7/ Restorant

16 4 0
                                    

"Demek artık kız da çağırıyorsun," dedi Leyla bana anlamlı anlamlı bakarken.

"Ne düşünüyorsun bilmiyorum ama o düşünceyi yok et hemen."

Gülerek başını iki yana salladı. "Ne düşünmemi isterdin ki?"

Bu hareketine karşılık gözlerimi devirdim. "Hiç bir şey düşünme sen."

Elimdeki bez ile masayı sildim ve peçete ile tuzluğu yerine, masanın ucuna koydum.

"Neyse, ben arkada sigara içeceğim," diyerek ayaklandığında

"Müşteri gelirse benim bakacak halim yok, sen bakarsın," diye durdum onu.

Gözlerini devirirken, "Yeliz ile anlaştım o bakacak."

Onu başım ile onaylarken, "Kıza ayı gibi davranma, ilk günden kaçmasın," diyerek bir şey dememe izin vermeden uzaklaşmıştı.

İçten içe homurdanırken bakışlarım kapıdan giren Deniz'e kaydı. Bakışları rastorantta beni bulmak için dolaşırken, "Buradayım," diye seslendim.

Anında bana dönerken hala elimde tuttuğum bezi masasının kenarına bıraktım. Yanımda geldiğinde,"Hoş geldin," diye mırıldandım. "Otursana."
Karşıma oturduğunda, "Ne istersin?" Diye sordum. "Kahve ya da çay ister misin?"

Başını iki yana salladı. "Sadece paramı istiyorum."

"Bir şey ikram etmek istiyorum, paranı zaten vereceğim."

"Hmm," diye mırıldandı üstündeki ceketi çıkarırken. "O zaman muzlu bir tatlı getirebilirsin."

"Demek muzu seviyoruz," diye mırıldandım oturduğum yerden kalkarken. "Yanına kahve getiriyorum o zaman."

"Sen bilirsin."
Onu başım ile onaylarken mutfak kısmına ilerledim.

"Ne istiyorsun?" Diye sordu Mehmet bakışları bendeyken.

"Bir muzlu ve bir çikolatalı pasta. Kahveyi ben alırım."

Başı ile onaylayarak geri çekilip tatlı kısmına geçtiğinde bende iki tane bardak çıkarmış ve kahveyi hazırlamaya başlamıştım.

_

Tatlıları ve kahveleri masaya bırakırken," Çok güzel gözüküyor," diye mırıldandı.

"Bol muzlu olan bir pasta," diye mırıldandım. Karşısında yerini alırken. Beni başı ile onayladı ve hızlıca bir dilim alıp ağzına attı.

"Bu çok güzel."

Ağzı bitmeden konuşması kıkırdamamı sağladı. "Bence de, ama çikolatalısı daha güzel."

Omuz silkti. "Muz, mükemmel bir meyve Acar."

Yemeye devam ederken kahvemden bir yudum aldım ve ceketimi cebinden çıkardığım zarfı masaya bıraktım.

Nasıl vereceğim ile ilgili tereddüte düşmüş en sonunda zarfın içinde vermenin daha doğru olacağını düşünmüştüm.

"Sanırım gizli bir iş çeviriyoruz."

Zarfı eline alıp parayı çıkardığında, "Nasıl vereceğimi bilemedim," diye mırıldandım. "Böylesi daha iyi."

"Benim için fark etmiyor," Başını öylesine salladı ve elindeki parayı hızlıca saydı, zarfa koymadan cebine koydu.

"Tatlıyı yemek için arada uğrarım," diye mırıldandı bitmiş tabağa doğru. "O zaman çikolatalısının tadına da bakarım."

Yarılanmış kahvem ve daha dokunmadığım tabağım dikkatimi çekti.

Tabağımu önüne ittim. "Şu an canım yemek istemiyor zaten, benimkini de." Bakışları tatlıda ve bende gelirken, "Utanma ve ye lütfen."

"Benimde sana tatlı sözüm olsun."

"Olur, bende muzlu yerim o zaman."

Beni başı ile onayladı. "Benim sevdim bir pastaneci var, oraya gideriz."

"Olur hem pastane tarzı yerleri seviyorum. "

Kaşları çatıldı. "Niye öyle bir yerde çalışmıyorsun peki?"

"Burası evime daha yakın hem maaşı da iyi."

"Anladım," diye mırıldandı ve tatlıdan bir çatal aldı. "Ama burası büyük zor olmuyor mu?"

Bıkkınlıkla, "Tabiki zor oluyor," diye mırıldandım. "Ama dediğim gibi büyük bir yer olduğu için parası da iyi."

"Aklıma bir şey geldi." Heyecanla elindeki çatalı tabağına bıraktı. "Eğer istersen, teyzemin yanında pastanede çalışabilirsin. Burası kadar büyük değil ama orasına gerçekten güzel bir yer. Hem emin ol maaş konusunda anlayacağınızı düşünüyorum."

"Olur mu ki?"

İçime umut tohumları yerleşirken, "Olur, tabi," dedi hızlıca. "Teyzem tatlı kadındır, anlaşırsınız hemen."

Yüzümde büyük bir gülümseme oluşurken, "Umarım boşuna ümit vermiyorsundur," diye mırıldandım.

"Hayır, hayır," Başını iki yana salladı. "Dedim gibi iyi anlaşacaksınız. Bu hafta sonu boşsan pastaneye gelirsin ve teyzemle konuşursun."

"Tamam o zaman, olur gelirim."

_







TROUVAİLLE /Yarı Texting/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin