Roselute blog yazılarının derlemelerinden ilkidir, düşünce ve blog yazıları ilginizi çekiyorsa buyrun.
Bu kitapta League of Legends'ten esinlenilmiş düşünce yazılarını okuyacaksınız.
Yazılara siteden ulaşmak için:
https://fyarendurmus.wixsite.com/bl...
Karma, Ionia halkının her nesline ruhani rehber olmuş kadim bir Ionia ruhunun bedenlenmiş halidir. Karma'nın seçtiği son beden, Darha adlı 12 yaşında bir kızdı. Ebedi sunakta yaşayanların ruhani lideri Karma birkaç ay önce ölmüştü, keşişler ise serbest kalmış bu ruhun yeni sahibini arıyorlardı. O sırada Darha uyanıp keşişlerin yanına gitti, rüyasını anlattı. Belliydi ki yeni Karma Darha'ydı.
Karma, aynı avatar gibi çok öncelerden gelen birçok kişinin tecrübelerini de taşıyordu. Darha zamanla önceki Karmaların kadim ruhları ile bağlantı kurmayı öğrendi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kadim öğretiler her zaman karmanın barış ve uyumun yanında olması gerektiğini ve her kötülüğün kendi cezasını bulacağını, karşılık vermenin gerekli olmadığını anlatıyordu. Darha ise bu öğretilerden biraz kuşkuluydu, içindeki ses ona bir şeyler yapması gerektiğini söylüyordu.
Karma kelimesi Hinduizm, Taoizm, Budizm gibi dinlerde de kullanılan bir kelimedir. Sanskrit dilinde "yapmak, eylemek, bir fiilde bulunmak" kelimelerinden türemiştir. Karma; hem fiziksel hem de zihinsel her türlü eylemin sonuçlarının kaçınılmaz olduğunu ifade eder; düşündüğümüz her şey ya da yaptığımız her eylemin sonuçlarının, bizi bu yaşamımızda ya da sonraki yaşamımızda etkileyeceğini söyleyen bir kuraldır. Yani kısacası ne ekersen onu biçersin diyor bu öğreti.
Peki psikoloji bilimine bakarsak karma ile benzerliği bulunan bilgilere ulaşabiliyor muyuz? Aslında evet. Carl Gustav Jung çalışmalarına dayanarak gölge arketipinden bahsediyor. Nedir bu gölge yanımız? Aslında bizde bulunan ama bir şekilde bastırdığımız, kendimiz ile özdeşleştiremediğimiz karanlık kısımlarımızdır.
Nefret ettiğiniz kimseler var mı? Bu kişilerin hangi özelliklerinden nefret ediyorsunuz, bir saniye durup düşünün. Evet bunu düşünmemizin neden kendi gölgelerimizin farkına varabilmemiz için bizlere olanak sağlıyor olmasıdır. Aslında hepimizin yaptığı ama çoğu zaman yaptığımızın farkında olmadığımız, kendi içimizde inkâr ettiğimiz bir kişisel özelliğimizi, bir başkasında çok kolay şekilde görme eğilimine giriyorsak, hatta bundan çok rahatsız oluyorsak muhtemelen kendi gölgemizi karşı tarafa yansıtıyor olabiliriz. Başkasının herhangi bir karakteristik özelliği sizi aşırı rahatsız ediyorsa ve bu durum sizde aşırı bir tetiklenmeye sebep oluyorsa, kendi gölgenizle yüzleşiyor olabilirsiniz.
Jung diyor ki, Herkesin bir gölge/karanlık tarafı vardır ve bu kısım, kişinin bilinçli yaşamında ne kadar az entegre edilirse, bir o kadar karanlık ve yoğun bir hale gelir. Eğer görünürde aşağı/karanlık olarak gördüğümüz parçamız bilinçli ise kişinin onu düzeltmek için her zaman bir şansı vardır fakat bu parçamız baskılanır ve bilincimizden dışlanırsa, hiçbir zaman düzeltilemez. Eğer bir kişiden nefret ediyorsanız, o kişinin içinde ve sizin de bir parçanız olan bir şeyden nefret ediyorsunuzdur. Bizim parçamız olmayan bir şey, bizi rahatsız edemez.
Birilerini ayıpladığımızda bu mutlaka başımıza gelir diye bir düşünce var, işte bu düşünce tam olarak neden dolayı doğruluk taşıyor diye merak ediyorum. Karma felsefesine göre, düşündüklerimiz bizi etkilediği için bu hale geliyoruz. Jung'un teorisine göre ise, bizde zaten bulunan özellikleri başkalarında görüyoruz. Yani buradan ne sonuç çıkarmalıyız? Bizler öyle olduğumuz için mi bir şeyi düşünüyoruz yoksa o şeyi düşündüğümüz için mi öyle oluyoruz? Düşüncelerimiz neden mi yoksa sonuç mu?
Aslında belki de her ikisi de olabilir. Karma öğretisi, çevrenin bize yaptıkları konusunda sabırlı olmamızı çünkü zaten kötülük yapan kişilerin kendi cezalarını bulacaklarını söylüyorsa bile bu bizlerin kötü kişilerden zarar görmediği anlamına gelmiyor ne yazık ki.
Zaten Darha da kendi iç sesine kulak verip harekete geçme isteği duyuyordu, belki de tamamen görmezden gelmek doğru olmayan bir yoldu. Karma kelimesininin temelinde "fiilde bulunmak" anlamının bulunması da tamamen hiçbir şey yapmamak anlayışına ironik bir şekilde karşı çıkmaktadır.
Konuyu toparlarsak, düşündüklerimiz bizlerde olan gölge özellikleri gösteriyor olabilir ve gölgelerimizi fark ederek kendimizi düzeltebiliriz ya da düşündüklerimiz bizleri bir şekilde etkiliyordur ve bir gün yaptıklarımız bize geri dönüyor olabilir. Diğer bir seçenek ise ikisinin de doğru olma ihtimalidir. Karma öğretisi herkesin yaptıklarının geri döneceğini söylüyor olsa bile bir yandan da harekete geçmemizi söylemektedir, kötülük yapan kişiye geri dönecek olsa bile harekete geçerek kendimizi korumalıyız.
İnsanların size nasıl davrandığı onların karmasıdır, Sizin nasıl tepki verdiğiniz ise sizinkidir. -Wayne Dyer
