Gelen gürültü ile gözlerimi kaousun eksik olmadığı canım evimde açtım. Yorganı üstümden atıp rutubet kokan odamdan solana geçtim. Canım ailem yine her zamanki gibi kavga ediyorlardı. Konu bu sefer neydi ya da her zamanki gibi ben miydim?
"Aha Bediye ibne oğlundan teşrif edebildi sonunda." Annem gözlerini bana çevirip iğrenircesine bana baktı. Şaşırmadım annem hiç bir zaman bana sevgi ile bakmadı zaten.
"Ne oluyor yine baba?"
"Ne mi oluyor senin kaltak annen ve prenses sen konu . Mahalleye çıkacak yüzüm kalmadı"Anneme baktım . Ağzı bıçak açmıyordu ama gözleri her şeyi anlatıyordu. Babam her zamanki gibi annemin suratında morluklar açtırmıştı.
"Anneme bir daha vurma dememiş miydim sana ?" Babam tepeden aşağı bana baktı. Küçumser bir ifade ile .
"Vurdum işte napıcaksin ha ? Altına yattığın senin gibi ibnelere mı şikayet ediceksin beni. ".
"Senin ibne dediğin insanlar hiç olmazsa kadınlara el kaldırmıyor. Senden daha erkekler". Bu bardağı taşıran son damlaydı. Babam bir hışımla kalkıp üstüme yürüdü. Ben daha ne olduğunu anlamadan yüzüme inen tokatla yere yapıştım. Sanırım Osmanlı tokadı bu olsa gerek.
Ağzıma gelen metalik tat ile dudağımın patladığını anladım .
"Orospu çocuğsun sen anladın mı ? Babaymış tüküreyim böyle babalığa."Babam karnıma tekmeler savururken ayağına tuttum. Yere devirdim. Babam kafasını parkeye vurup inledi.
"Asil bu evde tüm sorun sensin anlasana . Git burdan" dudaklarından bu cümleleri döken kişi annemdi. Kalbim sancıdı. Beni sevmediğini zaten biliyordum ama onun ağzından duymak kendimi bok gibi hissetmemi sağladı.
Bu evde kalmak için olan umudum annemin bu sözleri uçup gitti. Son bir umutla anneme baktım. O sanki bu sözleri söylememiş gibi babamın yanına gitti. Portmantoya ilerleyip ceketimi aldım . Arkama bakmadan evden çıktım. Babamın 'siktir git bir daha da gelme' bağırışı apartmanda yankılandı.
Gözyaşlarım yanaklarımdan akıyordu. Hah ne kadar güçsüzüm . Bu hayata ben seçmedim ki neden bunlari ben yaşıyorum peki?
Apartman çıktım. Caddeye adımlamaya başladım. Şans bu ya ne zaman güldü bu siktiğim hayatı yağmur bardaktan boşalıncasıya yağmaya başladı. Bir dükkanın kepengine sığındım. Yağmur duracakmiş gibi gözükmüyor.
Telefonumu çıkartıp tek arkadaşım olan Cenk'i aradım. Açmadı. Birkaç kere daha aradım ama açmadı. Ceplerimi kontrol edip 10tlyi çıkardım . Başkada param yoktu. O sırada caddeden taksi geçiyordu. Durdurdum. Nereye gidicegimi de bilmiyorum.
"Nereye gidiyoruz?"
"Sür abi sen ben sana nerde durmanı söylerim"
Bu iğrenç hayatımi sonlandırmaya gidiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1743 BxB
Historical Fiction2022 yılında bulunan Asil bu zaman diliminden silinmek isterken kendini 1743 yılında İskoç askeri Jamie Fraser Mackenzie'nin yanında bulur . bxb kurgusudur. İlk kurgum bunu göz önünde bulundurarak okuyun lütfen 💜 (Outlander dizisinden esinlenilmiş...