SU İÇİNDE GÖRÜNMEZ OLAN GERÇEKLER

8 2 0
                                    

Gözlerine odaklandığım mahkumla olan bakışmamızı gardiyanın bana seslenmesi kesti.''Doktor Hanım bir an önce işinizi halledin ki bizde hücreye götürelim'' kafamı aşağı yukarı onaylarcasına sallayıp gözlerimi bıçak yarasına çevirdim ''Sedyeye geçerse daha iyi olur'' Gardiyanlar kollarından tutup sedyeye yönlendirirken hiçte desteğe ihtiyaç duyuyor gibi görünmüyordu.Ben elime eldiven giyinip malzemeleri hazırlarken bakışlarını üzerimde hissediyordum.Bu bakışlar beni ürpertirken aklıma rüyamdaki anlar aklıma geliyordu yine de soğukkanlılığımı koruyup yaraya yöneldim.Derin bir yaraya benzemiyordu ama kesinlikle dikiş gerekiyordu ''uyuşturmam gerekiyor'' deyip adını bile bilmediğim mahkumu uyarmak zorunda hissettim kendimi.Pek oralı olmadan rengini tanımlayamadığım gözlerinin yüzümde gezindiğini biliyordum.Dikkatle yarayı diktikten sonra yüzündeki yaralara pansuman yapmaya yeltendiğim zaman yüzünü hafifçe geri çekti.Gardiyanlardan biri ''yeter bu kadar Doktor Hanım''diyerek mahkumu kaldırdılar ve odadan dışarı çıkmak için kapıya yöneldiler ''Dikişlere su değmemesi lazım'' ''Zaten su bulabileceğini sanmıyorum'' deyip odadan çıktılar.Adamın hiç konuşmadan sadece beni incelemesi beni ürpertmişti gözlerinin rüyamdaki gözler olduğunu bilmek de işimi hiç kolaylaştırmıyordu.Başka şeylere odaklanmayı deneyip zaten düzenli olan dosyaları bir kez daha düzenledim.Biraz hava almanın iyi geleceğini düşünüp bahçeye çıktım.Bahçeye çıkıp bazı mahkumları görünce aklıma yine o adam geldi.Burada o kadar kötü suçlardan yargılananlar vardı ki bazen gardiyanlar konuşurken duyduklarım beni korkuturdu ama buna rağmen hiçbiri hücrede değildi o adam ne gibi bir suç işlemişti ki onu hücreye kapatmışlardı. ''Nasıl gidiyor Beril?'' arkamda duyduğum ses ile bir anlık afallasam da toparlayıp

''İyi ,aynı şeyler Doruk sen?''

'' bende iyiyim sağol sabah için endişelendim ,amir seni neden çağırmış?''

'' Yeni gelen bir mahkumla ilgili''

''Anladım, bence de amiri dikkate al o adamla ilgili garip şeyler söyleniyor'' söyledikleri ilgimi çekmişti

''Ne gibi?''

''Sanırım birini öldürmüş,diğer katil mahkumlardan farkı ise bu adamın hücre emri mahkemeden değil hapishanenin üst birimlerinden gelmiş,sanırım buraya gelmeden önce hapishanenin bir diğer bölümü olan rehabilitasyon merkezinde kalıyormuş ne oldu da birini öldürecek seviyeye geldi hiç anlamadım''

duyduklarım tüylerimi ürpertmişti aklıyla birini öldürecek seviyeye gelecek kadar mı oynamışlardı? ben derin düşüncelerdeyken Doruk'un vedalaşıp dikkatli olmam ile ilgili tavsiyelerine sadece kafamı sallamakla yetindim.İş giderek korkutucu oluyordu.Başıma giren ağrıyla bana ayrılan bloğa gidip dinlenmeye karar verdim her ne kadar uyuyamayacağımı bilsem de belki birkaç ilacın yardımcı olabileceğini düşündüm.Bloğa geçip yatağıma uzandıktan sonra düşünmemeye çalışarak uyumayı denedim bir yandan ilaçların etki etmesini beklerken saatten gelen tik tak seslerini sayıyordum 74'e geldiğimde uyku beni çoktan esir almıştı.





tik tak,bir koridordayım nereye gittiğimi bilmesem de adımlarım beni yönlendiriyor ,tik tak koridorun sonundaki odadan sesler geliyor odanın kapısına yaklaştığımda iki kişinin kavgasını görüyorum ''Ona zarar vermene izin vermem anladın mı? bana yaptığın üzerimde denediğin şeyler için hiç bir zaman sana direnmedim ne için?ona dokunma diye ama şunu unutma zarar gördüğü an zarar veririm!'' bir adam delirmişçesine birisiyle tartışırken karşısında ki sesi biraz önce ki adama göre daha yaşlı olan bir adam ''Ona zarar vermek mi? hadi ama evlat aranızda ki ilişki devam ederse onun sonunu sen getireceksin hem bilirsin ben benden olana dokunmam''

kim için tartıştıklarını bilmesem de ortamdaki gerilim çok fazlaydı yaşlı adam çekmeceden bir şırınga çıkarıp diğer adama döndüğünde arkası dönük olan adamın sırtının gerildiğini anladım bir adım geri çekildi ''Hadi ama evlat karşı mı çıkacaksın biliyorsun bunu kabul etmezsen her şey açığa çıkar ve tahmin et gerçekler kimin ipini çeker?'' ''bu kadar ileri gidemezsin kendi kızının ölümünü onaylayamazsın'' ''Burada endişelendiğin kim Efsal mi yoksa kardeşin mi?'' adamın söylediği ismi duyunca refleks olarak bir adım geri gidip arkamdaki duvara çarptım sesi duyan adamların önce sesi kesildi adım seslerini duyunca kaçmaya yelteneceğim sırada kapı arasında ki boşluktan arkası dönük adamın önüne dönmesiyle yine o gözlerle karşı karşı ya kalmam bir oldu


Gördüğüm rüyanın etkisiyle sıçrayıp uyanmam bir oldu kalbim öyle çarpıyordu ki kalp atışlarımın sesini duyuyordum.Rüyamda ki olaya anlam veremezken kendimi toparlayamayacağımı anlayıp bloğu terk etmem çok kısa sürdü.Şoku hala atlatamazken bahçede gardiyanlar olması beni rahatsız ederken yalnız kalabileceğim bir yer aradım bloğun arkasına geçtiğimde başka bir blok dikkatimi çekti diğer yerlere göre daha sessiz olan bloğa anın hararetiyle girdim içeride adımlarken bloğun sonunda birileri bir şey söylüyordu ne söylediğini anlamak için yaklaştığımda anın gerilimi bana kabusu çoktan unutturmuştu yaklaştıkça ses netleşiyordu yeteri kadar yaklaştığımda tanıdık ve baskın bir sesin ''Su içinde su gibi görünmez olmuş,gördüğüm her şey'' sürekli bu cümleyi tekrarlıyordu burada olmam çok yanlıştı burası hücrenin olduğu bloktu yaşadığım farkındalık gördüğüm kabusu bile unutturmuştu çıkmaya yeltendiğimde arkamdan o ses ''Su içinde su gibi görünmez olmuş gördüğüm şeyler değil mi doktor?''

Bir Rüya İçindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin