Hayatın acımasızlığı ve küçük bir kızın canı pahasına sarfettiği umutsuz çırpınışları. O küçük kız büyüyünce ne olacağını kimse bilmiyordu...
Kapak Tasarımı: Leticiamodi ❤️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mateni Koruyucuları dördüncü bölüm ile sizlerle.
İyi okumalar dilerim.
Hatalarım varsa affola.
Esen kalın.
*🐺*
"Alessi beni tanıyor musun?" Tedirgin bir şekilde sorusunu yöneltti. Unutmuş olma ihtimalini düşündü çünkü Victor, Alessi'ye Jacop'u bu yaşına kadar gösterdiğinin sayısı bir elin parmağını geçmezdi. Gözleri aynı boşlukta bakmaya devam eden Alessi başını aşağı eğdi. Ağır çekim gibi işleyen gözleri, Jacop'un göz bebekleriyle buluştu.
"Evet." Alessi'nin sesinde bitkinlik hakimdi. Ses telleri zorla söylemiş gibi titrek çıkmıştı.
"Sevindim." Jacop dudaklarını birbirine bastırdı ve mutluluk dolu gülümseme belirdi yüzünde.
"İstediğin bir şey var mı?"
Alessi onaylar tarzda başını aşağıya eğdi. "Su." yutkundu. "Su istiyorum." Jacop anında hareketlenmişti ki ikisinin ilk konuşmalarını bölmek istemeyen, gölge düşmüş duvara dayanmış olan Janet Jacop'un hafif titreyen parmaklarına bardağı bıraktı. Jacop teşekkürünü kısa ifadeyle belirtti.
Alessi'nin yorgun zihni suyu getirin kişiye dönecek kadar emir vermemişti bedenine. Kim olduğu da umrumda değildi gerçi. Alessi belli edemese de mutluydu, amcasını görmüştü. Nasıl mutlu olamazdı ki babasından sonra kalan tek varlığıydı.
Alessi suyundan minik yudumlar ala ala amcasına baktı. O da yaralanmıştı. Zorla işaret parmağını kaldırarak yüzünde tuttu. "Yaralısın." dedi.
"Önemli değil, önemli olan sensin."
Alessi'nin kolu sedyeyle geri düştü. Bitkindi. Kolunu havada tutacak kadar mecali yoktu. Sonra kaşları çatıldı. Elini başına götürdü. "Orada mıydın?" diye sordu su içmesinden dolayı daha net çıkan sesiyle.
Jacop o an vücudunun kaskatı kesildiğini hissetti. Kelimeler ağzında yuvarlandı. Dudaklarını, çıkmaya çalışan beceriksiz kelimeleri engellercesine birbirine bastırdı. Ne diyeceğini bilmiyordu. Karşısında meraklı gözlerle bakan kıza ne söyleyeceğini, nasıl savunma yapacağını bilmiyordu. Gergin bir şekilde yutkundu. Bir an o tükürük damlasının boğazındaki düğümlenen kelimelere takıldığını hissetti.
"Geç bulundum." diye söylendi ağzının içinden. Alessi başında gezdirdiği elini indirdi. Jacop bir an Alessi'nin göz bebeklerinde beliren ışığı gördüğüne yemin edebilirdi. Sanki kısa bir şok uygulanmışçasına göz bebekleri büyümüştü. Dipsiz siyah kahverengiyle bütünleşmişti.
"Neden?" Şimdi o yorgun kızın yerinde yeller esiyordu. Sesi düzelmiş ve bakışları ciddileşmişti.
"Haber anca bize ulaştı." Jacop. Alessi'nin sorularına kendini hazırlamak amaçlı dikleşti.