18- Ayrıldım

12 1 2
                                    

Ege'den

Sınıfta Ata'nın gelmesini bekliyordum. Saçma bir şekilde her öğle arası burada buluşur olmuştuk. Daha doğrusu o buraya kafa dinlemek için geliyordu, ben de onunla konuşmak için geliyordum. Yine de ben burada olduğum için daha sık, hatta hergün buraya gelmesi de bir gerçek. Artık hergün konuşuyor olmamız beni mutlu ediyor. Eskiden sadece görünce sataşıyordu bana.

Kapının açılmasıyla kafamı kitaptan kaldırdım. Kitabı okuyamıyor, odaklanamıyordum. Sebebi de Ata'yı beklememdi tabii. Onun gelmesiyle kapatıp sıranın üzerine bıraktım. Geriye yaslandım ve ona doğru baktım.

Normalin aksine, 'Merhaba!' ya da 'Selam' diye bağırarak girmemişti. İçtiği sütten bittiğini belirten sesler gelmeye başlayınca buruşturup yanındaki çöpe attı. Ardından bana bakıp gülümsedi. Sahte olduğu belliydi.

"Selam!"

Kim bilir yine ne oldu da böyle davranıyor bu salak.

'Selam' diye mırıldandım. Bir sıra çekip yanıma oturdu. Kafasını kollarına gömüp bekledi biraz. Uyuyacak mıydı harbiden? Kafasını bana çevirip, iç çekerek kaldırdı kafasını. En sonunda küçük bir gülümseme ile "Ayrıldım." dedi.

Gözlerimi ondan çekip karşıya doğru odaklandım. "Sonunda ayrıldın."

Gözlerim tekrar onunkilerle buluştuğunda garipsemiştim. Mutlu gözükmüyordu. Onunla sevgili meselesini birkaç kez konuşmuştuk. Bu yüzden kızı sevmediğine emindim. O zaman niye?

"Gerçi pek mutlu gözükmüyorsun. Ne oldu?"

Gülümsemeyi bıraktı. "Bir şey olmadı."

Ağzından laf almak için bin kere sormak gerekiyor.

"Nah olmamış. 'Ayrıldım' diyip dertli dertli oturmak için mi geldin buraya? Salak."

Sinirleniyordum bu davranışlarına. Ağzına bir tane çakasım geliyordu. Onun için endişelendiğimi çoktan anlamış olması gerekir. Niye böyle saçmalıklarla uğraşıyor?

"Sorunsuz ayrıldık. Sadece... İşte şey..."

İç çektim. O da kafasını tekrar kollarının arasına sıkıştırdı. İçinde neler olduğunu asla anlayamayacağım sanırım. Yine de hasta olduğu gün ağladığı gibi, duygu patlaması yüzünden olduğunu biliyordum. Bana da oluyordu bazenleri. Çıldıracakmış gibi oluyordum, vücudumda garip bir enerji oluyordu. Benim anlatacak arkadaşlarım vardı en azından. Onun durumunda olsam dayanamazdım.

"Ne oldu o zaman?

Kafasını kaldırdı. "Berbat hissediyorum." Birkaç saniye sustu. Ağzını açıyordu ama dudaklarını ısırarak geri kapatıyordu. "Dinleyecek misin beni?"

Soru muydu bu şimdi? "Tabii."

Küçük bir sessizlik oluştu. "Off... Utanıyorum."

Ata utanıyor ha? Tatlı...

"Hadi."

Elleriyle yüzünü kapatıp iç çekti. Ardından parmaklarını araladı.

"Kötü hissediyorum işte... Seviyordu beni. Ağlamamak için zor durdu. Bir şeyler yapmak istiyorum ama yanına gitsem bile ortamı kötüleştirir. Off... İğrenç biriyim."

Ne desem bilemiyorum. Haksız olan oydu çünkü. Sevmediği biriyle sırf çıkarları olduğu için çıkmıştı.

Bir şey diyemedim. Ellerini yüzünden çekti ve zorla gülümsedi. "Bana katıldığını bu kadar belli etmesen mi?"

İç çektim. "Ne dememi istiyorsun?"

Gözlerim ellerine takıldı o sıra. Tırnak etini yırtarcasına çekiştiriyordu.

𝙎𝙖𝙝𝙩𝙚 ||BxB | Yarı Texting||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin