Kendimi öyle yorgun ve halsiz hissediyordum ki gözlerimi bile açamıyordum. sanki üstümden tır geçmişti. o kadar yorgun ve pert olmuş durumdaydım. bu askerlik beni bitirdi yemin ederim.
"la hasan uyandır mehmeti çavuş gelecek" bazı sesler duyuyordum koğuştakilerin sesi geliyordu.
Üstümdeki bataniye çekildiğinde kollarımı birbirine bağladım. hangi şerefsiz çekti lan bataniyeyi.
Çok üşüyordum. Alnıma değen Soğuk Eli itekledim. ne oluyordu lan.
"siktir mehmetin ateşi var yanıyor Lan" dedi biri. hayvan gibi öksürdüm yüzümü buruşturdum. boğazım acıyordu. işte şimdi naneyi yemiştim.
"çok Soğuk" boğazım ağrıyordu. Ne zaman soğukta kalsam hasta olurdum. Tabi bir de kendimi kötü hissettiğimde bedenim reaksiyon gösteriyordu. yani iki paket bir arada benim bitişimdi.
"ne oluyor Bura da" dedi tanıdık ses. Bu yavuzdu. şerefsiz an çomağı hazırla demişler.
"komutanım mehmet hasta da ona bakıyorduk "dedi hasanın sesiydi bu.
" çavuş, siz eğitime çıkın ben revire götürürüm bu askeri"dediğinde "emredesiniz komutanım" bizimkilerin şaşırdığına emindim. yavuz gibi bir adamın bir askerle ilgileneceği kimin aklına gelirdi.
Koğuştan ses gelmeyince bedenimin havaya kaldırıldığını hissettiğimde gözlerimi zar zor açtım. yavuz beni kucağına almıştı. kendimi bir an yeni evlilerin yatak odasına giriş şekli gibi düşündüm. ben ne saçmalıyordum ya.
"ne yapıyorsun" dedim şişmiş boğazımla gerçekten hastalıktan nefret ediyordum.
"konuşma revire gidiyoruz" dediğinde konuşacak halim yoktu zaten. gebermiş durumdaydım.
Revire gittiğimizde yeni gelen doktor ılgaz bey ateşimi ölçmüş sonra da bana ilaç vermişti. dinlenmemi söylemişti en az bir hafta dinlenmemi belirtmişti. bu askeriyede tek adam varsa o da ılgaz doktordu. yavuz belimden tutarak revirden çıkarttığında hala yanımda durması beni şaşırtmıştı. bu adamın kafasına bir şey düşmüş olmasın, koğuşa döndüğümüzde beni yatağa uzandırdığında kapıda ki askerden yiyecek bir şeyle istedi. sonra bana döndü, gözleri kısmış bir şekilde ona bakıyordum
"neden bana yardım ediyorsun" dedim kısık bir sesle. sonuçta ikimizde birbirimizden haz etmiyorduk.
"çünkü... Küçüksün ve... Boş ver" dedi gelen yemeğe uzandığımda kolumu bile zar zor kıpırdatıyordum. beni daha da şaşırtarak yemeği o yedirttiğinde ona şaşkınca bakıyordum tabi onunda bu halimden keyif almış gibi dudakları yukarı kıvrılmıştı. sonra da ilaçlarımı içtikten sonra yavuz işlerini olduğunu söyleyip gittiğinde başımı yastığa koyarak uyudum. garip bir gündü.
1 hafta sonra
Hastalığımdan eser kalmadığı bir haftadan sonra yine eğitim alanındaydım. keşke raporu biraz daha uzatabilseydim. hiç özlemişim.
Yavuz komutan gözünü benden ayırmadan işkence ediyordu askerlere Şerefsiz. ama fark ettiğim nokta şuydu ki eskisi gibi bana karşı yüklenmiyordu. buna sevinsem mi bilemiyordum.
"şınav poziyonu Al" diye bağırdığında Hepimiz şınav poziyonuna geçtik. başlıyoruz işte.
"1"
.
..99, 100 ayağa Kalk "diye bağırdığında ayağa kalkıp hazır Ola geçtik. " serbestiniz "dedi ve bana bir bakış atarak arkasını dönüp nizamiyeye döndüğünde bizde Biraz dinlendikten sonra kahvaltı yapmaya gittik.
Kahvaltıda bizim koğuştakiler herifler ile sohbet ederek gülüyordum. hasta olduğum hafta da bana karşı hep bir ilgili davranmışlardı. insanlar o kadar da kötü değildi. bakışlarım ilerde bana bakan adamın gözleri ile kesiştiğinde bana bakıyordu. dudaklarımdaki gülümseme kayboldu.
önüme dönerek kahvaltımı yaptım. kahvaltıdan sonra bahçeye çıkarak bankın üzerine oturdum ve etrafı izledim. tam sigara yakmak için paketi çıkacaktım ki bir asker yanıma geldi"yavuz komutan sen çağırıyor "dediğinde başımı sallayarak nizamiyeye girdim. bu adam niye beni çağırıyordu şimdi.
Üst Katta çıkıp kapısını çalıp içeriye girdiğimde başını kaldırıp Bana baktı.
" beni çağırmışsınız komutanım "dedim başını sallayarak ayağa kalkıp karşıma geçti. ona bakıyordum.
" resmiyete gerek yok Mehmet. "dediğinde ona bakıyordum. tamam şimdi bir şey vardı.
" tamam neden çağırdın beni "dediğimde bana doğru yaklaştığında biraz gerilmiştim.
"neden kaçıyorsun" dediğinde ona anlamayarak baktım. ne dediğinden haberim yoktu.
"anlamıyorum seni" dediğimde güldü. acaba gündüz gündüz benimle kafa mı buluyordu bu adam.
"seni biliyorum Mehmet" dediğinde "neyi" dediğimde üstüme doğru yürüdü. ne oluyor lan. geri geri gidiyordum.
"erkeklerden hoşlandığını biliyorum " dedi. Kapı yüzünden durmak zorunda kaldığımda ona baktım. şaşkındım bunu nerden öğrendiğini merak ediyordum.
"evet öyleyim ne olmuş" dediğimde çok yakındık. inkar edecek halim yoktu. ayrıca bana bu yüzden muamele yaparsa valla komutan falan dinlemezdim. dalardım bu adama.
"beni istediğini biliyorum bende istiyorum seni" dediğinde şaşkınca ona baktım.
"sen de mi erkeklerden hoşlanıyorsun" dedim bana güldü başını ağır bir şekilde salladı.
"soruma cevap vermedin" dediğinde sustum. Ne diyecektim. Evet bende seni istiyorum hadi sevişelim mi "peki" dedi arkasını dönüp masasına geçip oturdu.
"çıkabilirsin asker" dediğinde ona baktım. Sonra arkamı dönüp odadan çıkıp nizamiyeden ayrıldım.
şaşkındım biraz bir günüm normal geçmeyecek miydi ?
"" "" "" "" "" ""
Yorum bekliyorum ve. bölümü aniden oldu. Yazmak geldi içimden. bol yorum yapmayı fanfinfon yapsınlar.
ig:golge_oftstory