Maze Of Memories || Chanmin ✓

2

Bilemedim

-------------

Felix telefonu elinden bırakmış ve abisiyle beraber yaşadıkları eve girmişlerdi. Odasına gidip hazırlanmış, ardından Jeongin ile birlikte bara gitmişlerdi.

"Olum korkutucuymus lan burası" dedi Jeongin etrafa merakli gözlerle bakarak

"Bunu diyerek mi kızları ayartmaya çalışıcaktın kendine pısırık." dedi çilli olan

"Ya ne pısırığı istesem yaparım birini kendime" demesinin ardından etrafındakileri incelemeye başlamıştı siyah saçlı

Göz devirerek "Aynen aynen inandım"

"Ayarlıyımmı lan birini"

"Ya dur durduğun yerde bide senle uğraşmam ben, zaten abimden zor izin almışım bide başımıza dert açıcaksın" demişti Felix gözlerini büyülterek

"Ay tamam be ne kızıyon sende pat diye. Hadi gel içki sipariş edelim" dedikten sonra ayağa kalkıp sipariş edilen yere doğru ilerlemişti Jeongin (gram barların şekli hakkında fikrim yok)

"Sanki ayık halin çok düzgünde içki içicen" diye mırıldanmasının ardından başka seçeneği olmadığı için Jeongin'in arkasından gitmişti Felix.

İçkileri sipariş etmiş ve içmeye başlamışlardı.

--

1-2 saatin ardından Felix abisi fazla kızmasın diye aşırıya kaçmamıştı fakat Jeongin'in hali ortadaydı, insanlara çarpıp duruyor durmadan konuşuyordu.

"Hay senin olmayan kafana nasıl bu kadar çabuk sarhoş oldun olum sen" dedi Felix Jeongin'i sabit tutmaya çalışırken.

"Bende seni çok seviyorum Felix."

"Ihı aynen aynen. Jeongin surda otur iki dakika bak iki diyorum fazla değil iki dakika otur ben işiyip gelicem yoksa üstüne işerim." her ne kadar sarhoş olanı yanlız bırakmak istemesede mecburen tuvalete gitmişti Felix.

Şaşırmamış olucak ki döndüğünde bıraktığı yerde yoktu Jeongin. "hah, onuda işemeye götürmeliydim" derin bir iç çekerek çocuğu aramaya başladı Felix, en son barın bir köşesinde 2 çocukla konuşurken buldu Jeongin'i

"Ya benimsin ya gara tobran yakşuklu" Jeongin önündeki mor saçlı çocuğa doğru yürümeye başlamıştı.

"Kızlar bakmayınca seçeneklerini mi değiştirdin be çocuk" Felix sessizce mırıldandığı şeyin ardından Jeongin'in saçına yapışan çocukla beraber olduğu yerde donakalmıştı

"Lan seni gidi siyah zeytin uzak tut o ellerini sevdiğimden seni şuracıkta boğarım" kahve rengi saçlı çocuk Jeongin'in saçını tuttuğu gibi yere yapışmışlardı.

"Ay imdat ayol insan yoluyolar yok mu yardım edeeeeennnn!" Jeongin karşısındaki çocuğu üstünden kaldırmaya çalışmıştı ama nafile...

Felix ne yapacağını şaşırmış bi yerdeki ikiliye bir de yanindaki morlu çocuğa bakıyordu. "Lan durdursana sevgilini yoluyo arkadaşımı!"

"Ne sevgilisi kimmiş benim sevgilim haniii ama bana var dendiii" morlu etrafına mal mal bakmaya başlamıştı.

"Hay sizin yedi sülalenizi" Felix hızla arkadaşının üstündeki çocuğu kaldırmaya çalışmıştı ama nafile. Morlu çocuk aralarına girip "Sen kimin helallisine dokunuyon pis yelloz" demesinin ardından Felix'in saçlarına yapışmıştı. Felix saçlarına yapışan ellerden kurtulmaya çalışmış ve büyük bir çabanın ardından kurtulmuştu ve morlu çocuk yerde uyuyakalmıştı. Galiba içkiyi fazla kaçırmış.

O sırada hala birbirlerinin saçlarını çekmekle meşgul olan ikiliye baktı Felix "Ay şimdi bayılıcam ben"

"Abine kavganın hesabını verip öyle bayılmanı tercih ederim minik" Felix duyduğu sesin ardından arkasını dönmüş ve gördüğü kişi karşısında ne diyeceğini bilememişti.

İri yarı adam Jeongin'le kahveli çocuğun yanına gitmiş ve anında ikisini ayırmıştı "Ohaaaa kollara baakk beni bi kere ezer misiiiiinnn~" kahveli çocuk yeni gelen adamın kaslarına dokunuyordu.

Morlu çocuk ayağa kalmış "Hanjim niye adama dokunuyosun hani sadece beni sevicektin" küsmüş taklidi yaparak arkasini dönmüştü morlu.

"Can simidim Minhom benim gözüm senden başkasını görmez zaten ama su kaslara bak kocamaaaan" Han yavaş yavas yürüyerek Minho'nun arkasından sarılmıştı "İyi öyle olsun madem sen öyle diyorsan" İkili çoktan birbirlerini öpmeye başlamıştı bile.

"Şimdi gelelim size ne bu haliniz abinin haberi var mı bundan Felix" iri yarı adam bir yandan konuşup bir yandan Jeongin'i tutuyordu. "Abi beni kaçırsana unicorna binip uçalıııımmm~"

"Haberi var abimin hem bizi alması için arıycaktım zaten Changbin hyung ama Jeongin fazla kaçırmış iki dakika yanlız bırakayım dedim elalemin sevgilisine yürümüş"

"Ah çocuklar ne yapıcağız biz sizi böyle" Changbin kafasını iki yana sallamış çocuklara bakıyordu. "Ara abini gelsin alsın seni, Jeongin'i ben bırakırım"

"Ama hyung ailesine bizde kalıcak demiştik hem ailesi evde değil anahtarıda yok Jeongin'in"

"Tamam Felix benim evimde kalır yabancı değilim sonuçta değil mi?" Changbin tek kaşını kaldırmış Felix'e bakıyordu.

"Değilsin tabi hyung ama Jeongin sizin evde uyanınca korkmasın" Felix Jeongin'in orda kalmaması için bahane arıyordu çünkü arkadaşını tanıyor ve orda uyanırsa tepkisini çok iyi biliyordu.

"Ne korkması ayool ben çocuk muyum hyungum götürsün beni hem unicorn alalım banaaaa" demesinin ardından Changbin'in boynuna sarılmıştı Jeongin.

"Bak duyuyor musun Felix"

"Peki hyung" Felix Changbin'i ikna edemiyeceğini anlamıştı ki pes etmişti.

"Ben şimdi çıkıyorum sende abini ara gelsin alsın seni eve gidince Chan'ı arayıp konuşucam o yüzden direkt arasan iyi edersin" Changbin cümlesini bitirip Felix'i orda tek bırakmış, Jeongin ile bardan ayrılmış ve evine doğru yol almıştı.

"Hay benim akıllı kafam Jeongin ile bara gelmek nedir ya" Felix kendi kendine konuşmayı kesip bardan çıkmış yol kenarında abisini aramıştı abisi 10-15 dakikaya geliceğini söylemişti.

Abisi gelmiş Felix arabaya binmişti "Jeongin nerde?" Felix melek suratını takınmıştı "Changbin hyung aldı"
"Changbin mi aldı, ne demek Changbin aldı?"

"Gelmiş görmüş beğenmiş benden istedi bende verdim"

"Dalga geçme benimle Felix" Chan arabayı çalıştırmış yola koyulmuştu

"Üf tamam ne kiziyon ya Jeongin fazla kaçırdı sonra minik tartışma çıktı o sıradada Changbin hyung geldi götürdü onu"

"Minik olduğundan şüpheliyim ama neyse Changbin'den öğrenirim ben işin aslını" yolun geri kalanı boyunca pek konuşulmamış ve eve gidilmişti. Eve gidildikten sonra Changbin Chan'ı aramış ve konuşmaya başlamışlardı.

------------

oluyo gibi gibi minikten