Dila yine kızların kavga edişleri ile uyandı masasından. Gece vizelere çalışırken burada uyuya kalmıştı. Beli tutulmuş halde kalktı ayağa, gidip onları ayırmak yerine lavobaya gidip hazırlanmaya başladı. Her gün kavga ettikleri için artık pek umarsamıyordu. Birazdan kavgaları bitecek birbirine sarılacak ve okula hazırlanacaklardı.
İşlerini halledip kahvaltı yapmadan dışarı çıktım , zaten kahvaltı yapmayı da çok sevmezdim . Hangi aklı başında insan sabahın 8 de kahvaltı yapar ki dedi içinden.
Enstüti binası öğrenci evlerinin hemen karşısında olduğu fazla yorulmadan üniversiteye varmıştı. Klinik psikoloji yüksek lisansı yapıyordu. Yüksek lisansın ikinci senesindeydi tabi sonra da doktora yapmak istiyordu genç kız. Bu yüzdende yüksek bir ortalama ile mezun olmaya çalışıyordu.
Ders biter bitmez kendini spor salonuna attı. 6 yıldır milli tekvando takımında yarışıyordu. Bir çok kupa ve madalyası olsa da onun tek bir hayali vardı dünya şampiyonu olup bütün kız çocuklarının neler başarabileceğini göstermek istiyordu. Yarışlarda kazandığı paralar ile de kız çocuklarına burs veriyordu. O kendisine tanınmayan hak görülmeyenleri diğer çocuklara vererek onlara bir şans vermek istiyordu.
Geçmiş onun gözlerinin önüne geldiğinde kendini toparladı Dila. Sevgili hocası Azra ona sırıtarak geliyordu yine canına okunacağının habercisiydi bu geliş.
Bir aydır büyük usta Hong un isteği üzerine bacak kaslarını geliştirmek için şınav ,ağırlık kaldırma ,yüzme mekik ,plank yapıyordu ancak hiç bir faydası olmuyor gibiydi yorulduğu yanına kâr kalıyordu. Ama usta Hong ' a dinletemiyordu. Bir önceki maçta bacakları güçsüz olduğu için çok darbe almış ve neredeyse maçı kaybedecekti. Son bir hamle ile rakibinin yüzüne geçirdiği tekme onu kurtarmıştı.
3 saatlik antrenmandan sonra yüzmek için havuza geçtiklerinde artık Dila ' nın dermanı kalmamıştı, o da bir insan evladıydı yorulmuştu ama kimse onu dinlemiyordu . 10. uncu kez suya atladığında artık bacaklarına kramplar girmeye başladı ve yavaş yavaş aşağı çekildiğini anladığını çaresizce kendini suya bıraktı. Azra onu bir kedi yavrusu gibi mayosundan tutup sudan çıkardı.
- "Dila ne oldu yoruldun mu, hani sen asla yorulmazdın ?"
- Yorulmayız dedik hocam da biz de insanız dimi azıcık soluklanalım.
- "Herkes başarılı olduğunu konuşur tebrik eder ama kimse nasıl başarılı oldun diye sormaz dimi Dila . Madem dünya şampiyonu olmak istiyorsun o zaman çalışacaksın kızım hiç durmadan soluklanmadan. Çünkü hiç bir başarı tesadüf değildir. "
Hadi bu kadar aylaklık yeter devam et tekrardan atla suya bu sefer 25 saniyede gidip geleceksin.
Dila ikiletmedi bir kere daha atladı suya gidiş harikaydı ama dönüşü yine tamamlayamadan kendini suyun dibinde buldu bu sefer bileğindeki kramp daha katlanılmaz bir haldeydi tekrardan kendini kıyıda azranın kollarında buldu.
- Anlaşıldı prenses sen daha forma girememişsin yarın daha iyi gel ısınma eğzersizlerini de yapmayı unutma.
- Hocam peki gerçek eğzersizler ne zaman baslayacak.- Sen ne zaman forma girersin o zaman başlarız böyle giderse önümüzdeki yarışa katılamayacaksın. 5 ay içinde forma girdin girdin giremedin Usta Hong yarışa girmene izin vermeyecek haberin olsun kendini ona göre ayarla.
Dila oflayarak kendini bıraktı yere çok istese de olmuyordu.
Duşa girdiğinde düşünceler beynine hücüm etmeye başlamıştı henüz lisedeyken kalkışmıştı bu işe. Üniversiteye başladığında çok fazla söz duydu bir kadın nasıl tekvando yapar. Sen bir psikolog olacaksın nasıl dövüşebilirsin kimse onu anlamamıştı gerçi hala da anlamıyorlardı. O kendi ayaklarının üzerinde durabilmek ve başkalarına da örnek olabilmek için çabalıyordu. İnsanların koymuş olduğu tabuları tek tek yıkacaktı Dila , buna canı gönülden inanıyordu tabi o güne kadar antrenmanlar yüzünden ölmezse 🙂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KRALİÇE
Подростковая литератураGenç bir kız herkesin iyiliğini düşünebilir miydi ? Her zorda kalana yardım etmekten geri durmazken onun canı yanarken gerçekten kimsenin elinden bir şey gelmemiş miydi ? Ruhundaki ve kalbindeki kırıkları biri görsün ve onu düştüğü karanlıktan çık...