3- Morluk

38 5 0
                                    

Önceki bölümün devamıdır.

Ege'den

"Sonunda bitiyor!" dedi Ata gülümseyerek. Ellerini beline koymuş eserimize bakıyordu. Şirin geldi o an gözüme. Sahte olduğunu bilsem de.

"Sadece üst raf kaldı." dedim. Ben de gülümsüyordum. Sanki çok büyük bir şey başarmıştık.

Bir tane sandalyeyi gösterdi ve almaya gitti.

"Üst rafa yetişemeyiz diye!"

Alırken biraz da olsa zorlandığını görüyorum. Kütüphaneye sık sık uğradığımdan sandalyelerinin oldukça ağır olduğunu biliyorum.

Ne kadar ağır olsa da sandalyeyi getirip bıraktı. Ardından da bir iç çekti.

"Bu ne oğlum? Çok ağır."

Sandalyeye elini koyduğunda sandalye sallandı. Sallanmasıyla göz göze geldik. Sandalyenin bir ayağı kısaydı.

"Sen ilk çık." dedi.

"Tamam bay korkak." dedim. Ben de korkmuştum aslında.

"Sandalyeyi tut."
"Tamam."

Korkarak çıktım sandalyenin üstüne. Ardından Ata'nın uzattığı kitabı aldım ve yerleştirmek için uzandım. Fakat sandalyeyi rafa çok yakın koyduğumuz için zorlanıyordum. Küçük bir adım geri attım ardından bir adım daha derken ayağımı kendi bacağıma takıp düştüm.

Tam bir aptalım! Kendi bacağına takılmak ne ya?! Gibi birsürü söz ve kendime okuduğum belalar aklımdan geçiyordu. Nedeni ise açık. Ata'nın üstüne düşmem. Tam onun bacaklarının arasına düşmüştüm.

Düştükten biraz sonra sandalye sallanmaya başladı ve tam bacağımın üstüne düşecekken bir el uzandı ve dizlerimi geriye doğru çekti. Ata'nın göğsünü sırtımda hissetmiştim. Sırtımdaki sıcaklık çok geçmeden kayboldu. Ata kendini yere geri bırakmıştı çünkü.

Gözlerimi kocaman açmış bakıyordum. Sanki vücudum haraket edemiyormuş gibiydi. Sandalye son kez sallandı ve Ata'nın bileğine düştü.

Ata'nın inlemesini duyduğumda uyanmış gibiydim. Acale ettim ve sandalyeyi kaldırdım. Ardından arkama dönüp Ata'ya baktım. Tek koluyla gözlerini kapatmış, yerde yatıyordu.

"Ata! Yaşıyor musun?"

Sorduğum sorunun saçmalığına sonradan varıp utandım. Ben bunu o anki panikle söylemiştim ama Ata kendisine şaka yaptığımı sanacaktır.

Bacaklarının arasından çıktım. Gidip yanına oturdum.

"İyi misin? Hey, cevap ver!"

Paniğe kapılmıştım. Ne yapacağımı bilemiyordum.

Gözünü kapatan kolunu yüzünden çektim. Yavaşça gözlerini açtı.

"İ-iyi misin?"

Sesim titremişti.

Bana cevap vermedi ve yavaşça doğruldu. Haraket ettiğinde canının yandığını görüyordum. Sırtı da incinmiş olabilirdi.

Pantolonunu yavaşça sıyırdı. Bir endişeyle izliyordum. Küçük düşmüştüm.
(2. kez düştüm yazacaktım ama rezalet bir şaka olduğunu farkettim.)

O bileğindeki morluğa tepkisiz bakarken ben oldukça şaşırmıştım. Çok kötü duruyordu.

Bileğini gösterirken bana baktı.

"İlk yumruk attın, şimdi de üstüme düştün. Bilerek ve yanlışlıkla yaptığın her şey beni yaralamak amaçlı sanırım."

Güldü sonra. Şaka yapıyordu ama ben mahçup oldum. Kötü hissediyordum. Ayrıca bunun bedelini ödeyecekmişim gibi geliyor.

𝙎𝙖𝙝𝙩𝙚 ||BxB | Yarı Texting||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin