Başlama tarihinizi buraya alabilir miyim?
I. Kitap: YOKUŞ AŞAĞI HAYATLAR
II. Kitap: YOKUŞ AŞAĞI HAYALLERYOKUŞ AŞAĞI HAYATLAR
Genç kadının kalbi, göğüs kafesini âdeta döverken öylece önündeki bedene bakıyordu.
Geçmişin emareleri bir bir gözlerinin önüne serildi. Geçtiği sanılan ancak gün yüzüne çıkmak için fırsat kollayan geçmiş, bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçti.
Genç kadın hiçbir şey yapmadı. Öylece önündeki ölen bedene bakıyordu. Tekrar mı katil olmuştu?
Yine mi aynı acıları yaşayacaktı?
"Lütfen ölme," diye fısıldadı. Yokuşta, boyası döküleli çok olmadığında parlayan asfalt üzerinde yatan bedenin tam yanında ayakta dikiliyordu. Eğilip öldüğünü kanıtlamak ona göre yeni yürümeye başlayan bebeklerin yaşadığı zorluk gibi geliyordu. Basitti, çok küçük bir hareketti. Ama mahvolması için yeterliydi. "Ben birini öldürdüm, bedelini ödedim. Yıllarca..." Sustu. Devamını getirmeye ne dili yetti ne de yüreği. Devamını söyleyemedi ama her zerresini yaşadı. Korkudan gözlerinde biriken yaşlardan biri mercan yeşili irislerine tutunamadı, yanağından aktı gitti. "Yıllarca bunun pişmanlığını çektim. Acısını da çektim." diye devam etti sessizce.
"Artık arındım. Lütfen beni tekrar kirletme." dedi son gücüyle. Yorgundu, dermanı kalmamıştı.
"Lütfen ölme," dedi kadın, kalan son umut kırıntılarıyla. Sahi, bu bir işe yarar mıydı ki?
Yokuşun başında bir adam göründü, genç kadın konuştuktan hemen sonra, "Öldü ama." dedi, umduğunun tersi olduğunu yüzüne vurdu. Adam, kadının ayağının altındaki tabureyi çekti. Yine ve yeniden.
Mercan yeşili gözleri olan kadının kalbindeki korku sanki mümkünmüş gibi daha da arttı. Tedirginlikte o korkunun yanına eklendiğinde artık celladını bekleyen ağır hastalardandı.
Hastanede değildi, yatakta hiç değildi, ilaç kullanmıyordu, bedeninde bir yarası yoktu ama ruhu acılar içerisinde kıvranıyordu.
O gün yağmur her zamankinden daha da çok yağdı. O gün rüzgâr her zamankinden daha da çok esti. O gün her şey normalinden daha farklıydı. O gün her şey daha karanlıktı. Beyaz sayfanın üzerine dökülen siyah mürekkep damlası, kağıttan katbekat daha küçük olmasına rağmen beyaz sayfanın her bir yanına yayıldı, beyaz sayfanın karanlığı iliklerine kadar hissetmesine neden oldu. Karanlığa boğduğu yetmedi, kağıdın altındaki bir diğer beyaz sayfayı da karanlığa mahkum etti.
İlk karanlığa boğduğu bedendi. Diğeri ise ruh.
O gece, celladı olduğunu sandığı adam önce bedenini karanlığa mahkum etti, sonra da ruhunu. Ve daha sonra onu kurtarmak için kendini feda etti.
EZRA ERSAN
&
DERMAN ALAVAR26.03.2023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOKUŞ AŞAĞI HAYATLAR
Teen Fiction❝Bir yerde okumuştum. İlk başta pek idrak edemedim, belki de anlamak istemedim. Bilemiyorum... Ama sonra aslında benim hayatımın özeti olduğunu fark ettim. Yokuşların sonunda yok oluşlar varmış, Derman. Eğer bilseydim nefes nefese koşmazdım.❞