RÜYANIN GÖLGESİNDE(Giriş)

11 0 0
                                    

Ormanda koşuyordum,tik tak nereye gittiğimi bilmiyordum tik tak nefes nefese öylece koşuyordum tik tak yolun sonundaki uçurumu ve aşağısındaki denizin dalgalarının kıyıya vuruşunun sesini duyabiliyordum tik tak birisi arkamdan sesleniyor sanki ama ben neyden kaçtığımı bile bilmiyorum.Uçurumun sonuna ulaştığımda nefes nefese koşmayı bırakıyorum aşağıya bakacağım sırada birisi tekrar sesleniyor ama bu sefer daha net ''Efsal!''arkamı döndüğümde bana güven veren aynı zamanda bedenimin buz kesmesine sebep olan o gözleri görüyorum rengi yeşil mi sarı mı karar veremediğim gözlerde ki duyguları anlamlandırmaya çalışırken ayağımın altında ki toprak kayıyor ve ben o gözlerin sahibinin yüzüne odaklanamadan bedenimi soğuk sulara hapsolmuş bir şekilde bırakıyorum.


Nefes nefese uyandığımda yine başıma giren ağrı yüzünden yüzümü buruşturuyorum.Son bir yıldır uykularımın kaçmasına sebep olan aynı rüya artık şaşırtmasa da arkasında bıraktığı korkunç baş ağrısı sabaha berbat başlamam için bir sebep yaratıyor.Kendime gelmek için lavaboya gidip duş alıyorum sonrasında kahvaltıya yetişebilmek için tesise uygun bir şeyler giyiniyorum her ne kadar burada doktor da olsam uymam gereken kıyafet kuralları var daha fazla oyalanmamak için odamdan çıkıp asansöre yöneldiğim sırada arkamdan gelen Doruk'u görünce adımlarımı yavaşlattım

''Günaydın Beril''

''Sana da günaydın''Doruk yüzümü bir süre inceledikten sonra '' Yine mi kabuslar?''

'' kabuslar değil kabus hep aynı şeyi görüyorum'' ''Anlatmayacaksın değil mi?'' sessizliğimi korurken aşağıya indik ''Bu arada amir seni çağırıyordu'' duyduğum şeyle şaşırıp ''Amir neden beni çağırsın ki?'' ''Bilmem belki sana bir şey soracaktır seni çağırması normal çünkü tesisteki tek doktorsun'' '' neyse önce amirin yanına uğrayayım'' personellerin kaldığı bloktan ayrılıp yönetici bloğuna doğru ilerledim.Bahçede elleri kelepçeli mahkumların bana bakışlarını görmezden gelip içeri girdim kapıdaki gardiyanlar beni tanıyıp üzerimi bile arama zahmetine girmeden amirin odasına gittim.Kapıyı usulca tıklatıp içeriden ses gelmesini bekledim amirin yaşlı ama bariton sesini duyduğumda kapıyı açıp ağır adımlarla içeri girdim.Beni görünce hafif gülümseyip ''Hoş geldin Beril kusura bakma sabah sabah rahatsız ettim''

''önemli değil'' ''Otur lütfen kendini rahatsız hissetme'' boş koltuklardan birine geçip gergince oturdum. Amir boğazını temizleyip ''Gelelim seni neden çağırdığıma biliyorsun ki ben burada daha yeniyim benden önceki amir senin sağlığına pek ilgiliydi bilirsin tabi neticesinde güvenliğine de ,yeni bir mahkum gelecek üstlerimiz dışında kimse hangi suçtan geldiğini bilmiyor,konuşmuyormuş.Bana gelen emir mahkumu hücreye kapatmam gerektiği bu emir de onun ne kadar tehlikeli olduğunu kanıtlar nitelikte ama kurallar gereği hücreye kapatmadan sağlık taraması yapılması gerekiyor.Burada ki tek doktor sen olduğun için içime sinmese de ilgilenmelisin ne olur olmaz diye yanında iki gardiyan olacak.Sorun yok değil mi?''

amirin uzun süren konuşmasından sonra durumu kafamda tarttım bu benim işimdi,buraya gönderilmeden önce de çok güvenli bir ortamda çalıştığım söylenemezdi.Benden cevap bekleyen amiri görünce ''Hayır efendim sorun yok memnuniyetle hallederim'' amir memnun olmuşçasına başını salladı. ''Başka bir şey yoksa çıkayım?'' beni onayladıktan sonra iyi günler dileyip odadan çıkarken aklına bir şey gelmişçesine ''Sende bu ay ki sağlık kontrolünü unutma '' onu onaylayıp bana ayrılan revir kısmına gittim.Zaten kavga eden mahkumlar ya da hastalanan mahkumlar dışında işim yoktu ve gün sakince biterdi .

İlerleyen saatlerde dışarıda bir hareketlilik hissettiğimde yeni mahkumun geldiğini anladım.Koridordan gelen ağır botların zeminde çıkardığı ses ve zincir sesleri sessiz koridorda yankılanıyordu sesler yaklaştıkça gerildiğimi hissediyordum şimdiden buz gibi terlemiştim ve kanım sanki akmayı bırakmıştı.Kapı usulca tıklatıldığında sesimin titremediğinden emin olmaya çalışarak gel komutunu verdim.Kapı açıldığında iki mahkumun kollarından tuttuğunu ve bileği kalın zincirli kelepçelerle sarılı yüzü yara bere içinde uzun boylu adamı gördüm adam o kadar uzundu ki ondan bir hayli kısa kalan gardiyanlar onun yanında çok vasıfsız görünüyordu.Nihayet adamın gözlerine baktığımda asıl şimdi kanımın çekildiğini hissettim.Bana hissizce bakan mahkumu bir yerden tanıdığıma emindim çünkü o gözleri unutamazdım.Bir yıldır benden uykumu alan rüyada ki o gözleri nasıl unuturdum evet karşımdaki adam rüyamda Efsal denen kadına seslenen adamın gözleriyle aynıydı.Tek fark rüyamdaki adamın bakışları endişeliyken bu adamın bakışları boşluğa düşmekle eş değerdi.

Bir Rüya İçindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin