Hoş geldiniz
Yeni bir kitap, yeni karakterler ve ben :)
Başlama tarihinizi bir yere alayım,
Okuyan olursa oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmasınlar lütfen.
İyi okumalar :)
"Koçum," öndeki masadaki adamın bana seslenmesi ile bedenimi onlara çevirdim. "Bir bak buraya."
Hızlıca yanlarına gelirken, "Sanırım siparişinize karar verdiniz," dedim. Beni başı ile onayladığında cebimdeki sipariş defterini çıkardım ve "Alayım o zaman ben," dedim.
"2 tane köfte menü2den istiyoruz."
Elimdeki sipariş kağıdına işaretlerken, "İçecek olarak ne alırsınız?" diye sordum.
"İki büyük kola olsun."
İçecek kısmını işaretlerken, "Tamamdır, birazdan gelir siparişler." Kalemi cebime yerleştirirken, "Duygu!" diye bağırdım ileri de boş bekleyen kıza. "İki tane köfte iki menüden, bir de iki büyük kola."
Beni başı ile onaylayıp arka kısma koştuğunda bakışlarım kapıya değdi. Bugün pazar olduğu için restoran sabahtan beri dolup taşıyordu.
"Acar!" Hızlıca bana bağıran Selim'e döndüm. "Masa 4."
O tatlılar için içeri girerken derin bir nefes alıp hızlıca masa dörde gittim. "Hoş geldiniz," diye mırıldandım gülümseyerek. "Siparişiniz alındı mı?"
"Hayır, alınmadı."
Adamı başımla onayladım ve hala elimde olan sipariş defterini düzelttim. "Neye karar verdiniz peki?"
"Bir tane et menü2. İçecek olaraksa kola."
Hızlıca kağıtta gerekli yerleri doldururken, "Tatlı almak ister misiniz?" diye mırıldandı.
Adam menüye tekrar baktıktan sonra, "Çikolatalı muhallebi alayım o zaman," dedi.
İşaretlemeyi bitirdikten sonra, "Birazdan yemeğiniz gelmiş olur," dedim ve masadan ayrılarak arka kısma, yemekleri alacağım kısma ilerledim.
Bakışlarım lavabodan yeni çıkmış Leyla'yı bulurken, "Leyla'm," diye seslendim. "Masa 4, bakar mısın?" Elimde tuttuğum sipariş kağıdını göstermiş ve küçük bir gülümseme göndermiştim.
"Fazla geç kalma, birden fazla sigara içme."
Annemmiş gibi uyarısını yaparken kabul etmesi ile genişçe gülümsedim ve ilerleyerek yanağına öpücük kondurdum. "Kraliçesin kızım sen, mükemmelsin."
O, benim bu halime gülüp elimdeki kağıdı alıp koşuşturmaya başlarken bende rahat bir nefes verdim. 3 saattir durmadan koşturuyordum ve saçımı kaşıyacak zamanım bile olmamıştı. Böyle anlarda Leyla kurtarıcım olur, hem benim yerime hem kendi yerine koştururdu.
Fazla oyalanmamak için kendimi personel girişinden arkadaki küçük odaya attım. Burası genelde garsonların kıyafetlerini bıraktıkları ve benim gibilerin gelip sigara içtiği yerdi.
Kokmaması için iki camı açtıktan sonra camın karşısındaki tekli koltuğa oturdum ve ayağımı önümdeki masaya yasladım. Cebimden sigara paketini çıkarıp çakmağımla yaktıktan sonra geriye yaslandım. Dün gece uykumu alamamış ve sabah kalktığım gibi kendimi restoranda bulmuştum. Bugünkü kalabalık, koşturma derken gerçekten çok ama çok yorulmuştum.
Aldığım nefesi geri verirken başımı geriye yaslayıp gözlerimi kapattım. Bu ara kendimi ordan oraya sallanıyor gibi hissediyordum. Ödevlerin verilme zamanları yaklaşmış, son sınavlara bir hafta kalmıştı ama ben zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiş şu an olduğum konumu sorguluyordum.
Sigaramdan bir nefes daha alırken çalan telefon ile kendi kendime kısaca homurdandıktan sonra telefonun üzerinde Rüzgar ismini gördükten sonra kısık bir küfür savurmuştum.
Telefonu açıp kulağıma götürdüğümde, "Ne var?" diye sordum.
"Aa, ne bu aşkım? Sinirli sinirli." Sesini incelterek söylediği şeylerden sonra kıkırdamıştı. "Merak ettim, aradım seni o kadar."
"Bak rüzgar," diye mırıldandım dudaklarımdaki sigarayı uzaklaştırırken. "Gördüğünüz şeyi unutun, şaka yapmayı kesin sikerim sizi."
Beni ciddiye almak yerine geniş bir kahkaha attı. "Ama aşkım, daha öpüşmedik bile."
"Pezevenk," diye mırıldandım ve kulağımdan telefonu uzaklaştırarak yüzüne kapattım. Kapattığım için sinirli halime güleceğini ve eğleneceğini biliyordum ama ona katlanmak iyiydi.
Önceki hafta okuldayken 11lerden bir çocuk gay olduğunu ve beni sevdiğini söylemişti. Öncesinde çok büyük bir şok geçirsem de benim gay olmadığımı, birlikte olamayacağımızı söylemiştim. O ise terslemediğimi fırsat bilmiş ve beni öpmüştü.
Evet, tüm sınıfın önünde öpmüştü.
Sınıftan sınıfa dolandığı için artık gay ya da biseksüel olarak anılıyordum. Rüzgar ve Gece'de bunun dalgasını geçiyor, beni sinir ediyorlardı.
Sigaram bittiğinde masanın üstündeki küllüğe bastırdım ve açtığım camı kapatmadan odadan çıktım. Saçımı ve üstümü değiştirdikten sonra masaların olduğu alana daha girmeden "Acar, tatlılara yardım lazım," diye bağıran Mustafa abi ile derin bir nefes almış ve nakliyeye yardım etmek için koşmaya başladım.
--
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TROUVAİLLE /Yarı Texting/
ChickLit"Şimdi böyle diyorsun ama ileride görüşürüz," diye seslendi. Göz devirdim bu dediğine. Yanımda bir kız gördüğünde hep aynı tepki veriyordu ve bu bir zamandan sonra sıkıcı olmaya başlamıştı. "Görüşürüz kardeşim, görüşürüz." ^ Kitap şahsıma aittir.