III.

27 3 56
                                    

III.

Göğsümdeki bu ağır kalbi taşımak bazen, büyük günahların tüm cezası benim omzumdaymış gibi hissettiriyordu. O denli ağır ve zor geliyordu bu kalple nefes almak, bazen nefes almama bile engel oluyordu. Bundan vazgeçmeyi düşünüyordum çoğu zaman, bu ağırlık geçsin diye gözlerimi kapatıyordum ve açtığımda onun varlığına ihtiyaç duyuyordum.

Gözlerimi kapattığım her anda onun hayaleti bana elini uzattığında uzun parmakları kızıl saçlarımı tutup etrafına sarıyor ve kalın dudakları aralanıp ruhuma birkaç sözcük fısıldıyordu.

Güzel tilkim, diyordu hayaleti bana, benim güzel Laden'im. Ve sonrasında ben bu fısıltı bir ilahi gibi tüylerimi ürpertirken onun varlığına sarılıp vazgeçmiyordum.

Onun bende olan sevgisi nefrete çok yakın ve bir o kadar da uzaktı.

İan ile parka vakit geçirdikten sonra Central Park'ta ayrılmış ve sonrasında 6. Caddedeki evimize doğru yürümeye başlamıştım. İşlek yollardan geçip yüksek apartmanları geçerek bacaklarım yorulana kadar yürüdüğümde sonunda altında şeker dükkanı olan evimize gelmiştim. Kırmızı renkteki binanın eskimiş kapısından içeriye girdiğimde asansör olmadığından dolayı dördüncü kata kadar merdivenleri çıkmak zorundaydım her gün. Bu çok yorucu bir işti ama annemin başka bir daireye karşı soğuk düşünceleri bizi bu evde tutuyordu.

Basamakları çıktığımda dördüncü kata vardığımda cebimdeki anahtarı çıkartarak muhtemelen kimse olmayan dairenin kapısını açmaya çalıştım. Anahtarı deliğe yerleştirip iki kere çevirdiğimde kilit açıldı ve sonunda kapı aralandı. Aralanan kapıdan kendimi içeriye attığımda güneş ışınlarının mutfak camından beyaz zemine vurduğu hole girdim.

Gözlerim bu manzaraya kısa bir an baktı. Omzumdaki çantam kolumdan düştüğünde onu yere bıraktım ve Amerikan mutfak şeklinde dizayn edilmiş dairenin içine kısa bir an baktım. Mutfak büyüktü ve salonla birleşiyordu. Salonda krem renk bir L koltuk ve iki tane sallanan sandalye vardı. Onlara genelde ben ve babam oturuyorduk. L koltuğun karşısında büyük bir televizyon, televizyonun altındaki raflarda da DVD'ler duruyordu. Salonun duvarları beyazdı ve en sol kısmından bir koridor benim ve annemin odasına uzanıyordu.

Ev boştu. Her zamanki gibi boş ve çok temizdi. Annem her sabah hastaneye gitmeden önce beyaz fayansları deli gibi temiz bırakıyor, mutfağı topluyordu. Ev değişik temizlik için kullanılan deterjanlardan kokuyordu. Bu kokuya ne kadar yüzümü buruştursam da hoşuma gidiyordu çünkü ben de annem gibi tipik, takıntılı başak burcuydum.

"Lavantalı yüzey temizleyicisi," diye mırıldandım boş eve bakarken. Ardından çantayı eğilip aldığımda koluma yeniden taktım, "Her zamankinden."

Ardından topuklarımın üstünde dönüp saçlarım omzuma çarparken çantamı kolumda taşıyarak odama doğru ilerledim. Kısa koridoru geçip kapısı açık odama girdiğimde yine lavantalı yüzey temizleyicisi kokan havayı içime çektim ve çantamı çalışma masamın yanına bıraktım.

Üniformamı çıkartıp temiz kıyafetler giydiğimde saçlarımı da ördükten sonra evde sessizce dolaşmıştım. Hiçbir şey yemeden ders çalıştım, ödevlerimi yaptım ve akşam olmasını beklemeye başladım. Çünkü akşam olduğunda yangın merdivenlerine geleceğini söylemişti bana. Onun gelişini görmek için sabırsızlanıyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 15, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AMİD LOVE AND HATE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin