3.BÖLÜM KURTARICI

36 5 0
                                    


Medya Çilli Horuzum Asil 💜💜

Hah biri yüzümü tokatlıyor. Gözlerimi açamıyorum. Tutkal ile birbirlerine yapışmış gibiler. Bedenim ise otuz katlı bir binadan düşmüş ve koca bir tır defalarca ezmiş gibi hissediyorum. Kısaca bok gibiyim.

Sonunda gözlerimi kısıkta olsa açmaya çalıştım. Güneş fazla parlak elimle gözlerimi siper ettim. Gözlerimi açmayı başardım. Karşımda bana eğilmiş bir adam vardı. Sarışın ve mavi gözlüydü. Kemikli bir yüze sahipti. Eğilmiş olmasına rağmen boyu 1.90 civarlarındaydı. Üstünde beni kovalayan ingiliz askerlerinin kıyafetlerine sahipti.

Doğrulamaya çalıştım. Yardım etti. Ayağa kalkmaya başardığımda " iyi misiniz bayım?" diye sordu. İngilizce konuşuyordu. Neyse ki ingilizcem C2 seviyesindeydi. Ana dilim gibi konuşuyordum. Teşekkür ederim yabancı diziler ve oyunlar. ( Asil bu saatten sonra ingilizce konuşuyor)
"İyiyim . Burası neresi tam olarak ve film mi çekiliyor?" Adam bir süre bana baktı.
"F-film mi o ne ?"
"Film işte. Hani televizyonlarda ve sinemalarda oynar. " Tanrım adam filmi bilmiyor. Neler oluyor?
"Televizyon ? Neler zırvalıyorsun ? İskoçcam iyidir ama bu kelimeleri ilk kez duyuyorum."
"Ne iskoçcası. Ben iskoçca bilmem hem . "
"Nerelisin o zaman ?"
"Dostum neler oluyor? Türkiyedesin bende Türküm işte."
" Türk? Yeter bu kadar. " Az ileri gidip yerde duran tüfeğini eline aldı. Yüreğim ağzımda atıyor. "Adın ne senin"
"A-asil . Asil Tunç" Yüzüme ifadesizce bakmaya devam etti.
"Hangi lisans ait ?"
"Türkçe"
"İngilizce anlamı ne ?"
"Royal demek "
"Peki sen kimsin?" Şaşırdı. Onun kim olduğunu biliyorum sandı . Başını diğer yana çevirdi. Ne zamandır tuttuğum nefesimi salıverdim.

Dönüp meşe ağaçlarının üstüne atmış olduğu ceketini giydi. Arkamdaki ağaca iyice sindim.
"Kim olduğunu söyle artık bana" diye üsteledim. Beni duymamış gibi davranıyordu. Sakin bir şekilde ceketinin düğmelerini ilikliyordu. İşini bitirdikten sonra bana döndü. Elini kalbinin üstüne koyup önümde eğildi alaycı bir tutum ile.

"Asil Bey ben Kral'ın ordularında 9.alayının komutanı Earl Royal. Emrinizdeyim."
Kral ,ordu ne sikimden bahsediyor bu adam?
İleri fırladım ve koşmaya başladım. Göğüsüm sıkışıyor ve nefesim daralıyordu. Arkamdan bir bağrıltı koptu . O kadar paniklemiştim ki ayaklarımın birbirine dolanmaya başladı. Tek derdim ondan kurtulmaktı.

Bir anda sırtıma koca bir yük bindi ve daha ne olduğunu anlayamadan kendimi yerde buldum. Büyük eller beni sırtüstü çevirdi ve komutan Earl Royal üzerime bindi. Nefes nefeseydi ve koşma sonucu tüfeğini düşürmüştü. Oldukça kızgın gözüküyordu.

" Kaçarak ne elde edeceğini sandın?" Sarı saçları alnına düşmüştü. Altında kurtulmak için debelendim ama bu çabam onu kendi üzerime çekmekten başka bir işe yaramadı.

Dengesini kaybetti ve boylu boyunca üstüme devrildi. O kadar ağırdı ki ağzımdan bir inilti kaçtı. Gözlerime uzunca baktı ve yüzüme eğildi.

"Bunu sevdin demek ha?" Dedi ve kıkırdadı. " Seni mutlu etmek isterim güzel şey ama zamanlama yanlış" Ağırlığı kalçalarımı iyice toprağa gömülmesini sağladı. Ufak bir taş sırtıma batıyordu ve canımı çok acıtıyordu. Batmasını engellemek için biraz daha kıvrandım. Bu hareketim onu sanırım oldukça sinirlendirdi ve ellerini sertçe omuzlarıma geçirdi.
"Rahat dur . Yoksa olacaklara katlanırsın hmm" dedi ve parmaklarını yüzüme çıkarıp yanağımı okşadı.

Tüm cesaretimi toplayıp kulağının içine doğru bir çığlık savurdum. Bunu beklemiyordu ve yerinden sıçradı. Dizimi kaldırabilecek duruma gelmiştim ve erkeklerine doğru bir tekme savurdum. İnleyerek yana doğru devrildi.

Zaman kaybetmeden hızla ayağa kalkıp koşmaya başladım. Earl reflesklerinden kurtulamadım arkadan sarılarak hapsetti.

"Sabrım kalmadı küçük bey . Kimsin ve nerelisin? Casus musun yoksa ?" Kollarının arasında debelenerek " Casus falan değilim ben . Bırak beni." diye haykırdım. Earl sabrı taşmış gibi gözüküyordu. Kollarının arasında beni hirpalamaya başladı. "Doğru söylemezsem kafanda bir delik açılacak. Kimsin sen ?" inleyerek
"Bırak beni . Canımı acıtıyorsun ."

Daha fazla dayanamayarak kolunu ısırdım. "Seni küçük pislik " diyerek kaslı kollarıyla beni daha sıkı tuttu.

Yukarıdan bir at kişnemesi duydum ve hızla görüşüme ekose kumaştan yapılmış bir etekli adam girdi. Komutan Royal üzerine atlayan adam hızla Royal'ın yüzüne yumruklarını geçirdi. Hızla kalkıp yanıma geldi ve bileğinden tutup sürüklemeye başladı.

Adam saçları kızıl ve omuzlarına kadar uzundu. İri yapılı bir gövdesi vardı. 1.90 civarlarındaydı. Masmavi gözleri vardı. Üzerinde yer yer parçalanmış beyaz bir gömlek ve altında mavi ,kahverengi ekose desenli bir eteği vardı.

Şaşkınlığımı üzerimden atıp " Sen de kimsin ?" diye sordum. Bana baktı . Sıratarak "Kurtarıcın" dedi.


1743 BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin