıyon" dedi hasan gözlerini bana çevirerek sırıtıyordu. bu herifte ne zaman beni görse sırıtıyordu.

"ne kelle gibi sırıtıyon" dedim onun gibi konuşarak. yemin ederim hiç bir ortamda normal biri yoktu.

"Olum seni görünce sırıtasım geliyor LA" dediğinde omuzuna vurarak sırıttım.

"niye acaba maymuna mı benziyorum oradan "dediğimde herkes gülerek  anırmaya başladı.

Birden bir gürültü çıktığında herkes yavuz komutanın olduğu tarafa baktı. tabi anırmaları kesildi.

Sinirli bir şekilde yanımdaki hasana bakıp çavuşa bir şey söyledikten sonra arkasına dönüp gittiğinde herkes hasana bakıyordu. şimdi naneyi yedi hasan.

anlamadığım şey niye hasana öfke ile bakıp gitti.


Bölümü nasıldı. bol yorum yapın lan o kadar yazıyorum.

ig:golge_oftstory

KOMUTAN-BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin