Pentakill'den Karthus'un da dediği gibi;
Call down the reckoning
To bring back hope and peace
İnsanları kötülüğe, birbirine zarar vermeye teşvik edenleri lanetliyor; birbirini iyiliğe yönlendirenleri ve doğruluğu öğütleyenleri övüyorum.
Ciddi bir konu hakkında yazmak istiyorum. Ciddiyet ne demek biliyorsunuz değil mi! Ne yazık ki hala daha güncel olan bu konu hakkında yazıyorum. Gerçeklerden kaçmayın, okuyun.
Bazı kişiler kadınların haklarını savunduğumuzda bundan rahatsız oluyorlar, kadınların haklarını savunmamıza engel olmaya çalışıyor, karşı çıkıyorlar. Feminizm, herkesin cinsiyeti ne olursa olsun değerli kabul edildiği, haksızlığa uğramadan yaşadığı bir toplum inşa ediyor. Benim kendi gözlüğümden gördüğüme göre de "Feminist Müslüman" olmaz gibisinden dini kendi kibirli düşüncelerine alet eden insanlar da var. Unutmayın ki kibir de sizin dininizde günah. Asıl Müslüman feminist olur bile diyebilirim çünkü feminizm demek haksızlığa uğrayan insanların haklarını aramak demektir. O kadar çok yanlış var ki doğru bilinen. Sizi haksız yere öldürülen, haksızlığa uğramış tüm insanlar için saygıya, empatiye ve düşünmeye davet ediyorum. Umut tohumu ekmeye davet ediyorum.
Yakın zamanda memleketimde bir kadın eş, erkek eş tarafından öldürüldü. Kadın huzur içinde yatsın, katillere lanet olsun.
Şimdiye kadar sırf kadın olduğu için öldürülen "insanların" hatırına bile olsa bir şeyler konuşmayalım mı! Siz hiç bir başka kadının bir kadını sırf kadın olduğu için öldürdüğünü gördünüz mü. Bir erkeğin sırf erkek olduğu için öldürüldüğünü gördünüz mü. Toplumu kendi içinde düşman etmeyin; toplum içinde birbirinize kardeş olun, yardımcı olun. Farklı cinsiyetler hayatımızı devam ettirebilmemiz için hepimiz için gerekliliklerdir, her birimiz gerekliyiz. Ne bu farklılıklara olan nefret!
Başka birini aşağı çekmeye çalıştığınızda sizin değeriniz yükselmiyor. Değerli olan kişi özündeki iyilik ile değerlenir. Ve özdeki iyilik gizlidir, karşılaştırma yapılamaz. Bu yüzden gelin de sadece yalın, "sıradan" bir insan olabilmeyi öğrenelim. Korkmayın, bu sizin özel ya da değerli olmayacağınız anlamına gelmiyor. Yüklerinizi, egolarınızı atın. Kardeşçe, dostça davranalım çevremizdekilere.
İnsanın düşünceleri, onun hayatına dönüşür. Inseption'dan bir alıntı yaparsak," Bir fikir, virüs gibidir. Esnektir. Oldukça bulaşıcıdır. Ve ufacık bir fikir tohumu bile büyüyebilir. Seni tanımlamak ya da yok etmek için büyüyebilir."
Bir nine sözü der ki, "Bakın, sözlerinize dikkat edin yavrum. Düşünmeden konuşmayın."
Şakası bir yana, sözün özüne gelirsek güvenli bir toplumda yaşamak istiyorsanız, güvenli bir toplumu düşünün, hayal edin. Huzurlu bir toplum oluşturmak için günlük birbirimize olan dileklerimiz bile iyi olmalı. En basitinden; bir tanıdığınız hapşurduğunda onun hastalanmasından endişe ettiğinizi göstermek, onun yaşamasını dilemek örnek olarak verilebilir. Unutmayın, bu toplumda siz de yaşıyorsunuz, toplumun iyiliğinden siz de etkileneceksiniz.
Yapılan cinsiyetçilik ve konuşulanlar ile toplumda bu mantıksız durumun yayılması, insanların birkaç kelimeden ibaret gördüğü sözler aslında insanları bunu eylemleştirmeye götürür. İnsanların ölümüne sebebiyet vermeyin, birbirinizi tecavüzü meşrulaştıracak şekilde etkilemeyin, bu sözleri söylemekten çekinin. Bunlar sizin özgürlük alanınız değil, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde sizin özgürlüğünüz biter. Başkasının hayatına kast etmeyin. Yaptığınız küçük kar topu çığa dönüşmesin. O kar topunu yapmayın.
Hazır burası lol ile ilgili bir nicki kullandığım bir blog iken, oyunda gözlemlediğim şeyleri size söyleyeyim. Bir kere birbirine hakaret ederek insanlar kendini daha üstte "sanıyorlar", küfürden ban yiyen bir kişi çok gülünç bir şekilde bundan gurur duyuyor. Bir tartışma olursa hemen küfre yönelen hatta ve hatta bir tartışma olmadan da küfre yönelen kişiler var. Neden küfrettin denilince, hak etti diyen insanlar var ancak bilinmeli ki küfür "hak edilecek bir şey değil". Ayrıca, küfürler genellikle cinsiyetçi ve bazen ırkçı olmasından ötürü küfredenler kendi kendilerine beyinlerini zehirliyorlar, kendilerini kadınlara karşı gereksiz bir şekilde düşman ediyorlar ama sorsan kadınlara hayranlar. Dost edinmek varken ötekileştiriyorlar. Veya sokakta düşsen başka bir ırka mensup bir "insan" gelip seni kaldırsa, sana yardım edebilecek bu kişiyi ırkçılık yaparak, "aşağılamaya çalışmış"(aşağılayamadı), onu kendinden uzaklaştırmışsın.
Genellikle küfür rakibe ediliyor, düşman gördüğün kişiye ediliyor ancak sorun şu ki hiç utanılmayacak bir birliktelik olan evliliğe dair sözlerin hakaret olarak kullanılması burada bir tezat oluşturuyor. Çünkü eşler birbirine dosttur, aynı taraftadırlar ama bu kişilerin konuştuklarına göre mahrem sözleri rakibe güya üstünlük taslamak için kullanıyorlar. Sonra aynı tornadan çıkmış kişiler, at gözlüklerinden baktıklarından sevgi ve düşmanlık arasındaki çizgiyi kaldırıyorlar. Güvenli ve huzurlu olması gereken toplumun en temel yapı birimi olan aile içerisinde birlik olacaklarına en iyi ihtimalle ego savaşı oluşturuyorlar. Toplumun temeli savaş ile kurulursa, toplum nasıl güvenli olacak hiç düşünmüyorlar mı? Kendi yaşadıkları yerlerdeki diğer insanlar kendi oluşturdukları kavga ve fitne ile mutsuzluk çekerken kendileri mutlu olabileceklerini mi sanıyorlar?
Bu hasta kitleye soruyoruz, herkes bu kitlenin kötü olduğunu söylüyor ama kimse kendisine bakmıyor. Yani kendi kendilerine memnun değiller ve başkasına küfreden başkasından da küfür duymayı kabul ediyorsa demek ki kendilerine hakaret edilmesini istiyorlar. Ki aslında bunu kimse istemez. Kendi kendilerine kurdukları dönüşümlü olumsuzluğun farkında değiller. Birbirini olumlu etkilemek, daha eğlenceli zamanlar geçirmek var, birbirinden saygı görmek var! İçine düştükleri ve yavaş yavaş ısınarak kendilerini öldüren kazanın farkında değiller. Bu şekilde huzura ulaşamazsınız. Mutluluğunuzu kamçılamayın.
Zeka dediğimiz şey yaşadığımız yüzyılda ön planda olan başlıca kavram ama eğer zeka hayatımızı kolaylaştırmıyorsa, bizi güvene almıyorsa, bizi ve çevremizi huzura yöneltmiyorsa, fayda sağlamıyorsa ne değeri var?
Diğer bir yönden ise küfretmek akıl edememenin, düşünememenin göstergesidir. Kendini düzgünce ifade etmekten yoksun birileri küfre başvurur. Muhattabına açık bir zihin ile yaklaşamayan, saygı gösteremeyen, empati kuramayan ve dolayısıyla saygıyı ve empatiyi hak etmeyen kişilerdir küfredenler, ta ki bu davranışlarından vazgeçene kadar.
Empati, tüm koşullar dahil olmak üzere kendini başkasının yerine koymak demek iken akıl edemeyenler olarak nitelediklerimiz şunlardır: Kendi değiştirilemeyen özelliği nedeniyle zaten hayatı boyunca muhattabının yerinde olamayacak olmanın getirdiği düşünememe durumu sonucunda empatiden yüz çevirebilenler. Lütfen kendi aklınıza hakaret edecek şekilde davranmayın.
Sözlerinizin arasındaki boşluklar, bırakın boşluk olarak kalsın...
Hesap soruyorum,
Umut ve barışı getirmek için...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Ölümlüden Denemeler - League of Legends
Non-FictionRoselute blog yazılarının derlemelerinden ilkidir, düşünce ve blog yazıları ilginizi çekiyorsa buyrun. Bu kitapta League of Legends'ten esinlenilmiş düşünce yazılarını okuyacaksınız. Yazılara siteden ulaşmak için: https://fyarendurmus.wixsite.com/bl...