İyi okumalar dilerim.
Hatalarım varsa affola.
Esen kalın.
*🐺*
Daha onbir yaşında küçük bir kız çocuğuydu Alessi Normal bir yaşantısı olan, mutlu bir ailede yetişen, gözlerinde her zaman gülümsemenin, ışığın eksik olmadığı, geleceği hakkında endişesi olmayan bir kızdı. Annesi ve babasının varlığıyla, kendisini her zaman sarıp sarmalayan koruyucuları olduğu sürece hep güvende, mutlu ve huzurlu hissediyordu taki o badem gözlerindeki ışığı zorla, canını yakarak çekip almalarına dek...
Etrafındaki koruyucu kalkanını kırmışlardı Alessi'nin. O artık savunmasız, gözlerindeki ışık sönmüş, gelecek hakkında hiçbir düşüncesi olmayan bir çocuğa dönüşmüştü.
Tüm güzelliklere anlam ve hayat yükleyen renkler birden siyah beyaz olmuştu. O renkler. Pembe, yeşil, mavi her bir anlamı, her bir duguyu içinde barındıran renkler teker teker silinmişti gözlerinden. O gözler tek bir renk daha görüyordu. Kırmızı. Bu renk ona çok şey verecekti. Güç, intikam, acı...
O artık normal bir çocuk değildi. Fiziken olmasa da ruhen büyümüştü Alessi. Zihni büyümüştü, düşünceleri olgunlaşmış hayatın pembe, beyaz yalanlarını görmüştü.
Alessi için zorluk yeni başlıyordu yanında ne annesi ne de babası olacaktı. Güldüğünde onunla berabere gülecek, neşesine neşe katacak bir ailesi olmayacaktı. Ağladığında gözyaşlarını silecek, sırtını sıvazlayacak eller olmayacaktı. Üzüldüğünde destek olacak kelimeler, cümleler en sevdiği insanlar tarafından Alessi'ye söylenmeyecekti. Düştüğünde yara olan yerlerini öpen dudaklar olmayacaktı. Kalbinde açılan karanlık, acı, kan ve nefret dolu çukuru kimse dolduramayacaktı.
O derin yarayı saracak hiçbir güç olmayacaktı.Hayatım acımasızlığı Alessi'yi erken ele geçirmişti. O tadı damaklarında erken tatmıştı. Hayat darbesini küçük kıza beklenmedik zamanda çok sert vurmuş ve o darbeden küçük kızın sağlam çıkması imkansızdı.
Darbe sonucu oluşan büyük yıkımdan kalan enkazın altında ezilen Alessi'nin bedeninde ona her zaman hatırlatacak yaralar bulunacaktı. Zihninin duvarlarına kazınan görselleri, kelimeleri, insanları asla unutamayacaktı.
Parmak uçlarından, saç diplerine kadar vücudunun her hücresinde soğukluk ve yalnızlık esir almıştı.
Küçük kızın İçerisinde kopan yüksek tizli çığlıklarını kapalı bilinci örtüyordu.
"O iyi değil mi?" Amcası telaşlı halde bir ileri bir geri gidip geliyordu. Arada bir durup doktorun eli altındaki bilinçsiz Alessi'ye bakıyor, istemese de gözüne ilişen kanlara bakamadan sabırsız yürüyüşüne devam ediyordu.
"Olacak," dedi doktor maskesinin altındaki boğuk sesle. "Olmalı." diye ekledi. Doktorun kanla kaplanmış eldivenleri Alessi'nin bileğinde geziniyor ve oradaki kanları sedyenin yanına koyduğu sıcak suyla ıslayıp tekrardan temizliyordu.
"Fakat onu biraz daha uyutmalıyız." Doktor nihayetinde temizlediği yarayı beyaz temiz bir bez parçasıyla pek de sıkı olmayan şekilde sardı ve maskeli yüzünü arkasını dönmüş şekilde duran Jacop'a çevirdi.
"Hayır, olmaz." Pozisyonunu değiştirmeden söylemişti. Doktor onun bakmamasını aldırmadan devam etti. "Neye göre olmaz Jacop, kızın dinlenmesi gerekiyor. Ne kadar yorgun olduğunun farkında mısın sen?" Eldivenleri ters bir şekilde çıkarıp ayaklarının altındaki küçük demir çöp kutusuna attı.
Alessi'nin başının ucundaki tasta hazırladığı ot karışımını elindeki bezle ıslattı ve Alessi'nin burnuna yakalştırdığı sırada bunu farkeden Jacop hızla doktorun kolundan yakalayıp geriye doğru çekti. "Ne yapıyorsun sen!" Kolunu sinirle çeken doktor parmaklarının arasındaki bezi Alessi'nin mavi gri rengini almış, kurumuş dudaklarına yaklaştırdı. "Dinlenmesi için gereken şeyi yapıyorum Jacop." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MATENİ KORUYUCULARI
FantasyHayatın acımasızlığı ve küçük bir kızın canı pahasına sarfettiği umutsuz çırpınışları. O küçük kız büyüyünce ne olacağını kimse bilmiyordu... Kapak Tasarımı: Leticiamodi ❤️