Kasvet

34 4 4
                                    


Herkese selam. Tanıştırayım, bu benim ilk yazım. Yazımda kasvet duygusunun çeşitli yönlerini ve bu duygunun League of Legends evrenindeki yansıması olan Vex karakterini ele alacağım. Öncelikle bilmeyenler için söyleyelim, "Yordle" League of Legends evrenindeki genellikle küçük boylu, tatlı, mutlu bir ırkın adıdır. İsterseniz Vex'in hikayesine google'da aratarak bakabilirsiniz. Başlıyoruz.

...Bandle Şehri'nde büyüyen Vex, kendisini hiçbir zaman buraya aitmiş gibi hissetmedi. Yordle diyarının neşesinden ve renklerinden tiksiniyordu. Ebeveynlerinin çabalarına rağmen, hiçbir zaman içinde olması gereken "yordle ruhunu" veya sözde kafa dengi arkadaşları bulamıyor, zamanının büyük bir kısmını odasında surat asarak geçirmeyi tercih ediyordu...

Vex'in hikayesinden yola çıkarak kasvet hakkında daha fazla düşünmek ve onu anlamaya çalışmak ilgimi çekti. Birçoğumuz bazen nedensizce bu duyguya kapılabiliyoruz. Belki bu hayattaki amaçlarımızı kaybettiğimizi hissediyoruz veya derin bir ümitsizlik hissi içerisinde olabiliyoruz ya da sadece her şey çok anlamsız ve çabalamaya değmez gibi görünebiliyor, sıkkın hissediyoruz. Aslında bu hissi tek bir şekilde tanımlayamayız, her durum ve herkes için farklı farklı tanımlanabilir. 

Boşluk hissinin ne kadar ızdırap verici olabileceği Stefen Zweig'in Satranç kitabında örnekleniyor. Ana karakterimiz Dr. B bir odaya kapatılıp hiçliğe terk edildiğinde hiçbir şey yapmıyor hatta düşünecek bir şey bulamıyor olmanın acısını çekiyordu. Tabiki boşlukta hissediyor olmak sadece boş bir odaya kapatılınca ortaya çıkabilen bir duygu değildir. Fiziki olarak hapsedilmenin ötesinde bazen düşüncelerimiz kendi ufkunu aşamıyorsa da böyle hissediyor olabiliriz. Anlamsızlık; hayatta her nesneye, her olaya, her duruma bir tanım getirmeye çalışan yani ona anlam vermeye çalışan insan evlatları için çok zor olabilir. 

Ancak bazı insanlar kasvet ve sıkıntı gibi duyguların aslında bizi harekete geçirmek için, merak duygumuzu etkinleştirmek için bir itici güç olabileceğini düşünüyorlar. Bunu korku duygusunun bizi tehlikelerden korunmaya itmesine benzetebiliriz. 

Duygu durumlarımız bilinçli olarak yaptıklarımız tarafından etkileniyorlar. Örneğin sevdiğimiz insanlarla vakit geçirmek ve sevdiğimiz aktiviteleri yapmak bizi mutlu hissettirebilir, bunu bir ana indirgersek uzun zamandır görmediğimiz sevdiğimiz veya sevmediğimiz biriyle sokakta karşılaşmak bizi neşeli veya mutsuz yapabilir. Önyargılarımız da bizlerin duygu durumunu etkiler ki tüm bunlar farkında olduklarımızdır. Bilinmeli ki farkında olmadığımız ama çevremizde olan her şey de bizlerin duygu durumunu etkilemektedir. Birçoğumuz güneşli günlerde , çiçekleri gördüğünde veya okul bahçesinde oradan oraya koşuşturan çocukları ya da mutlu insanları gördüğümüzde iyi hissederiz. Karanlık günlerde, havanın bulutlu olduğu günlerde ise bizi bir karamsarlık kaplar.

Ancak bazen bu, bazı insanlar için tam tersi oluyor. Örneğin bu konu hakkında etrafa bakınırken Onedio'da "Yağmurlu ve Buram Buram Kasvet Kokan Havalarda Mutluluğun Zirvesini Yaşıyorsanız, Tebrikler: Siz Bir Pluviofilsiniz!" diye bir başlık gördüm. Pluviofiller, karanlıkta ve yağmurlu günlerde hüzünlü hissetmek yerine huzurlu hissediyorlarmış. ListeList diye bir sitede ise "Karanlık ve Kasvetli Havalardan Hoşlanma Hali 'Niktofili'" adında bir başlık gördüm. Niktofiller ise aydınlık ve canlı renkler yerine karanlıktan ve kasvetten haz alan kişilermiş. Peki neden bazı insanlar gün ışığından ve diğer hareketli, canlı yerlerdeyken bundan haz alıyorken bazı insanlar ise karanlık ve kasvetten haz alıyor? Bu konuyla ilgili başka bir referansa bakalım. 

Maria Konnikova, Mastermind kitabında; Tesadüfi Olayların Gücü Bölümünde şundan bahsediyor: Bakır Renkli Kayın Ağaçları Kitabında, Dr. Watson ve Sharlock Holmes kırsala giden bir trene binerler. Aldershot'ın yanından geçerlerken Dr. Watson pencereden bakar ve "Çok güzel değiller mi? Baker Sokağı'nın sislerinden yeni çıkmış bir adamın tüm coşkusuyla ağladım." der. Ancak Sharlock ciddi ciddi başını salar ve der ki, " Biliyor musun Watson, benim gibi zihni olan birinin lanetlerinden biri, her şeye kendi işimin perspektifinden bakıyor olmamdır. Siz bu dağınık evlere bakıyorsunuz ve güzelliğinden etkileniyorsunuz. Onlara bakıyorum ve aklıma gelen tek düşünce onların izole edilmişliği ve orada cezasız kalmış suçların işlendiği duygusu." Holmes ve Watson aynı evlere bakıyor olabilirler ama gördükleri tamamen farklıdır. Watson, Holmes'un tüm gözlem becerilerini kazanmayı başarsa bile, bu ilk deneyim zorunlu olarak farklı olacaktır. Çünkü Watson'ın anıları ve alışkanlıkları Holmes'unkinden tamamen farklı olmakla kalmıyor, aynı zamanda dikkatini çeken ve zihnini belirli bir yola sokan çevresel tetikleyiciler de öyle.

Öyleyse tüm hayatımız ve deneyimlerimiz, bakış açımızdaki farklılıklar bizi aynı koşullarda farklı hissetmeye yönlendirebilir.

Gökyüzünün güneşli olması da Dr. Watson'un mutluluğunda pay sahibidir. Hava durumu bizi sandığımızdan çok daha fazla etkiler. Örneğin güneşli bir günde bir girişimci daha riskli kararlar alabilirken, kapalı bir günde bu kişinin daha ayrıntıcı davranması ve riskten kaçınan kararlar vermesi daha olasıdır. Bu etkinin bizleri ne kadar çok etkilediğini konuşuyor olsak da biz bu etkinin bizi etkilediğinin farkında vardığımızda etkisi sönecektir.

Sadece hava durumundan konuşsak iyi ancak bizleri her an etkileyen yüzlerce farklı gizli tetikleyici vardır. Tüm bu bilgileri bilmekte fayda var çünkü kendimizi anlamakta bize yardımcı olabilirler.

Kasvet ya da can sıkkınlığı ise umutsuzluk ile belki ilişkilendirilebilir. Vex'e dönecek olursak, "yordle ruhunu" veya sözde kafa dengi arkadaşlarını bulamadığından bahsetmiştik. Vex'in kasvetperverliği öyle bir boyuta ulaşmış ki artık kafa dengi arkadaş da aramıyor gibi görünüyor. Buna ek olarak, "Acaba kasvetseverlik bir alışılmışlığın ürünü mü?" diye de düşünüyorum.

Viego Kraliçesinden ayrı düşmüş ve onu geri getirmek için tüm gezegeni yıkmayı göze almış genç bir kraldır. Mahvolmuş Kral Hikayesine bakarsak; Vex, tüm bu musmutlu kişilerden bunalıp Viego ile işbirliği yapmaya kalkışmıştı çünkü Viego her şeyi mahvetmek istiyordu. Vex de tüm bu bencil duyguların ve anlamsız mutlulukların yıkımı konusunda Viego ile bir noktada birleşiyordu. Ancak Viego'nun Kraliçesini bencilce istemesini gördüğünde bunu da itici bulan Vex'in yolları Viego ile ayrılıyordu. Göründüğü gibi Vex bencil başka bir mutluluktan irite olması nedeniyle diğer tüm bencil mutlulukları yok etmekten vaz geçebiliyormuş.

Kasvetten hoşlanıyor olmak belki de duyguları ifade etmenin bir yöntemidir ki belki de bu nedenle kasveti Vex gibi seviyoruzdur. Tabiki Dr. Watson ve Sharlock karşılaştırmasında da görülebildiği gibi sevdiğimiz ve bizi olumlu etkileyecek şeyler onları ne olarak anlamlandırdığımıza göre de değişebilir. 

Bir Ölümlüden Denemeler - League of LegendsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin